Arama

Osmanlı'da eğitim terimleri

Osmanlı döneminde ilim ve eğitim oldukça önemliydi. Medreselerde okula başlayan öğrenciler çeşitli kademelerde eğitimlerine devam ederdi. Osmanlı'da çocuk, herhangi bir mevsimde okula başlayabilirdi. Bazı mekteplerde de talebelere aylık ücret ödenirdi. Sizler için Osmanlı'da eğitim terimlerini derledik.

  • 1
  • 19
MUİD
MUİD

Müderrisin derslerini tekrarlayan yardımcı.
Müderrise yardımcı olan muidler, dersleri arkadaşlarına tekrar ederdi. Medreselerde genellikle her hocanın bir veya iki muîdi olurdu. Muîdlerin aldığı maaş görevlerinin önemi ve zamana göre değişirdi. Fıkıh medresesi muîdlerinin aylığı 3 dinardı. Bunun yanında günlük yiyecek ihtiyaçları karşılanırdı.

Fâtih Sultan Mehmed'in yaptırdığı Sahn-ı Semân medreselerinde birer muid bulunurdu. Buradaki muidler, kabiliyetli öğrenciler arasından seçilirdi. Ancak akranı içinde iyi yetişmiş ve mâhir olanlar muîd olmasına izin verilirdi. Bunlara günlük 5'er akçe verilirdi. Muîdler, sadece müderrisin okuttuğu derslerin tekrarı ve müzakeresiyle değil aynı zamanda talebenin gözetimiyle de ilgileniyordu.

Osmanlı medreseleri

  • 2
  • 19
MÜLAZEMET
MÜLAZEMET

Sahn düzeyinde bir medreseyi bitirenlere verilen atama

Medrese mezunu olan talebelerin müderrislik ve kadılık almak için sıra beklemeleri, bu arada meslekî tecrübe kazanmaları ve belirli kontenjanlardan istifade ile göreve başlamalarını ifade eder. Ancak bu terim sadece ilmiyeye has bir terim olmayıp yine "staj" anlamında Osmanlı idarî ve askerî teşkilâtında da kullanıldı.

Medrese mezunu olan adaylar, Anadolu veya Mısır'da vazife almak isterlerse Anadolu, Rumeli'de görev yapmak isterlerse Rumeli kazaskerinin belli günlerdeki meclisine devam ederek mülâzemet defterine adlarını kaydettirirdi. İlmiyede bu şekilde medreseden mezuniyetle bir göreve ilk tayin arasında geçen belli süreye mülâzemet denilirdi.

İstanbul'un ilk yükseköğretim kurumu

  • 3
  • 19
FAKİH
FAKİH

Medrese yöneticisi

Fıkh sözlükte "bilmek, bir şeyi iyi anlamak, bir konuda derin bilgi sahibi olmak" anlamına gelir. Bu kelime kökünden türeyen fakih de "bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse" anlamına gelir.

Osmanlı'nın ilk hutbesinin okunduğu cami

  • 4
  • 19
İCAZETNAME
İCAZETNAME

Sahnı bitirenlere verilen diploma

İbn Fâris'e göre "bir âlimin ilmini talebesine aktarması" manasında terimleşen icazet, ilk defa hadis alanında kullanıldı. Bu alanda "hadis rivayetine sözlü veya yazılı izin vermek, rivayet hakkını devretmek" anlamında kullanıldı.

Osmanlı'da medrese ve tekke mensuplarıyla sanat erbabından eğitim ve öğrenimlerini tamamlayanlara üstatların verdiği yazılı belgeye denirdi.

Arşiv fotoğraflarıyla Osmanlı döneminde öğrenciler

  • 5
  • 19
DANİŞMEND
DANİŞMEND

Yükseköğretim düzeyinde medrese öğrencisi

"Bilgili, ilim sahibi" anlamına gelen Farsça bir kelime danişmend, büyük medreselerde icazet alma seviyesine gelen talebelere denilirdi. Danişmendler, medresede oda sahibi idiler ve malî durumu iyi olanların, hizmetlerini görmek üzere yanlarına çömez alma yetkileri de vardı. Ayrıca medrese talebeleri dışında, kadılık, müderrislik mesleğinde bulunan ilim erbabı da dânişmend sıfatıyla anıldı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN