Arama

Çağımızın Matrakçı Nasuh’u Nusret Çolpan’ın minyatürlerinde İstanbul

Hepimiz resimlenmiş kitapları karıştırmayı severiz değil mi? Peki, günümüz teknolojisi yok iken, çağlar öncesinde kitaplara nasıl resim yapılırdı? Hemen söyleyelim: Minyatür sanatı ile. Minyatür öncelikle dini kitaplarda anlatımı güçlendirmek için kullanıldı. Sonra ise hikaye ve şiir kitaplarında da büyük oranda kullanılmaya başlandı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında atıl kalan, unutulmaya yüz tutan minyatür sanatını geleneksel ve modern çizgide buluşturup 2000'lere taşıyan Nusret Çolpan, bu sanatı kitap sayfalarından tablolara, çinilerle duvarlara taşıdı. Böylece hayatımıza gök mavisi nakışları işledi.

Minyatür nedir?

Minyatür kelimesinin kökenine baktığımızda Orta Çağ Avrupası'nda hazırlanan el yazmalarının bölüm başlarında metnin ilk harfinin etrafına kızıl-turuncu minium (kızıl-kırmızı renkli bir mineral) ile yapılan miniatura adlı tezhipten geldiğini ve "sülüğenle boyanmış" anlamını taşıdığını görürüz.

🔹Ancak zamanla "minor" kelimesinin etkisinde kalarak "küçük resim" anlamını da kazandı. İslam sanatında minyatüre "tasvir" minyatür sanatçısına da musavvir veya nakkaş denir.

🔹Metni açıklamak için kitap sayfalarına sulu boya, altın, gümüş yaldızla yapılan minyatürler, gölge oyunlarına sahip, kendine has perspektifi olan resimlerdir.

Osmanlı'dan günümüze 15 minyatür sanatçısı

🔹Minyatür bir düzlemde sıralı ve birbirini kapatmayan figürler içerir. Papirüs parşömen gibi farklı malzemelere yapılan minyatürün tarihçesi 3. yüzyıla kadar dayanır.

🔹Tarihi eski Mısır ve Sasaniler dönemlerine uzanan ilk minyatür örnekleri zamanla deri ve kağıt düzlemine geçer.

🔹Bu da sanatın ilerlemesine ve farklı düzlemlerde resmedilişine tanık olmamız açısından ehemmiyet ifade eder.

🔹Minyatürlerin doğal boyalarla icra edilmesi günümüze kadar bozulmadan gelmelerindeki en büyük etkendir.

🔹Minyatür, İslam dünyasına Maniheizm'in kurucusu olan "Mani"nin etkisiyle girer. Mani aynı zamanda bir ressamdır ve dini öğretileri daha iyi anlatmak amacıyla kitabına resimler çizer.

🔹Minyatür sanatı Türk- İslam coğrafyasında Selçuklularda, Anadolu Selçuklularında ve Osmanlı İmparatorluğu'nda sıkça görülür.

El yazması kitaplara nakşedilen geleneksel sanatlar

🔹Osmanlı döneminde kendi çizgisini yakalayan minyatür sanatı, sadece sanat amaçlı değil belge amacı ile de kullanılır. Osmanlı Devlet'inde Kanuni dönemi, minyatürün altın çağıdır.

🔹Bu dönemde yaşayan tarihçi, mimar ve matematikçi Matrakçı Nasuh, 16.yüzyılın en önemli nakkaşıdır.

BİLGİ NOTU:

Matrakçı Nasuh Kimdir?

🔹Devşirme olan Matrakçı Nasuh aslen Bosnalıdır. Hayatı hakkındaki çok az bilgiye sahip olduğumuz Matrakçı'ya "matrakçı" denmesinin sebebi matrak adlı oyunun mucidi olmasıdır. Matematikçi, mimar, tarihçi ve nakkaş olan Matrakçı aynı zamanda çok iyi silah kullandığı için "Silâhşor" unvanıyla da anılır. Çok yönlü bir karakter olan Matrakçı Nasuh, Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Muhammed b. Cerîr et-Taberî'nin ünlü İslâm tarihini Arapça'dan Türkçe'ye çevirmeye başlamış, yaptığı ilave ve zeyller dolayısıyla "Mecmau't-tevârîh" ismiyle padişaha sunmuştur. Nasuh 1530 'da silâhşorlukla ilgili "Tuhfetü'l-guzât" adlı bir eser kaleme alır. Doğum tarihi net olarak bilinmeyen Matrakçı Nasuh 1564'de İstanbul'da vefat eder.

Osmanlı'nın en önemli silahşoru; Matrakçı Nasuh

🔹Kanunî Sultan Süleyman'ın ilk İran seferine eşlik eden Matrakçı, İstanbul'dan Tebriz'e kadar geçilen tüm menzilleri 128 minyatür ile belgeler. Bu şekilde tarihi kayıt açısından minyatürün önemini ortaya koyar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN