Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 16. cüz
Ramazan mukabelesi, mübarek Ramazan-ı Şerif boyunca gerçekleştirdiğimiz en önemli ibadetlerden biridir. Resul-i Ekrem Efendimizin de Ramazan ayında Cebrail aleyhisselam ile mukabele ettikleri bilinir. Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle siz değerli okurlarımıza ulaşmayı ve Kur'an-ı Kerim'in hatmini birlikte tamamlamayı istiyoruz. Bu minvalde derlediğimiz Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 16. cüzü sizlerle buluşturuyoruz. Kur'an-ı Kerim'in 16. cüzü, Kehf Suresi (301-303), Meryem Suresi (304-311) ve Taha Suresi'ni (311-320) ihtiva eder.
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in nazil olmaya başladığı aydır ve "Kur'an ayı" olarak da anılır. Bu ayda bol bol Kur'an okunması tavsiye edilmiş; Ramazan boyunca en az bir kere hatim yapılması ve mukabele okunması geleneği yaşatılan değerlerimizden olmuştur.
Mukabele, bir başkasının Kur'an-ı Kerim'i okuyuşunu takip etmek yoluyla hatim etme manasını taşır. Ramazan-ı şerifte en az bir defa hatim tamamlamak tavsiye edilmiştir.
Ramazan mukabelesi, geleneksel anlamda insanların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bir uygulama olsa da bu ibadeti internet ya da televizyon kanalları aracılığıyla yapmak da mümkün.
Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini siz değerli okurlarımızla birlikte tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin 16. cüzünü sizlerle buluşturuyoruz.
RAMAZAN MUKABELESİ 16. GÜN
🔸 Kur'an-ı Kerim uygulamamızdan cüzlerin Arapça okumalarına ulaşabilir ve mukabele için podcastlerden faydalanabilirsiniz.
📌 16. CÜZÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
🔸 Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okuyup takip etmek kadar önemli görülen bir başka husus ise okunan ayet-i kerimelerin mealine ve tefsirine vakıf olmaktır.
🔸 Bu noktada her gün okunan bir cüzün mealini ve ayetlerin asıl manasını kavrayabilmek için tefsirini okumamız tavsiye edilir.
📌 16. CÜZÜN MEALİNİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
📌 16. CÜZÜ OKUYUP TAKİP EDEBİLECEĞİNİZ KUR'AN-I KERİM EKLENTİMİZ İÇİN TIKLAYIN
🔸 Her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin önceki cüzlerine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 15. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 14. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 13. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 12. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 11. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 10. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 9. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 8. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 7. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 6. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 5. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 4. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 3. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 2. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 1. cüz için tıklayın
16. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 16. cüzü, Kehf Suresi (301-303), Meryem Suresi (304-311) ve Taha Suresi'ni (311-320) ihtiva eder.
KEHF SURESİ
🔸Kehf Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir.
🔸 110 âyet olan sure, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen mağara anlamındaki "kehf " kelimesinden almıştır.
KEHF SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Sûre de temel konu olarak, inançları sebebiyle öldürülmekten kurtulmak için bir mağaraya sığınan gençlerin mucizevî hâlleri, ayrıca Hz. Mûsâ ile Zülkarneyn konu edilmektedir.
🔸 Yüce Allah'a hamd ile başlayan Kehf sûresinin başlangıcında Allah'ın kutsiyeti ve kemal sıfatlarıyla Kur'an'ın üstünlüğü, müminlere verilecek mükâfatın müjdesi ve Allah'a çocuk yakıştıranların uyarılması konuları yer alır; kâfirlerin inatçı tutumları karşısında üzülen Hz. Peygamber'in durumuna da işaret edilir.
🔸 Sure'nin ilk bölümlerinde iman ve salih amel işleyenlere verilecek mükafatlardan bahsedilir. Allah'a yalan isnad edenlerin alacakları cezalar vurgulanır.
🔸 İnsanların Kur'an-ı Kerim'e inananmadıkları için üzüntü duyan Hz. Peygamber ayetlerde teselli edilmektedir.
"Durum böyleyken bu son kitaba inanmazlarsa arkalarından üzülerek neredeyse kendini helâk edeceksin!"
"Biz, kimlerin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi oranın süsü yaptık."
Kehf Suresi 6-8 . ayet tefsirini okumak için tıklayınız
🔸 Bundan sonraki âyetlerin büyük bir kısmının konularını şu üç ibretli kıssa oluşturur:
1. Ashâb-ı Kehf kıssası: (9-26. ayetler) Bu kıssada inançları uğruna canlarını ortaya koyarak yurtlarından çıkıp dağdaki bir mağaraya sığınan gençlerin durumu anlatılır.
"O gençler mağaraya sığınmışlar ve "Rabbimiz! Bize katından rahmet gönder ve bize içinde bulunduğumuz durumdan bir çıkış yolu göster!" demişlerdi."
Kehf Suresi 9-26. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
2. Hz. Mûsâ ile Hızır'ın kıssası: (60-82. ayetler) Bu kıssada Hızır ile Hz. Mûsâ arasında geçen olağanüstü olaylar ve bunlarla ilgili açıklamalar yer alır.
Hz. Musa'nın hayatı ve risaleti…
"Bir vakit Mûsâ genç adamına, "Ta iki denizin birleştiği yere varmadıkça yahut (bu yolda) senelerce yürümedikçe durup dinlenmeyeceğim" demişti."
"Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını (yoklamayı) unuttular. Balık denizde yolunu tutup gitmişti."
Kehf Suresi 60-82. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
3. Zülkarneyn kıssası: (83-98. ayetler) Bu kıssada takvâ ve adalet sahibi bir hükümdar olan Zülkarneyn'in batıya ve doğuya yaptığı seferlerle Ye'cûc ve Me'cûc'ün yeryüzüne yayılmasını önlemek için yaptığı set anlatılmaktadır. Sûrede ahlâk eğitimine yönelik temsilî anlatımlar da yer almaktadır.
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar (gibi) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz, "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandıracak veya haklarında iyi davranma yolunu seçeceksin" dedik.
Kehf Suresi 83-98. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
MERYEM SURESİ
🔶Mekke'de inen Meryem Suresi, 98 ayettir.
🔶Sure, Meryem'in, oğlu İsa'yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sure de başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
🔶 Sure, mushaftaki sıralamada on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü suredir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir.
MERYEM SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔶Sure genel olarak tevhid inancının doğruluğunu ve peygamberlik müessesesinin gerçekliğini ispatlamayı hedeflemektedir. Bu cümleden olarak surede yahudilerin Hz. Meryem ve oğlu Hz. Îsâ hakkındaki iftiralarının reddedilmesi, Zekeriyyâ aleyhisselâma yaşlı olmasına rağmen oğlu Yahyâ'nın verilmesi, Hz. Meryem'in Allah'ın bir mûcizesi olarak Hz. Îsâ'yı babasız dünyaya getirmesi, Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ, Hz. Hârûn ve diğer bazı peygamberlerin hak dine davet yolunda harcadıkları çaba dile getirilmektedir.
🔶 Meryem Suresi'nde de tevhid inancı, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve amellerin karşılığına dair konuların yanı sıra Allah'ın çocuk sahibi olmaktan ve ortağı bulunmaktan tenzih edilmesiyle ilgili âyetler yer almaktadır.
🔶 Surenin kıssaları arasında en dikkat çekici olanı Meryem ve Îsâ kıssasıdır.
🔶 Surede ayrıca bazı kıyamet sahnelerine de yer verilir.
🔶 Meryem Suresi iki bölümde ele alınabilir. Ayetin birinci bölümü olarak sayılabilecek alanda 1-65. ayetler arasında peygamber kıssaları yer almaktadır.
🔶 1-40. ayetler arasında ehl-i kitap tarihinden bahsedilmekle beraber, Hz. İsa'dan sonra Hıristiyanların düştükleri yanlışlar izah edilmiştir. Surede ilk olarak İsrailoğullarına gönderilmiş son peygamberlerden Hz. Zekeriya'nın kıssasına yer verilmiştir. Hz. Zekeriya kavmi için kendisinden sonra onlara doğru yolu gösterecek bir yardımcı için dua ettiği ayetlerde yer almıştır:
"Hani o, alçak sesle rabbine yalvarmıştı."
"Rabbim!" demişti, "Benim kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim."
"Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum; karım da kısırdır. Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya'kūb hânedanına da vâris olsun; rabbim, onu rızana erdir!"
"Allah buyurdu ki: "Ey Zekeriyyâ! Biz sana Yahyâ adında bir oğul müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermedik."
"Zekeriyyâ, "Rabbim!" dedi. "Karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?"
"Orası öyle" dedi ve buyurdu ki rabbin: "O bana kolaydır; daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım."
Zekeriyyâ, "Rabbim! Öyle ise bana bir işaret ver" dedi. Allah, "Sana işaret, tam üç gün insanlarla konuşamamandır" buyurdu.
Meryem Suresi'nin 2-10. ayetlerinin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶Bu ayetlerde Allah'ın Zekeriyyâ'ya karşı rahmeti, Zekeriyyâ'nın ilerlemiş yaşına rağmen kendisine vâris olacak bir evlât istemesi ve Hz. Yahyâ'nın mûcizevî bir doğumla dünyaya gelişi anlatılır.
🔶Yahyâ'nın doğum kıssasının Hz. Îsâ'nın doğumuyla ilgili bölümden önce anlatılması, Îsâ'nın doğumunun benzeri ilâhî bir mûcizenin daha önce meydana geldiğini vurgulama amacı taşımaktadır. Ardından bu kıssadan daha şaşırtıcı ve mucizevî olan Meryem ve Îsâ kıssasına temas edilir:
Meryem, "Beni senden koruması için çok esirgeyici olan Allah'a sığınıyorum! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma)" dedi.
Melek, "Ben ancak sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamak için rabbin tarafından gönderilmiş bir elçiyim" dedi.
Meryem, "Ben iffetsiz olmadığım ve bana bir erkek eli bile değmediği halde nasıl çocuğum olur?" dedi.
Melek cevap verdi: "Orası öyle; ancak rabbin buyurdu ki: O bana kolaydır. Biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, kararlaştırılmış bir iştir."
Meryem Suresi'nin 18-21. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Bu ayetlerde ve sonrasında Îsâ'nın doğumuna, Meryem'in iffetli ve temiz oluşu, Îsâ'ya hamile kalışı, Îsâ'nın babasız olarak dünyaya gelmesi, Meryem'in kendi kavmi tarafından kınanması, Îsâ'nın beşikte iken konuşması ve kendisinin Allah'ın kulu olduğunu söylemesi anlatılır. Îsâ'nın Allah'ın oğlu olduğu iddiasının çok çirkin bir iddia olduğu belirtilir.
"Allah'ın bir evlât edinmesi olacak şey değildir. O, bundan münezzehtir. Bir işe karar verdiği zaman ona sadece "ol!" der, hemen olur."
Meryem Suresi'nin 35. ayetinin efsirini okumak için tıklayınız
🔶 Hz. İsa kıssasından sonra 41. ayetten itibaren Hz. İbrahim ile babası arasında geçen tevhid mücadelesi anlatılır.
"Babacığım! Allah'ın azabına uğramandan ve böylece şeytanın yandaşı olmandan korkuyorum.
" (Babası:) "Ey İbrâhim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlatırım; şimdi uzun bir süre gözüme görünme!" dedi."
Meryem Suresi'nin 45-46. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶Surenin ikinci bölümü olan 66-98. ayetler aralığında öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden, Allah'a evlât ve ortak izâfe eden Mekkeli müşriklerin bu tür tavırları sert bir şekilde eleştirilmekte, müminlere inkârcıların bütün çabalarına rağmen kendilerinin başarılı olacakları konusunda müjde verilmektedir.
"İnsan, "Ben öldükten bir süre sonra sahiden yeniden hayata döndürülecek miyim?" diyor."
Meryem Suresi'nin 66. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Vahidi'nin tefsirinde 66. âyetin, Mekke müşriklerinden Übey b. Halef'in eline bir kemik parçası alıp ufaladıktan sonra, "Muhammed, öldükten sonra dirileceğimizi zannediyor" demesi üzerine nâzil olduğu ifade edilmektedir.
"Âyetlerimizi inkâr eden ve "Mutlaka bana mal ve evlât verilecektir" diyen adamı gördün mü!
O, gaybı mı biliyor, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?
Kesinlikle hayır! Biz onun söylediklerini yazacağız ve cezasını uzattıkça uzatacağız.
Onun sözünü ettiği şeyler sonunda bize kalacak, kendisi de tek başına bize gelecek."
Meryem Suresi'nin 77-80. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Vahidi'nin tefsirinde yer aldığına göre 77. âyetinin nüzul sebebi şöyle aktarılır: Müslümanlardan Habbâb b. Eret, Mekkeli müşriklerden Âs b. Vâil'den borcunu ödemesini isteyince Âs ona, "Muhammed'i inkâr etmedikçe borcumu ödemem" demiş, Habbâb da, "Allah'a yemin olsun ki sen ölüp tekrar dirilinceye kadar Muhammed'i inkâr etmem" şeklinde cevap vermiştir. Âs b. Vâil'in, "Öyle ise ben öldükten sonra tekrar dirildiğim zaman sen bana gelirsin; o zaman benim malım ve evlâdım çok olacaktır, orada sana borcumu öderim" demesi üzerine bu âyet nâzil olmuştur.
🔶 Meryem Suresi, inanıp yararlı işler yapanlara Allah'ın sevgi bahşedeceğini ve Kur'an'ın takvâ sahipleri için bir müjde, inatçı toplum için uyarı vesilesi olduğunu ifade eden âyetlerle sona erer.
TAHA SURESİ
🔶 Mekke döneminde inen Taha Suresi, Kur'ân-ı Kerîm'in yirminci sûresi ve 135 âyettir.
🔶 Meryem Suresi'nden sonra nazil olmuştur.
🔶Sure, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır. Surede, Allah'ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
🔶 Hz. Ömer'in İslâmiyet'i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Hz. Ömer'in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir.
TAHA SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔶 Sure, Allah'ın kudretine dikkat çeken ifadelerle başlanmış, ardından Hz. Mûsâ'nın Firavun'la mücadelesine, Cenâb-ı Hakk'ın İsrâiloğulları'na lutfettiği nimetlere ve onların hatalı tutumlarına geniş bir biçimde yer verilmiştir.
🔶 Daha sonra Hz. Âdem'in yaratılışına, şeytanın onu ve eşini kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşuna değinilmiş, inkârcıların karşılaşacakları âkıbet hatırlatılmış ve ebedî mutluluğun Allah'a saygıda kusur etmekten sakınanların olacağı belirtilmiştir.
🔶 Sure'nin birinci bölümünde Hz. Musa kıssasına yer verilir. İlahi kitaba mazhar kılınan Hz. Musa'ya tevhid ilkelerinin öğretildiği asâsı ve eliyle mûcize göstereceğinin bildirildiği anlatılır.
"Allah buyurdu: "Onu yere at ey Mûsâ!"
Hemen attı. Bir de ne görsün, o akıp giden bir yılan oluvermiş!
Allah, "Tut onu ve korkma, biz onu hemen eski haline döndüreceğiz" buyurdu.
"Şimdi de elini koynuna sok, bir hastalık yüzünden olmaksızın, bir başka mûcize olarak elin bembeyaz çıkacaktır.
Böylece sana büyük mûcizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım."
Taha Suresi'nin 19-23. ayetlerinin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Hz. Mûsâ'nın Firavun'a gidip hak dini tebliğ etmek ve işkenceye mâruz kalan İsrâiloğulları'nı serbest bırakmasını istemekle görevlendirildiği, Mûsâ'nın da kardeşi Hârûn'un kendisine yardımcı olarak verilmesini talep ettiği ve talebinin yerine getirildiği ifade edilir.
🔶Sure'nin ikinci bölümü sayılabilecek 47. ve 79. ayetler aralığında Hz. Musa ile Firavun arasındaki mücadeleye yer verilir.
Mûsâ, "Buluşma zamanınız şenlik günü ve ahalinin toplanacağı kuşluk vakti olsun" dedi.
Bunun üzerine Firavun dönüp gitti; bütün tedbirlerini aldı, sonra (sihirbazlarıyla) geldi.
Mûsâ onlara şöyle dedi: "Yazıklar olsun size! Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa ağır bir ceza ile kökünüzü kazır; iftira eden mutlaka perişan olur."
Bunun üzerine yapacakları işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tutmaya çalıştılar.
Şöyle diyorlardı: "Bunlar sizi sihirleriyle yurdunuzdan çıkarmak ve tuttuğunuz örnek yolu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdan başka bir şey değil!
O halde siz de bütün hilelerinizi birleştirin ve saf düzeninde gelin. Bugün üstün gelen kendini kurtarmıştır."
Dediler ki: "Ey Mûsâ! Ya sen at, yahut ilk atan biz olalım."
O "Hayır, siz atın" dedi. Bir de baktı ki, onların ipleri ve sopaları yaptıkları sihirden ötürü kendisine doğru akıp geliyor gibi görünüyor!
Mûsâ birden içinde bir korku duydu.
"Korkma!" dedik, "Üstün gelecek olan kesinlikle sensin.
Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yalayıp yutsun; onların yaptığı sihirbaz hilesinden ibaret. Sihirbaz ise amacı ne olursa olsun başarıya ulaşamaz."
Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve "Biz Mûsâ ile Hârûn'un rabbine iman ettik" dediler."
Taha Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶Hz. Mûsâ'nın Firavun'la mücadelesine yer verilerek Firavun'un gösterilen mûcizeleri sihir diye nitelendirdiği ve buna karşılık verileceğini söylediği belirtilir. Ancak büyük bir kalabalığın önünde, Hz. Mûsâ'nın asâsının bir yılana dönüşüp sihirbazların halka yılan şeklinde gösterdikleri ipleri ve sopalarını yutması üzerine sihirbazların secdeye kapanarak, "Hârûn'un ve Mûsâ'nın rabbine iman ettik" dedikleri beyan edilir.
🔶 Tâhâ Suresi'nin üçüncü bölümünde geçmiş ümmetlere ait haberlerin ibret alınması için nakledildiği, buna rağmen uyarılardan etkilenmeyen kimselerin altından kalkamayacakları büyük bir vebal taşıyacağı ifade edilir.
"Kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız onları hâlâ yola getirmedi mi? Oysa onların yurtlarında dolaşıp duruyorlar! Kuşkusuz bunlarda akıl sahiplerinin çıkaracağı dersler vardır."
Taha Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Kur'an-ı Kerim'i dinlemek, aynı zamanda Kur'an'ın da emridir. Cenâb-ı Hak, Araf suresinin 204'üncü ayetinde "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasınız" buyurur.
MUKABELE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Peygamber Efendimize (sav) 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'an'ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık 23 yıl devam etti.
🔸 Peygamberimizle (sav) Cebrail, her yıl Ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okudular. Önce Cebrail okur Peygamberimiz (sav) dinlerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi.
🔸 Bu durum Peygamberimizin (sav) vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlandı. Böylece Kur'an ayetlerinin unutulmasının önüne geçildi. Peygamberimizin (sav) bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdi.
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
İbn-i Mes'ud (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.