Arama

T.S. Eliot'a göre şiir nedir, eleştirmenin görevleri nelerdir?

Yirminci yüzyıl modernist şiirinin en başarılı örneklerini veren T. S. Eliot, aynı zamanda kaleme aldığı yazılarla klasikleşmiş bir eleştirmendi. Değerli eserlerin ortaya çıkarılmasını eleştirinin en önemli görevi olarak kabul eden yazar, gerçek şairi de şöyle tanımladı: "Kendi zamanında büyük kitlelere ulaşmış değil, her nesilde küçük bir grubun bile olsa anladığı sanatçı." Sanat ve felsefenin toplumu ayakta tutan önemli güç olduğuna inandı. Sizler için Eliot'a göre şiirin ne olduğunu, şairin ve eleştirmenin görevlerini derledik.

Şiir, bir milletin dilini, duyuş ve düşünüş şeklini, bir toplumun bütün üyelerinin hayatlarını, şiir okuyan veya okumayan, büyük şairlerin adlarını bilen veya bilmeyen, kısaca yeryüzündeki bütün insanları etkiler. Şiirin etkisi merkezden uzaklaştıkça daha dağınık, dolaylı ve ispatı güç bir hale gelir. Bu tıpkı bulutsuz bir gökyüzünde uçan bir kuş veya uçağı son ufuk çizgisine kadar gözlerinizle takip etmek gibidir; ulaşabildiği en uzak noktada siz onu görebildiğiniz ve göstermeye çalıştığınız halde, diğer bir kişi göremeyebilir.

Sözcüklerle güzel biçimler kurma sanatı olarak tanımlanan şiir, her dönemde duygularımıza ve düşüncelerimize hitap eder. Fakat aynı zamanda güzel sanatların en üstünü ve en zor olanıdır. Şiirin nasıl yazılması ve şairlerin nelere dikkat etmesi meselesi de oldukça eskidir. Bu konu hakkında düşüncelerini kaleme alan kalemlerden biri de T. S. Eliot'tur.

T. S. Eliot, ABD doğumlu İngiliz şair, aynı zamanda oyun yazarı ve edebiyat eleştirmeniydi. 20. yüzyıl modernist şiirinin en başarılı örneklerini veren Eliot, eserlerinde zaman güdümlü gelenekten kaçma arzusunu yansıttı. Modern eleştirinin önemli temsilcisi bu konu hakkında kaleme aldığı makaleler alanında klasik halini aldı.

T. S. Eliot'un hayatı ve şiirleri

Şairlerin şiirden başka ilgileri de vardır, aksi halde onların şiirleri bomboş olurdu. Şairleri şair yapan şey, onların tecrübe ve düşünceyi şiire dönüştürebilmek için duydukları yoğun istektir; bir tecrübeyi yaşamak ve düşünmek ise, şiirin ötesinde de ilgi sahibi olmak demektir, öyleyse bir edebiyat eleştiricisinin başlıca amacı, okuyucularının bir eseri anlayıp ondan zevk almalarını sağlamaktır.

Edebiyat eleştirisi, bir sanat eserini belirli kriterlere göre ele alan, inceleyen ve değerlendiren bilim dalıdır. Bu alanda zamanla farklı görüşler (kuram) gelişti. T. S. Eliot'un Yeni Eleştiri Okulu da bunlardan biriydi.

Şairin, şair olarak görevi, önce kendi diline, dolaylı olarak da kendi toplumuna karşıdır denebilir. Dili önce muhafaza etmek, sonra da geliştirip yaymak şaire düşer. Diğer insanların duygularını ifade eden şair, bu duygulan daha şuurlu bir hale getirerek değiştirmekte, insanların, kendi duygularını farkına varmalarını sağlayarak onlara kendilerine ait şeyler öğretmektedir.

Eliot'a göre edebiyat, bir medeniyet dairesi içindeki bütün kültürlerin yarattığı, belli başlı sanat eserlerinin oluşturduğu organik bir bütündür.

Şiir türleri nelerdir?

Edebiyat eleştirisinin görevi, edebiyatı anlama ve onun zevkine varmayı teşvik etmektir. Bu hükümle, zevkine varılmaması gereken eserleri belirtmek gibi olumsuz bir işin de, ebedî eleştirinin görevleri arasında olduğunu ima etmek istiyorum. Çünkü eleştiricinin bir görevi de, yeri geldikçe, ikinci sınıf olanı ve sahte olanı ortaya çıkarıp göstermektir.
Eleştirinin asıl işi övgüye değeni, değmeyenler arasında çekip çıkarmak ve övmektir.

Eliot bir eseri eleştirirken yaşantı, toplum veya sanatçının özelliklerinin aranmaması gerektiğini; yapıtın kendisiyle değerlendirilmesi gerektiğini belirtir. Ona göre ele alınan eser, kendi başına biriciktir.

Bir şairin kendi zamanında büyük bir okuyucu kütlesine sahip olması çok önemli değildir. Önemli olan, her nesilde hiç olmazsa küçük bir grubun kendisini anlayabilmesidir.

Eğer bir şair çok kısa bir zamanda büyük bir zümreye hitap edebiliyorsa, bu pek güven uyandıracak bir durum değildir. Çünkü bu, bizde, o şairin gerçekte yeni bir şey getirmediği, insanlara alışık olduklarından başka bir şey vermediği, yani bir evvelki kuşağın şairlerini tekrarladığı endişesini uyandıracaktır. Bir şairin kendi zamanında kendisini anlayabilen küçük bir okuyucu kütlesine sahip olması çok önemlidir. Bir toplumda, daima, kendi zamanının ilerisinde, ona bağımlı olmaksızın yenilikleri hazmedebilen ve şiirden anlayan bir öncü grubun olması gerekir.

Bazı şairler, çağının çok ötesinde eserlere imza atar. Bu onların yaşadığı dönem içerisinde yeterince anlaşılmamasına, geniş kitlelere hitap edememesine neden olabilir. Fakat önemli olan az sayıda da olsa edebiyat zevkine sahip kişilerin olmasıdır.

Türkiye'de en çok okunan 10 şiir

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN