İlim, kültür ve medeniyete ışık tutan Müslüman alim: İbnü’n-Nedim
İbnü'n-Nedim, 10'uncu yüzyılda yaşayan, İslam bilim tarihine yaptığı katkılarla adını tarihe altın harflerle yazdıran bir alimdi. Çok yönlü ve iyi bir eğitim görmüş; devrin ilim, kültür ve sanat çevreleriyle yakın ilişki kurmuş ve farklı konularda pek çok kitaba ulaşma imkanına sahip olmuştu. Kaleme aldığı bibliyografi eseri olan El-Fihrist'te çeşitli dinler, mezhepler, ilimler ve sanatlar hakkında bilgiler vermiş; bu alanlarda yazılmış eserleri ve bunların muhtevalarını ve müelliflerini tanıtmıştı. Erken dönem İslam bilim tarihi ile ilgili pek çok eserin varlığına ilişkin bilgi, İbnü'n-Nedim'in sayesinde günümüze ulaşmıştır.
Kendisinin, babasının veya dedelerinden birinin nedim olmasından dolayı bu künyeyi aldığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Babası gibi İbnü'n-Nedîm de "verrâk" idi.
Virâka* mesleğini babasından öğrenmiş, bu sayede devrin ilim, kültür ve sanat çevreleriyle ilişki kurma, değişik konularda pek çok kitap tanıma imkânına kavuşmuştur.
*Virâka: Kitap derleyip ciltlemek, kitap ticareti yapmak.
İbnü'n-Nedîm'in bu eserde adeta her alanın uzmanı gibi sağlam bilgiler aktarmasından çok yönlü ve esaslı bir tahsil gördüğü belli olmaktadır.
Yazı, dil, edebiyat, hadis, fıkıh, felsefe, mantık ve Helenistik dönem ilim ve kültürleriyle ilgili geniş bilgisini hocaları arasında yer alan Ebû Saîd es-Sayrafî, Ebü'l-Ferec el-İsfahânî, Îsâ b. Ali, Ebû Abdullah el-Merzübânî, İbnü'l-Hammâr, İbn Kirnîb ve Ebû Süleyman es-Sicistânî gibi âlimlere borçludur.
Gustav Flügel, eserin bir başka yerindeki ifadeden onun İstanbul'u ziyaret ettiği ve Ayasofya'yı gördüğü sonucunu çıkarıyorsa da bu husus, Bağdat'ta Hristiyanların oturduğu ve "Dârürrûm" denilen mahalleyi İstanbul, "el-biya'" kelimesini de Ayasofya Kilisesi şeklinde yorumlamaktan kaynaklanan bir yanılgıdır.
Ancak bu son bilginin doğru olmadığı ifade edilir. İbn Hacer'e göre bu tarihe kadar yaşamış olsaydı aynı dönemde yetişen İbn-i Sînâ, İhvân-ı Safâ, Bîrûnî gibi filozof ve bilginlere eserinde yer vermesi gerekirdi.
Sonuç olarak İbn Hacer onun 388'de (998) vefat ettiği kanaatine varır. Ancak İbnü'n-Nedîm'in ölüm tarihiyle ilgili yukarıdaki rivayetlerden ilkini tercih etmek daha isabetli görünmektedir.