Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Haziran 16, 2022
Hac yolculuğunda, “önce refik, sonra tarik…”
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Hac ibadetinde Manevi Hazırlık konusu üzerinde birkaç yazıdır durmaya çalışıyoruz. Bugün de yine aynı konunun başka yönlerine değinmeye çalışacağız. Bunlardan ilki, çıkılacak bu kutlu seferde, yol arkadaşlığı yapılacak kişileri yolculuk öncesinden belirlemek, bu mübarek yolda "yol arkadaşı"nın da önemli olduğunu bilmektir. Konuya bununla başlayalım dilerseniz…

YOL ARKADAŞI SEÇMEK

Yazımızın başında kısaca ifade ettiğimiz üzere, hac yolculuğuna çıkmadan önce birlikte hareket edecek, maddi ve manevi anlamda birbirine destek olacak yol arkadaşı/arkadaşları seçmek/belirlemek de hacca manevi hazırlık cümlesinden sayılır.

Atalarımızın dilinde zaman zaman söyleyip durdukları, "Önce refîk, sonra tarik…" vecizesi önemli bir hakikate işaret eder: Bu ise herhangi bir yolculukta, yol arkadaşının, yolculuktan önce gelen ehemmiyetidir… Birlikte çıkılan bu Kutlu Yolculuğun "yol arkadaşlığı" da son derece değerlidir. Çünkü mukaddes mekânlarda yerine getirilecek ibadetlerin ifası esnasında insanın bir desteğe ihtiyacı söz konusu olmaktadır. Alınan ya da verilen desteğin bile sevaba ulaşmak için güzel bir vesile olduğu böylesine mübarek yolculuklarda kurulan samimiyetin, hacdan döndükten sonra da devam etmesi, haccın makbuliyetine de bir işaret olarak kabul edilebilir. Hacı adayı böylesine önemli bir yolculukta, kendisiyle yol arkadaşlığı yapabileceği ve ruhen anlaşabileceği bir veya birkaç arkadaşını, yolculuğa çıkmadan önce belirleyerek "hacca manevi hazırlık" hususunda edindiği bilgilerini ve düşüncelerini onlarla da paylaşmayı ihmal etmemelidir.

Büyük İslam âlimi Ebu Cafer Muhammed Bakır der ki: "Şu üç hasleti yerine getirmedikten sonra Allah, beytine yönelen kimsenin haccını ne yapsın? Allah'ın yasaklarından kendisini koruyacak bir verâ duygusu, öfkesini önleyecek bir hilm (güzel ahlak ve yumuşak huyluluk) ve kendisine yoldaşlık eden Müslüman kardeşine güzel arkadaşlık muamelesi. Her bir yolcunun, özellikle hac yolcusunun bu üç haslete ihtiyacı vardır. Kim bu üç özelliği tamamlarsa haccını tamamlamış olur. Yoksa kâmil manada bir hac yapmış olmaz."

YOLCULUĞA ÇIKMADAN ÖNCE VEDALAŞMAK VE HUKUKU BULUNAN KİMSELERLE HELALLEŞMEK

Allah Teâlâ müminlerin birbiriyle küs ve dargın kalmasına razı değildir. O'nun bu husustaki hoşnutsuzluğunu, Sevgili Peygamberimiz şu hadisiyle aktarmaktadır:

"Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah'a arz olunur. Din kardeşi ile arasında husumet bulunan kişi dışında, Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi, birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, buyurulur." (Müslim, Birr, 36.)

Bu sebeple hacı adayı, arkadaşları ve çevresindeki kişilerle yola çıkmadan önce helalleşmeli, kendisinde hakkı bulunanlara hakkını helal etmelidir. Gıybet, koğuculuk (lâf taşımak) ve malını gasb edip alma gibi olaylardan ötürü meydana gelen kul hakları sebebiyle de mutlaka sözle; ve alınmış olan malı iade ile helallik almalıdır.

Dolayısıyla her bir hacı adayı hacca gitmek üzere hazırlıklarını tamamlarken, kalbini din kardeşlerine karşı öfke, kin ve nefret duygularından arındırmalı, küskünlük ve dargınlıklara son verip barışmalı ve hukuku bulunan kişilerle -özellikle alacaklısı olan kimselerle- irtibat kurmalı, varsa borcunu ödemeli yahut anlaşma/mutabakat sağlamalı ama mutlaka helalleştikten sonra yola çıkmalıdır. Bu husustaki ihmalin, manevi hazırlık hususunda telafisi mümkün olmayan önemli bir eksiklik olarak kalacağını asla unutmamalıdır.

DUALARI BELLEMEK/EZBERLEMEK VE ANLAMLARINA VÂKIF OLMAK

Gerek hac yolculuğuna çıkarken gerekse mukaddes topraklara vardığı anlarda; gerek Kâbe'yi ilk gördüğünde, gerekse diğer ibadetleri ifa ederken okunan duaların ne anlama geldiğini öğrenmek maksadıyla, hacı adayı daha yolculuğa çıkmadan önce başlamak suretiyle bu hususta vazifesine çalışarak hazırlanmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanmış dua kitaplarındaki bu duaları defalarca okuyarak göz aşinalığı sağlamak aynı zamanda gönül aşinalığına da vesile olacaktır.

Yine hacı adayı "günlerin en faziletlisi olarak" bildirilen Arefe gününde milyonlarca müminin toplandığı Arafat'ta, topluca yapılacak Vakfe duasından sonra kendisi için yapacağı özel duası için notlar almalı, bu duasını yazıya dökmeli, bunun için de önceden hazırlanmalıdır. Öte yandan kendisini yolcu edenlerin talep ettikleri hususlarda onlar için de dua etmesinin, hacı adayı üzerinde bir vecibe olduğunun farkında bulunmalıdır. Zira, "Haccedenler ve umre yapanlar Allah'ın elçileri, misafirleridir. (Bu elçiler) O'na dua ederlerse dualarına icabet eder, O'ndan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar." (İbn Mâce, Menâsik, 5) hadisinde ifade edildiği üzere temsilci konumundaki bu kişi, kendisinden dua talep edenlere karşı da bir vazifesinin olduğunu bilmelidir. Bunun için gerek kendisinden dua isteyenlerin, gerekse Hz. Peygambere selamlarını arz etmesini talep edenlerin isimlerini kayıt altına almalı, bu ulvi görevini özenle yerine getirmelidir.

Konuya devam edeceğiz. Bugün de yine Kutlu Sefer'in yolcularına sağlık ve afiyetlerle menzillerine ulaşmalarını dileriz,

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN