Arama

Edebiyatımızın zeka ve marifet göstergesi: Muamma

Klasik edebiyatımız daha çok kadim aşkların asaletini yansıtan şiirlerle tanınır. Ancak bir tür var ki o hisse değil, zekâya ve zihne hitap eder: Muamma. Bu türe dair şiirleri kaleme almak da çözmek de kolay değildir. Arapça, Farsça, ebced hesabı, İslam kültürü, dil bilgisi, klasik edebiyat gibi çeşitli alanlarda bilgi sahibi olmak gerekir. Peki, muamma nedir? Muamma nasıl çözülür? Muamma beyit örnekleri nelerdir?

◾ Muammanın ilk defa Arap edebiyatında ortaya çıktığı düşünülür. Ancak bu tür Molla Câmî, Hüseyin Mu'ammâyî gibi İranlı şâirlerin ilgi göstermesiyle Fars edebiyatında gelişti.

◾ 15. yüzyıl Timurlu hükümdarı Hüseyin Baykara, devlet işleriyle öğleden önce ilgilenir, öğleden sonrasını ise kültür, sanat ve edebiyat adamlarıyla sohbete ayırırdı. Zamanla bu meclisler kendi ismiyle anıldı. Baykara meclislerde muamma okunur ve çözülmeye çalışılırdı. Bu durum muamma türünün gelişmesinde önemli rol oynadı.

Hüseyin Baykara kimdir?

◾ Muamma, edebiyatımıza İran yoluyla geçti. İlk Türkçe muamma örnekleri 15. yüzyılda verildi. Muin bin Mustafa, Ali Şir Nevâyî, Gaybî bu türün ilk temsilcileriydi. Asıl gelişimi ise 16. yüzyılı buldu.

Ali Şir Nevâyî kimdir?

◾ Muamma yazan bazı şairler şunlardır:

Fuzulî
Adnî
Lami'î
Edirneli Emrî
Nabî
Neylî
Sabit
Kamî
Kınalızade Ali Efendi
Sürurî
Sünbülzade Vehbî
Münif
Salih Çelebi
Fıtnat Hanım

◾ Muammalar sadece insan isimleri için yazılır, bu isimler de en başta verilirdi.

◾ Genellikle beyitler halinde kaleme alınırdı. Ancak mensur, kıta ve mesnevi tipinde örneklerine de rastlanır.

◾ Klasik edebiyatta sanat ve anlam derinliğine dayanan Sebk-i Hindî akımın yaygınlaşmasıyla, zeka göstergesi olan muamma türüne dair örnekler arttı.

◾ Ya doğrudan bir isme işaret eder ya da verilen ipuçları ile ortaya çıkarılan harflerin bir araya gelmesiyle bir ad ortaya çıkarılırdı.

◾ Bir beyitte tek bir isim olabileceği gibi birden fazla da isim yer alabilirdi.

◾ Gizlenen isim genellikle ikinci mısrada bulunurdu.

Muamma hisse değil zekâya ve zihne hitap ederdi.

◾ Muammayı hem yazmak hem de çözmek için Arapça ve Farsça bilinmesi gerekirdi. Bunun yanı sıra ebced hesabı, İslâm kültürü, çeşitli inançlar, dil bilgisi, klasik edebiyat alanlarında da bilgi sahibi olmak gerekirdi.

Edebiyatımızda hamse geleneği

◾ Muammada harflerin sembolik değerleri, ebced hesabındaki sayısal karşılıkları, harflerle günler arasında ilişki (elif-pazar, bâ-pazartesi, cim-salı dal – çarşamba, he-perşembe, ra- cuma, zal-cumartesi), on iki burcun belli harf ve sayıları göstermesi, yedi gezegenin belli harfleri göstermesi (Kamer-rı, Utârid-dâl, Zühre-he gibi ), harf-organ ilişkisi (boy-elif, ağız-mîm, zülf-dâl) önemli bir yer tutar.

Divan edebiyatının harflerle kurulan kelime oyunları

◾ Muammada beyitlere ipuçları yerleştirilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

↪Beyitteki harfler kelimeden düşürülecekse: Atmak, bırakmak, eksiltmek, bağışlamak

↪Yerleri değiştirilecekse: Tecnîs, tashîf, numûne, nişan, mânend

↪Noktaları kaldırılıp, yerleri değiştirilecekse: Hal, ben, dâğ, dâne, gevher

↪Benzer harfler yer değiştirecekse: Tavır, resim, nüsha

↪ Düşürülüp değiştirilecek harflere dair ilk harf için 'âgâz, alın, başlangıç'; ortadaki harf için 'kalb, orta, miyan, vasat, merkez'; son için 'âhir, âkıbet, dâmen'; hem ilk hem son harf için 'cânib, taraf, yan'; ilk ve son harflere birlikte işaret için 'câme, hil'at, libas' gibi kelimelere yer verilirdi.

↪Dört harfli kelimelerin harflerini dört unsura benzetmek için ilk harfe ateş, ikincisine hava, üçüncüsüne su, dördüncüsüne toprak mizacı atfedilir; noktalı harflere 'güherdâr, hâce'; noktasızlara 'müflis, fakir' adları verilirdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN