Çocuklarımızı sosyal medyanın karanlık yüzünden nasıl koruruz?
Son günlerde ülkece yaşadığımız acı dolu hadiselerden ötürü ebeveynler, çocuklarına nasıl yaklaşacakları...
Hayatımız büyük bir hızla geçiyor ve bizler her şeye yetişmenin telaşındayız. Doç. Dr. Mehmet Dinç ile hayatta karşılaştığımız kavramların psikolojisi üzerine konuştuk. Acı dolu günler geçirdiğimiz bu dönemde, toplum olarak her birimize bir fayda sağlamasını umuyoruz.
Soru:
7 Ekim'den bu yana yüreklerimiz Gazze'de atıyor. Ama olayların sürekliliği bir duyarsızlaşmaya sebep oldu. Bunu nasıl izah edebiliriz?
Mehmet Dinç:
7 Ekim'den bu yana gerçekleşen hadiseler bir kalbin kaldırabileceği kolaylıkta, sıradanlıkta işler değil. Belki son asırların en büyük ay aleni, pervasız ve acımasız katliamı yaşanıyor. 7 Ekim'den beri olanlara karşı dünyanın tepkisi de daha doğrusu devletlerin tepkisi de hiç şüphesiz çok büyük hayal kırıklığı oldu. Bu nedenle bireyler ister istemez şu an Gazze'de yaşanan katliam ile alakalı çok kötü, aciz ve suçlu hissediyorlar. Fakat bir insan devam eden bu yükü nasıl kaldırabilir, bir insan kötü, aciz ve suçlu hissetmeyi kaç gün kaldırabilir? İster istemez bir yerden sonra duyarsızlaşmak mecburiyetinde kalıyor ki hayatına devam edebilsin. Çünkü bu yükle yaşamak çok zor. Tabii burada "nasıl bir insan böyle bir katliama karşı duyarsız kalabilir" diye bir haklı bir soru gelebilir. İnsan haksızlık karşısında, zulüm karşısında, yanlışlık karşısında küçük de olsa bir şey yapabiliyorsa o zaman o yaptığına devam edebilir ve içinde hissettiği büyük çaresizliği, suçluluğu, acizliği bu şekilde telafi edebilir. Ama hiçbir şey yapmıyorsa ya da yapılan şeyler bir şekilde ona değersiz olarak öğretildiyse ister istemez bir süre sonra kendini kapatmak, algısını kapatmak, zihnini kapatmak, gözünü kapatmak, kulağını tıkamak zorunda kalır. Netice olarak şunu diyorum: Gazze'de olanlarla alakalı her birimizin yapması gereken şeyler var ve bu yapması gereken şeyleri çok büyük şeyler olarak düşünmek zorunda değiliz. Hayatımızı altüst edecek şeyler olarak, baştan aşağıya yaşam tarzımızı değiştirecek şeyler olarak düşünmek zorunda değiliz.
Editörler:
Özge Özkul
Bekir Salih Yaman
Kurgu:
Ayşenur Akyol
Kamera:
Serkan Hervenik
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan FİKRİYAT veya fikriyat.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Son günlerde ülkece yaşadığımız acı dolu hadiselerden ötürü ebeveynler, çocuklarına nasıl yaklaşacakları...
Hepimiz günlük yaşamda birçok kez karar vermek zorunda kalıyoruz. Tabii bu süreçler, zihinsel...
Plasebo her ne kadar tıbbi bir terim olarak bilinse de etki, "zihin gücümüzün bir tezahürü"...
Çevrenizdekilere "hayır!" diyemiyorsanız siz de Süper Yardımcı Sendromu’na yakalanmış olabilirsiniz...
İlk önce çok çalışmanın verimli çalışmak anlamına gelmediğini bilelim. Verimli çalışmak; bir...
ALES'e her yıl ortalama 300 bin aday başvuruyor ve büyük bir çoğunluğu 70'in altında not alıyor...