Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Kasım 16, 2017

Değerli okuyucum.

"Yaşlılık döneminde peygamberler" başlıklı bir önceki yazımızda, Kur'an-ı Kerim'de yaşlılık döneminde hâtıralarına yer verilen peygamberlerden söz etmiştik. Yazıya olan ilgi ve gelen sorular, yaşlılık döneminde maneviyat desteğinin yeri ve değerinden bahsetmemizi gerekli kıldı. Birkaç yazıyla bu son derece önemli konuya temas etmek ve bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Zira bu konuda da problemin yeterince farkında olmadığımız kanaatindeyiz.

Şurası inkâr edilemez bir gerçektir ki, günümüz dünyasında önemli oranda bir yaşlı kitlesi, yetiştirip sosyal hayata kazandırdıkları evlatlarının ilgisinden ve desteğinden yoksun bir şekilde hayatını kendi başına devam ettirmek durumundadır. Sosyal devlet niteliğine bazı sahip ülkeler, geliştirdikleri projelerle yaşlılara özel ilgi göstererek bazı ihtiyaçlarını karşılamaya çalışsa da "insan" unsurunun yerini başka bir şeyle dolduramadıkları için bu ilginin önemli bir tarafı "eksik" kalmaktadır.

Bilgisi, becerisi ve yetenekleri son yüzyıl içinde büyük bir gelişim gösteren insanoğlunun, yaşlılık ve yaşlanma, ölü ve ölüm hakkındaki düşüncelerinde de köklü bir farklılaşma meydana gelmiştir. Yapılan birtakım araştırmalarda ortaya çıktığına göre, günümüzde yaşlanma ile ölüm arasında yakın bir bağın olduğu unutulmuş, "yaşlandığını düşünen fakat ölebileceğini kabullenemeyen" insanların sayısı artmıştır.

Uzmanlara göre, günümüzde toplumdan soyutlanan ve yapayalnız kalan yaşlı insan, "hiçlik" duygusu hissetmekte ve bu hiçlik duygusu ölümle özdeşleşerek "ölüm korkusu"nu da beraberinde getirmektedir. Ölümün yaklaştığının daha çok hissedildiği yaşlanma döneminde "Manevi Destek" olarak kavramlaştırabileceğimiz dinî danışmanlık ve rehberliklere de daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.

Batı dünyasında konuyla ilgili çalışmalara erken dönemlerde başlanılmış ve epeyce mesafeler kat edilmiştir. Ne var ki, ülkemizde hem genel anlamda yaşlılık dönemine dair çalışmalar hem de din eğitimi ve manevi desteğin önemini ele alan araştırmalar oldukça kısıtlı sayıdadır. Bununla beraber genelde İslam toplumlarında, özel manada ise ülkemizde dinin sosyal hayattaki etkileri sayesinde yaşlılık dönemini yaşayan insanların sosyal yaşantıları itibariyle batıdaki akranlarına göre daha avantajlı durumda olduklarını söyleyebiliriz.

Bundan sonraki satırlarda, yaşlılık döneminde insanlara verilecek manevi desteğin onlar için neden gerekli olduğu ve bunun nasıl yapılması gerektiği konularına değineceğiz. Yine yazı sınırlarımız çerçevesinde, özellikle son yıllarda gündeme gelen ve "kişinin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı ve mutlu bir ileri yetişkinlik dönemi yaşaması" anlamındaki Başarılı Yaşlanma (Successful Aging) sürecinde, "Manevi Destek" unsurunun ne derece önemli bir rol oynadığı hususunu da ortaya koymaya çalışacağız. Şimdi öncelikle "Yaşlılık" ve "Manevi Destek" kavramları üzerinde duralım.

YAŞLILIK NE DEMEKTİR?

"Son Yetişkinlik" dönemi olarak da adlandırılan bu dönem, biyolojik, fizyolojik ve psikolojik bakımdan çok önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir. Yaşlılıkta ortaya çıkan bedensel değişiklikler ve ileri yaşlara özgü bazı rahatsızlıklar, kişinin bireysel ve sosyal hayatında birtakım kısıtlamalar oluşturur. Kişi, eskisi kadar aktif bir yaşantı süremez. Bu da yaşlıyı ciddi bir şekilde etkiler. Geçmişte nice zor işlerin üstesinden gelen ve nice başarılara imza atan yaşlı, şimdi sıradan işlerde bile yardıma ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Bunların yanında, toplumsal statü ve saygınlığın yitirilmesinin getirdiği rol yoksunluğu da yaşlının kendisini "değersiz" ve "işe yaramaz" olarak hissetmesine yol açar.

Bedensel gerileme ve bu döneme özgü bazı rahatsızlıklar bir yana, bu dönemde yaşanan ayrılık kayıpları en ciddi duygusal sarsıntıları oluşturur. Kendi yaşıtlarının birer birer hayata veda etmesi yanında, kimi zaman yaşanan evlat, torun, yakın akraba ölümleri, hayat şartlarının ve iş hayatının gerektirdiği evden ayrılmalar da yaşlıda "yalnızlık" ve "soyutlanma" duygularını besler.

Yaşlılık dönemi, aynı zamanda "ben kimim?/ bu hayatı sürdürmemin amacı nedir?/ çalışamadığım halde başkalarına nasıl yardımcı olabilirim?/ kayıplarla nasıl yaşayabilirim?/ acılara katlanmanın anlamı nedir?" gibi sorulara da cevapların arandığı bir dönemdir. Bu soruların psikolojik, sosyolojik ve felsefi cevapları olabilir. Ancak bu sorulara cevap bulma hususunda en önemli desteği din sağlar. Bir dinî inanç sahibi olmak, hayata tutunabilme ve gelecek endişelerini kısmen de olsa bertaraf etme hususunda yaşlı için en önemli psikolojik destek anlamına gelir. Çünkü din ve din eğitimi genelde tüm insanların, özelde ise yaşlıların, hayatın anlamını yeniden keşfetmelerine, yeniden yapılandırmalarına ve bütünlüğü sağlama çabalarına da imkan sağlar.

MANEVİ DESTEK NE DEMEKTİR?

Bize batı dünyasından geçen bu kavram, Pastoral Care olarak bilinmektedir. Pastoral Care ise genellikle rahiplerin ve papazların özellikle kilise dışında yürüttükleri dinî danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini ifade etmektedir.

Pastor kelimesinin "papaz" anlamından yola çıkarak "din adamlarının verdiği manevî destek, tavsiye ve öğüt" anlamında kullanılan Pastoral Care, günümüzdeki dinî danışma ve rehberliğin temelini oluşturmuştur.

Psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda belli bir bilgi birikimine sahip papazlar tarafından daha ziyade Hıristiyanlığı benimsetme, kabullendirme veya dine karşı sempati uyandırma amaçlı olmakla birlikte bu tür bir danışmanlık ve rehberlik hizmetinin, sonuçta insani amaçlara yönelen, kişinin dinî ve ruhsal problemlerinin çözümüne katkı sağlayan bir faaliyet olduğu görülmektedir. Sonuç olarak denilebilir ki, Manevi Destek olarak kavramlaştırabileceğimiz dinî danışma ve rehberlik, insanın problemlerine, inandığı dinin değerleriyle ilişki kurarak çözüm getirmeye çalışmaktır.

Dinî danışma ve rehberliğe kaynaklık eden Pastoral Care kavramı üzerine Amerika ve Avrupa'da yapılmış olan pek çok araştırma, bu alanın oldukça geniş bir çerçeveye sahip olduğunu göstermektedir.

Günümüzde bu faaliyet daha ziyade her dinin bağlılarına yönelik olarak, sahip oldukları sorunlarının çözümüne katkı, maneviyatlarını yükseltme, hayattan zevk alma ve iç huzuru sağlama gibi amaçlar taşımaktadır.

Konuya yüce dinimiz İslam açısından baktığımızda, bu kavramın neş'et ettiği Hristiyanlık kültüründen çok daha zengin bir kaynağa sahip olduğumuz hemen fark edilecektir. Kur'an-ı Kerim'in farklı surelerdeki nice ayetleri; Peygamber (sav) Efendimizin hadis-i şerifleri, yaşlılığa dair; ve yaşlılık dönemindeki insanlara verilmesi gereken değer hususunda oldukça dikkat çekici bilgiler ihtiva etmektedir.

Bir sonraki yazımızda bunları ele alacağız. Sağlıcakla kalınız efendim.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN