Arama

Kürdilihicazkar makamını bulan bestekar Hacı Arif Bey

19. yüzyılın en önemli klasik Türk müziği bestekarlarından biri olan Hacı Arif Bey, "Kürdilihicazkar" makamı ile "Müsemmen" usulünü bulan isimdir. Yalnızca sanatıyla değil aynı zamanda farklı yaşantısıyla da dikkat çeken Hacı Arif Bey, uzun yıllar boyunca, Osmanlı'da Türk musikisi öğretimi vermek amacıyla kurulan Muzıka-yi Hümayun'da hocalık yaptı ve pek çok eserini hocalığı esnasından başından geçen ilginç olaylar neticesinde oluşturdu. Peki, Türk musikisi tarihinin sayılı hanendeleri arasında sayılan bestekar Hacı Arif Bey kimdi? II. Abdülhamid'in hakkında verdiği hüküm neydi? İşte, hayatı ve eserlerine dair çarpıcı ayrıntılarla Hacı Arif Bey...

  • 2
  • 15
Musiki ile geçen bir ömür
Musiki ile geçen bir ömür

Hocası Mehmed Bey tarafından Muzıka-yi Hümâyun'un Türk mûsikisi kısmına kaydettirilen Ârif Bey, aynı zamanda Bâb-ı Seraskerî Kalemi'nde kâtip yardımcısı olarak 1844 yılında göreve başladı. Muzıka-yi Hümâyun'da Mehmed Bey'in meşklerine, ayrıca Hâşim Bey'in derslerine katıldı.

Klasik Türk Müziği'nde "Babalar ve oğulları"

  • 3
  • 15
Genç yaşta padişahın gözdelerinden oldu
Genç yaşta padişahın gözdelerinden oldu

Eğitim hayatında gösterdiği başarı sayesinden sarayda Sultan Abdülmecid'den yakınlık gördü ve yirmi yaşlarında ona mâbeyinci oldu. Bir müddet sonra Harem-i Hümâyun'daki câriyelere meşk hocası tayin edildi.

Edebiyat ve müzikte "babalar ve oğullar"

  • 4
  • 15
Gönül işi sebebiyle saraydan uzaklaştırıldı
Gönül işi sebebiyle saraydan uzaklaştırıldı

Sarayda meşk hocalığı yaptığı esnada Çeşmidilber adlı câriyeye âşık olunca onunla evlendirildi ve saraydan uzaklaştırıldı. 19 yaşındaki Arif Bey, 15 yaşlarındaki Çeşm-i Dilber'e hislerini, Şeyh Galip'in gazelini kendi bulduğu kürdilihicazkâr makamında besteleyerek ifade etti:

"Geçti zahm-ı tîr-i hicrin, tâ dil-i nâşâdıma,
Merhamet ey gamze-i câdû, yetiş imdâdıma,
Öyle bî-hûş eyledin âzâr ile kim tâbımı"

"Bir ok yarası gibi geçti, kederli gönlümü sana verdiğimden beri
Merhamet eyle güzel gamzeli, yetiş imdadıma
Öyle bir aldın ki aklımı, tükettin takadımı"

Ancak hanımının kendisini terk etmesi üzerine tekrar saraya alındı ve yine câriyelere meşk hocası olarak görevine devam etti.

Osmanlı'nın bestekâr kadınları

  • 5
  • 15
Bir acıdan doğan makam: Kürdîlihicazkâr
Bir acıdan doğan makam: Kürdîlihicazkâr

Arif Bey'in bu sıralarda kürdîli-hicazkâr makamında bestelediği, "Niçin terkeyleyip gittin a zâlim" mısraı ile başlayan şarkısı bu ayrılıktan duyduğu üzüntüyü dile getirmektedir:

"Niçin terkeyleyip gittin a zâlim
Seni sevmek midir bilmem vebâlim
Fedâ olsun sana bu cân û mâlim
Yine görmekliğe yoksa mecâlim
Hayâlindir hayâl-i hasbîhâlim"

  • 6
  • 15
Tekerrür eden bir gönül senaryosu
Tekerrür eden bir gönül senaryosu

Hacı Ârif Bey'in hocalık görevi, yeniden bir cariyeye aşık olmasıyla aynı senaryoyla son buldu. Arif Bey, âşık olduğu Zülfinigâr adlı câriye ile evlenerek tekrar saraydan ayrıldı. Gönül işlerinde şanssız olan Arif Bey, yeni hanımı da bir yıl sonra veremden kaybetti. Zülfinigâr Hanım ölünce bu defa hissiyatını segâh makamındaki, "Olmaz ilâç sîne-i sad-pâreme" mısrası ile başlayan şarkı ile fade etti:

"Olmaz ilaç sine-i sad pâreme
Çare bulunmaz bilirim yâreme
Baksa tabiban-ı cihan çâreme
Çare bulunmaz bilirim yâreme"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN