Dünyayı değiştirmeye kalkan dejenere akımlar
Tarih boyunca, siyasi ve sosyal olaylar sonucunda doğan pek çok düşünce akımı kültür, fikir ve sanat dünyasını etkiledi. Bugün çoğunun destekçisi kalmasa da etkileşimlerle ve dönüşerek başka akımların çıkış noktası oldu. İşte 20. yüzyılın dejenere akımları...
Giriş Tarihi: 04.12.2018
12:35
Güncelleme Tarihi: 19.01.2021
10:19
İlk Hippiler, 1960'lar Amerikası'nda, Vietnam Savaşı'na gitmek istemeyen ve sivil itaatsiz gençlerden oluşur. 1968 yılında bütün dünyaya yayılan bu akım popülerleşir ve ABD'nin çeşitli eyaletlerinde komünler kurulur. Vegan yahut vejetaryen beslenmeyi benimseyen hippiler, toplayıcılık ve bahçecilikle uğraşır ve parayı-özel mülkü reddeder. Savaşa karşı yaptıkları protestolarda askerlerin silahlarının namlularına çiçek yerleştirdikleri için "çiçek çocuklar" denilen hippiler, madde konusunda ise masum değildir. Oldukça fazla madde kullanan hippiler, aşırı bireyselleşme sonucu kendi içlerine dönmeleri, karşı oldukları sosyal yapıya yönelik eleştirel argümanlarını zayıflatmasına ve bunu sonucunda da kendi kültürlerinin zorunlu tüketicileri haline gelmelerini neden olur.
AKIM TÜRKİYE'YE DE UĞRADI!
Hippi akımı 1970 Türkiye'ye de uğrar. 1970'lerde Tibet'e giderken Türkiye güzergâhını izleyen hippiler, böylece ülkemizde de görülür. Hippiler, Sirkeci'deki pansiyonlarda kalıp Olimpos ve Kelebekler Vadisi'ne kamp kurarlar.
GÖSTERİ TOPLUMUNUN KARŞI KÜLTÜRÜ
Küreselleşmeye karşı çıksalar da sitemden çıkmak yerine gösteri toplumu olarak karşı kültür oluşturan hippiler isyancı bir fenomene dönüşür. Daha sonra ise aşırı madde kullanımı gibi nedenlerle kısa sürede dejanere oldu.
Dünya savaşları ve Amerika ekonomisini derinden sarsan 1929 ekonomik buhranı sonucu ülkede işsizlik sorunu baş gösterir. Bu sebeple uzun tren yolculuklarıyla Amerika'nın çeşitli yerlerine giderek çiftliklerde mevsimlik işçi olarak çalışmak yaygınlaşmaya başlar. 1950'lere gelindiğinde ise geçim savaşını adeta günübirlik bir maceraya çeviren bu işçilerden etkilenen bir grup genç, içinde bulundukları toplumu reddeder. Yabancılaşma ve aidiyet sorunlarının çözümünün yollarda olduğuna inanmaya başlarlar. 60'ların ikinci yarısına gelindiğinde on binlerce Amerikalı genç Batı'nın bunaltıcı atmosferinden kaçarak Hindistan'a doğru yola çıkmaya başladılar.
"Beat Kuşağı" adının isim babası ve akımın öncüsü yazar Jack Kerouac'ın "Yolda" kitabı bu kuşağın manifestosu olur. Varoluşçuluk ve Zen kökenli bu akım sinema, müzik ve edebiyatta da yerini alır. Beat Kuşağı'nın etkisinde gelişen eserlerde madde kullanımı açık bir şekilde ifade edilir ve bu eserler doğaçlama, yolda ve hareket halindeyken üretilir. ABD toplumuna karşı duran akım, döneminde geniş kitlelere yayılır ve günümüz hipsterlarında da görülür.