Arama

Ramazan hikayeleri; Bin salavata satılan zırh

Peygamber Efendimizin Kabe'deki putları temizlerken okuduğu duanın ne olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya Kur'an-ı Kerim'de geçen Hz. Süleyman ve karınca kıssasını? Ramazan ayındaki ilginç açık arttırmada neler satıldığını? Ya da ünlü mütefekkir şair Nabi'nin neden heyecan ve sevinçten bayıldığını? Bazı hatıralar insanı derinden etkiler. Hele de bunlar tarihin önemli şahsiyetleri tarafından yaşanmış ve anlatılmışsa. İşte Ramazan ayına özel hikayeler..

  • 3
  • 10
BİN SALAVATA ZIRH
BİN SALAVATA ZIRH

Sultan Birinci Mustafa Han, Sultan Genç Osman ve Sultan Dördüncü Murad Han devirlerinde devlete pek çok hizmetlerde bulunan Melek Ahmed Paşa, her sene Ramazan ayının başında hazinesini açar, kıymetli eşyalarını farklı bir usulle satışa çıkarırdı. Örneğin bir zırhı bin salavata, bir kılıcı elli bin salavata, bir samur kürkü bir hatm-i şerife, bir mercan tespihi iki bin salavata, bir tüfeği bir hatm-i şerife verirdi. Herkes pazartesi ve cuma geceleri sözlerini yerine getirirdi.

Hz. Peygamber'e nasıl salavat getirilir?

  • 4
  • 10
HZ. SÜLEYMAN VE KARINCA
HZ. SÜLEYMAN VE KARINCA

Kur'an-ı Kerim'de Neml Suresinin 17-19. ayetler arasında Hz. Süleyman ve karınca kıssası şöyle anlatılır:

"Bir zaman cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları Süleyman'ın emrinde toplanmış, birlikte sevk ve idare ediliyordu.

Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!" Onun bu sözünden dolayı Süleyman neşeyle gülümsedi ve "Ey Rabbim!" dedi, "Gerek bana gerekse anne babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya beni muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi kullarının arasına kat!"

Hz. Süleyman'ın habercisi hüdhüd

  • 5
  • 10
GÜNEŞİ DURDURAN SICAK
GÜNEŞİ DURDURAN SICAK

Sultan İkinci Bayezid, Ramazan ayının sıcak bir yaz gününde İstanbul mesirelerinden birine çıktı. İkindi namazı kılındıktan sonra iftar vaktini beklemek üzere, sultanın huzuruna oturuldu. Akşamı da kıldıktan sonra sultanla birlikte iftar yemeği yenilecekti. Güneş batmaya doğru yaklaşıyordu. Gerçekten uzun ve sıcak bir gündü. Devrin büyük âlimlerinden Molla Ali Çelebi, bekledikçe uzayan zaman karşısında güneşin hareketinin yavaşlığını kastederek "Sıcağın şiddetinden güneş bile hareket edemiyor." dedi.

  • 6
  • 10
ALTINLI NOHUT
ALTINLI NOHUT

Osmanlı sadrazamlarından cömertliği ve hayırseverliği ile bilinen Mahmud Paşa, Ramazan ayı geldiğinde hayır hasenatına daha bir önem verirdi. Paşanın sofrasında oruç açanlar, diş kirasına ilaveten her akşam mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini, dört gözle beklerlerdi. Çünkü Paşa, kazanlarda pilav pişirilirken pilavın içine nohut biçimi verilmiş altınlar attırır ve misafirlerine bu altınları ihsan ederdi.

Osmanlı'daki ramazan gelenekleri

  • 7
  • 10
NECİP FAZIL’IN ÇOCUKLUĞUNDAKİ RAMAZAN ANISI
NECİP FAZIL’IN ÇOCUKLUĞUNDAKİ RAMAZAN ANISI

Necip Fazıl Kısakürek, çocukken Ramazan ayında yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatır:

"Çocuktum. 6-7 yaşlarında var yoktum. Bir Ramazan günüydü. Çemberlitaş'ta oturduğumuz büyük konaktan sokağa çıktım. İleride, bir sehpaya oturttuğu tablasından çoluk çocuğa şeker meker satan birini gördüm. 10 para mı, 20 para mı, ne verdiğimi hatırlayamadığım bir horoz şekeri satın aldım. Şekeri eme eme konağa dönmek üzereydim ki, üzerime hamal kılıklı bir adam çullandı. Yarı ciddi, yarı şakacı bir edâ ile haykırdı: "Şu bacaksıza da bak! Sokakta, elâlemin karşısında yiyor!"

Ödüm patlamıştı sanki… Şekeri yere attım ve evime doğru koşmaya başladım. Adam beni kapıya kadar kovaladı. Konağın açık kapısını bu herifin suratına çarparcasına kapatıncaya kadar adeta baygınlık geçirdim.

Şimdi, masum çocuklara değil, Ramazan günü açıkça ve iftihar edercesine sigaralarını tüttüren her vasıf dışı insanlara o hamal kılığı içindeki saffet ve hassasiyetle hitap etmek istiyorum: "Günahınızı niçin Allah İle aranızda bırakmıyor ve sanki onun reklâmını yaparcasına, zedelediğiniz Allah hakkına kul hakkını da ekliyorsunuz? Eskiden Ermenisi, Rumu, Yahudisi bu kul hakkına tecavüz etmemek için Ramazanlarda Müslümanların karşısında oruca aykırı bir harekette bulunmazlardı. Düşünün, sizin derekeniz ne olmalı!

Hamalın kovaladığı çocuk bugün 75 yaşında ama kovalayanın soyundan kimse kalmadı."

Necip Fazıl'ın kaleminden çocukluk anıları

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN