İsrail’in yıkılması efsane mi?
Yahudiler inanmadıklarını bize telkin ediyor, inandırmaya çalışıyorlar! İsrail'in geleceği olmadığını onlar bizden daha fazla biliyor ve buna inanıyor. Lakin inadına bir tutum içindeler. Bizi telakkilerinin haricinde bekası yönünde ikna etmeye çabalıyorlar. Hakikaten de İsrailli liderler İsrail'in ölümlü olduğuna bizden fazla biliyorlar. Ama yine de İsrail rüyasına tutunmaya çalışıyorlar. Sözgelimi 1981 yılında, 1967 yılında işgal ettikleri Doğu Kudüs'ü birleşik Kudüs içinde sayarak ebedi başkent olarak ilan etmişlerdi. Bazen bu tür saçmalıklar yapabiliyorlar. Ebedi demekle ebedi olunmuyor ve kalınmıyor! Sözgelimi Hüseyin Kıvrıkoğlu gibi 28 Şubat süreciyle anılan generaller bu sürecin bin yıl uzayacağını ve yaşayacağını varsaymışlardı. Hitler dönemiyle anılan Üçüncü Reich da beklentilere göre bin yıl yaşayacaktı. Aynen Roma gibi. Lakin sadece 11 yıl sürdü. Goebbels ve palavraları tarihi boyladı.
Francis Fukuyama da 'Tarihin Sonu ve Son İnsan' tezi ile birlikte liberalizmi dünyanın ebedi dümenine oturtmuştu. Tarih ve dünyanın geleceği üzerinde adeta tekel kurmuştu. Lakin kısa bir süre sonra kendi tezinden kendisi vazgeçti, çark etti. Çünkü tarihe biçtiği don vakıaya dar gelmişti.
Dilbilimci ve müfessir Zemahşeri'nin Araplara hitap ederek 'gelin dilinizi ve gramerinizi benden öğrenin' dediği rivayet edilir. Zemahşeri'nin bu söyleminde bir derece haklılık payı olabilir.
Lakin Edy Cohen diye bir Çıfıt çıkmış 'gelin inandığınız Kur'an'ı ve yorumunu benden dinleyin, öğrenin' diyor. Besbelli ki kendini Zemahşari yerine koymuş, oturtmuş. Kendisini onun makamında ve ayarında görüyor. İsrail'in iki bozgun döneminin tarihte kaldığını ve dolayısıyla İsrail'in sonu efsanesinin doğru olmadığını ve Kur'an'a dayandırılmasının da isabetsiz, sadet dışı olduğunu ileri sürüyor. Bir iletisinde buyurgan bir biçimde Müslümanlara şöyle sesleniyor:"Ey cahiller sürüsü! Ey Müslümanlar, beni iyi dinleyin! Benim sizlere inandığınız Kur'an'ı tefsir etmem ve yorumlamam gerekecek. Ey Bilinçsiz bir biçimde 'yeryüzünde iki defa ifsatta bulunacaksınız' ayetini tekrarlayanlar ve İsrail'e ömür biçenler. Gelin ve bilin ki bu iki bozgun olayı tarihte kaldı. Bu iki ifsat veya bozgun döneminden birisi Babil sürgünü diğeri de Diaspora sürgününü ve dönemini anlatıyor. İlgili tefsirleri karıştırın, okuyun ve şok olun! İddia ettiğiniz gibi İsrail'in yok olacağına dair ne Kur'an'da ne de bizim kitaplarımızda bir ifade ve kehanet geçiyor. Endişe etmeyin arzı bize vaat eden Allah'ın kendisidir. Allah'ın resulleri de burasını İsrail toprağı diye isimlendirmiştir. Beni İsrail olarak biz ebedi olarak burada kalacağız. İyi saatlerde kalın…"
Edy Cohen doğru mu söylüyor? Kısmen evet. Eski tefsirler veya müfessirler İsrail'in kurulacağını öngörmüş olamazlar. Bu münasebetle eski tefsirler zamanlarındaki algıya göre yorumda bulunmuşlardır. Dolayısıyla İsrail'in kuruluşunu öngöremedikleri gibi yıkılışını da öngörememişlerdir. Dolayısıyla iki ifsat dönemini de geçmişe mal etmişlerdir. Ama zaman ayetler üzerine örtülü perdeleri kaldırıyor ve zamanı gelince saklı anlamlar yüzeye çıkıyor. Kısaca zamanın sağladığı yeni verilerle birlikte gerçekler, Kur'an üzerine örülmüş algıları kırıyor. Bunlardan birisi de İsrail'in kuruluşu ve yıkılışıdır. Birinci ifsat veya büyüklenme dönemiyle ilgili yeni müfessirler arasında da bir ittifak bulunmuyor. Lakin İsrail'in ikinci ifsat döneminden geçtiği bir gerçek. Gazze'de bunun kanıtlarından birisi yaşanmaktadır. İkinci vadeyle ilgili İsra Suresi'nin 104'üncü ayeti İsra Suresi'nin başında geçen ikinci vade (va'dül ahire) ifadesiyle bağlantılı. Hem 7'inci hem de 104'üncü ayette va'dül ahire ifadesi geçiyor. Birisi toplanacaklarını ikincisi ise yıkılacaklarını haber veriyor. Kısaca 104'üncü ayet ikinci ifsat döneminin sağlamasını yapıyor. Bırakın müfessirleri bu ayetin günümüze ışık tuttuğu ve diaspora sonrası duruma işaret ettiği hahamlar tarafından da kabul ediliyor.104'üncü ayet Yahudilerin belki 104 ülkeden ya da 102 veya 110 ülkeden topluluklar halinde geleceklerine de manen parmak basıyor. Edy Cohen bu bağlantıyı unutmuş! Çünkü Kur'an ifadesiyle akılsız ve sefih!
104'üncü ayet şöyledir:
Bunun ardından İsrâiloğulları'na şöyle buyurduk: "Firavun ve ordusunun helâkinden sonra o topraklara (Vadedilmiş Topraklar) siz yerleşin. Zâten son vade/âhiret vadesi gelince sizi parça parça (lefifa) toplayıp bir araya getireceğiz." 104'üncü ayet diaspora Yahudilerinin Filistin'e döneceklerini, 7'inci ayet ise Müslümanların yeniden muzaffer biçimde Filistin'e gireceklerini, onların yaptıklarını yerle bir edeceklerini haber vermektedir. Bu, cezaen vifaka bir uygulama olacaktır. Burada Mescid-e girmek hadiste geçtiği gibi Doğu Şeria istikametinden Filistin'e girmekten kinayedir. Talut ile Davud ordusunun girdiği gibi.
Edy Cohen manen Kur'an-ı Kerim'in yorumlanmasının Müslümanlara bırakılmayacak kadar önemli bir iş olduğunu söylüyor. Kur'an-ı Kerim'in Müslümanlar yerine Yahudiler tarafından yorumlanması da bu ikinci ifsat döneminin göstergelerinden birisidir. Onların büyüklenmelerini ve cüretlerini gösteriyor. Edy Cohen bizzat inkar ettiği hususun delili ve ispatıdır. İnanma zorunluluğu yok.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.