Arama

Yusuf Özkır
Haziran 21, 2019
Kaybetme kazan!

KAYBETME KAZAN!

Siyaset kazanmak için yapılır. Siyasi partiler de farklı toplumsal kesimlerin temsilcisi konumundadır. Belirli yaşam biçimlerini, ideolojileri veya ekonomik yaklaşımları temsil ederler. Problemlerin ve iktidar mücadelesinin şiddet dalgasına kapılmadan, partiler aracılığıyla, çözülebilmesine katkı sunarlar. Bu yüzden her siyasi parti ile toplumun belli kesimleri arasındaki ilişkinin yakınlığı ve uzaklığı değişir. Mesela AK Parti belli toplumsal kesimlerle daha yakınken CHP başka kesimlerle daha yakındır. Böyle olması eşyanın tabiatına uygundur. Bir partinin tüm kesimlerle aynı ölçüde yakın olması belki ideal olandır ama gerçekçiliği tartışılır.

Bu ideal olan noktaya demokratik kriterler etrafında yaklaşabilen partilerin iktidardaki ömrünün daha uzun olduğu aşikar. AK Parti'nin 17 yıllık iktidarı onun bu konudaki gayretinin bir sonucu. Toplumun neredeyse yüzde 70'i en az bir sefer AK Parti'ye oy vermiş. Bu tablo onun kuşatıcılık potansiyelini gösteriyor.

23 Haziran öncesinde de doğal olarak bir yarış var. Partiler farklı toplumsal kesimleri temsil ederek seçime gidiyor. AK Parti ile CHP arasındaki yarış sadece adaylar Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki bir yarış değildir. Genel başkanlar Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki bir yarış da değildir.

YÖNETİLEN DEĞİL YÖNETEN OL!

Seçim rekabeti gerçekte bu isimlerin ve partilerin nezdinde çeşitli konularda farklı yaklaşımlara sahip toplumsal kesimlerin yarıştığı bir seçimdir. Dolayısıyla kazanan ve kaybeden de salt bu isimler ve partiler olmayacak. Görünürde böyle bir algı olabilir. Fakat gerçekte yarışan bu isimler ve partiler nezdinde farklı çıkarlara ve taleplere sahip toplumsal kesimlerdir.

Dindarlar, muhafazakarlar, Türk milliyetçilerinin bir kısmı ve liberaller 17 yıllık AK Parti iktidarları boyunca önceki dönemlere göre pek çok açıdan rahat nefes aldılar. Daha iyi hizmeti gördüler. Sağlığa, teknolojiye ve şehre dokusunu veren mekanlara ulaşabilme konusunda konforları arttı. Ayrıca gerek yaşam tarzını istediği gibi kamusal alanda uygulayabilme anlamında gerekse ekonomik düzlemde önemli haklar elde ettiler. Buna rağmen Kemalistler ile dindarların sahip olduğu kazanımlar arasında Kemalistler lehine derin bir fark vardır.

İstanbul'da yapılacak seçimde yine benzer bir yarış olacak. Demokratik iktidar mücadelesinin bir sonucu olarak kazanan kaybedene göre siyasal ve toplumsal alanın belirlenmesinde bir adım önde olacak.

Basit şekilde altını çizmek gerekirse "karar veren" ile "verilen karara uyan" kavramları arasındaki anlam farkı durumu iyi özetlemektedir.

Bu yüzden kaybetme kazan!

Yönetilen değil, yöneten ol.

Hakkı koru, adaletli, ahlaklı, yardımsever ve mütevazi ol.

Yusuf Özkır

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN