Mustafa Özcan
2.05.2025
Mustafa Özcan
Çekişme ve saflaşma hattındaki Dürziler
Tüm Yazıları

Çekişme ve saflaşma hattındaki Dürziler

Dürziler batini fırkalar arasında sayılan bir topluluktur. Son yıllarda Esat iktidarıyla yollarını ayırdıkları gibi yeni idareye de mesafeli davranıyorlar. Hatta yer yer aralarında sürtüşmeler, çatışmalar yaşanıyor. Halbuki yeni yönetim gayet munis davranıyor ve mümkün mertebe toparlayıcı olmaya özen gösteriyor ve herkese uygun davranış sergilemeye can atıyor. Toplumsal huzur ve barış arıyor. Ama bazı Dürziler veya Hikmet el Hecri ve 'beraberindeki saz arkadaşları' yeni rejim ile sürtüşme zemini arıyor. Gizli ajanda ve gündeminden kuşku duyuyorlar. Kuşku ya da rahatsızlık duymadan kendilerini İsrail'in kucağına atıyorlar! İsrail de Şam'daki yeni yönetimin zayıf anını bulmuşken, yakalamışken Dürzilerle veya partizan (YPG vesaire) Kürtlerle onu vurmaya kalkışıyor. İsrail fitneden besleniyor. Bu nedenle de fitne unsurlarına müteşekkir. Bu nedenlerle Mazlum Abdi'nin Ahmet Şara ile güven vermeyen mutabakatı işlevsiz hale geldi ya da iki ay geçmeden yan çizmeye ve özerklik istemeye başladılar. Bu da ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdi veya en azından adem-i merkezi yapıya açmaya amade bir çığıra götürüyor. İsrail ve benzeri ülkelerin istediği de budur. Yeni yönetim, birliği toparlamaya titizlenirken ülke kaygan bir zeminde seyrediyor. Siyasi tutumlar barometre gibi inip çıkıyor. Kürt partizanların dışında ülkede çıbanbaşı olabilecek potansiyel iki unsur daha var.

Eski cumhurbaşkanlarından Edip Çiçekli, 75 yıl önce bu iki grubu şöyle tanımlamıştı: "Ülkeyi iki dağdan birisi yönetirse Suriye'ye eyvahlar olsun! Cebel-i Aleviyyin ve Cebel-i Dürüz." Bu yönde kışkırtmalar artarak devam ediyor. Son sıralarda fitne unsuru olarak birkaç olay öne çıkmıştır. Bundan birisi Hafız Esat'ın ateşe verilen kabrinden kemiklerinin çalınması. Burgiba gibi kendisine ölmeden anıt kabir yaptırmıştır. Halbuki çoğunluğun Sünni olduğu bir ülkede bunun akıbetini hesaplamalıydı. Galiba Suriye halkının yaptıklarını unutacağını sandı. Sünniler fırsatını bulup silkelendiklerinde kendilerine yapılanların hesabını soracakları beklenirdi. Bu durumda Esat'ın kendisine anıt kabir yapmak yerine mütevazi bir kabir seçseydi belki intikam hisleri bu kadar kuvvetli olmayabilirdi. Nuseyri iktidarını mezardan bekleyen bir görüntü vermesi kışkırtıcı olmuştur. Mahkeme kadıya mülk değil.

Son süreçte Sünnileri Dürzilerle karşı karşıya getiren iki hadise olmuştur. Bunlardan birisi Ceramana ve Sahnaya bölgesinde temerrüt halinde olan Dürzi milislerle Suriye kolluk kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesidir. Sahnaya belediye başkanı arbede sırasında öldürülmüştür. Bir başkası ise dini mahiyette bir provokasyon yani kışkırtma hadisesidir. Dürzi lehçesiyle Hazreti Peygambere dil uzatılmış ve bu sosyal medya aracılığıyla paylaşılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Bu da Dürzi toplumuna olan öfkeyi kabartmıştır. Mütii Babtin gibi kanaat önderleri İslami anlayışa göre suçun kişisel olduğunu ve suçun bir topluluğa topluca mal edilemeyeceğini, yüklenemeyeceğini söyleyerek galeyanı teskine gayret etmiştir. Bu gibi provokasyonlarla toplumların uyumu zedeleniyor. Eski acılar tazeleniyor. Suriye'de Fransızlara karşı mücadele eden üç toplum lideri sayılır. Meyselun kahramanı Türkmen asıllı Yusuf el Azma bunlardan birisidir. Bir diğeri Nuseyri kitlesinden Salih el Ali'dir. Sultan Paşa el Atraş da Dürzi toplumunu temsil eder. Dürzi milli liderlerden birisidir. Lakin topluluklar arasına fitne girdiğinde geçmiş eşelenerek bu isimlerin sadakati bile sorgulanıyor. Fitne uykudadır uyarana lanet edilmiştir. Bu fitne ateşi karşısında birçok kişi teskin politikası izliyor. Suriye Müftüsü Üsame Rifai, müftülük heyetinden Ratib en Nabulsi, Durzi toplumundan Hamud Hennavi ve Yusuf Cerbui bunlar arasındadır. Lakin bir de kışkırtıcı takım vardır. Bunların başında Hikmet el Hecri ile birlikte İsrail'deki Dürzi toplumunu temsilen Muvaffak Tarif gelmektedir. İkisine ilaveten Lübnanlı Esat yandaşı, ağzı bozuk takımından küfürbaz Viam Vehhab gelmektedir. Bir ara Lübnan'da bakanlık da yapan Viam Vehhab ifadesine göre Beşşar ile İsrail arasında arabuluculuk yapmıştır. Tarif ile el Hecri İsrail hükumetinden Dürzileri destek makamında Şam'ı veya Ceramana'daki hükumet hedeflerini vurmasını istemiştir. İsrail yönetimi bu çağrıya icabet etse de etkili bir saldırı yapamamıştır.

Suriye'de yeni dönem azınlıklarla çoğunluk arasında bin yılın saflaşmasının ardından durulmaya evrilecektir. İsrail aheste aheste tarihe karışırken beraberindekiler de tasfiye olacaktır. Dürzi ve Nuseyri toplumu saflaşacak ve durulacaktır. Suriye'deki saflaşma zemininde birikmiş olan tarihi cerahat patlayacaktır. İsrail ile birlikte eğreti yapılar da tarihe karışacaktır.

Velit Canbolat'ın sadakat abidesi dedesi Şekip Arslan'ın ruhu Dürzi topluluğu yol gösterecek ve aralarında yeniden dolaşmaya başlayacaktır. Biz şer olarak görsek de gelişmeler hayra çıkabilir. Allah diriden ölüyü ölüden diriyi çıkarır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları