Arama

  • Anasayfa
  • İslam
  • İslam’da "emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker" prensibi

İslam’da "emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker" prensibi

Kısaca iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak anlamına gelen emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker kuralı hem kişilerin şahsi hayatlarını belli ve doğru bir çizgi üzerinde yürütmesi hem de toplumsal birliğin sağlanması ve çıkması mümkün olan fesatların önüne geçmek için oldukça iyi kavranılması gereken bir tamlamadır. Peki, iyiliği emredip kötülüklerden uzaklaştırma eylemi en doğru hangi şekilde uygulanır, ölçü ve kuralları var mıdır, bu konu ayet ve hadislere konu olmuş mudur?

İslam’da emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker prensibi
Yayınlanma Tarihi: 16.8.2021 17:29:01 Güncelleme Tarihi: 19.08.2021 10:42
Sesli dinlemek için tıklayınız.

📌 EMR-İ Bİ'L MA'RUF VE NEHY-İ ANİ'L MÜNKER NE DEMEKTİR?

Emretmek ve nehyetmek Arapça'da birbirinin zıddı iki kavram olup emir Türkçe'de kullanılan şekliyle bir şeye iletmek, zorunlu kılmak anlamına gelir. Nehiy ise emrin tam tersi olarak bir davranış veya düşünceden alıkoymak, engellemek manasında kullanılır.

Ma'ruf, İslam dininin hoş gördüğü her şey, iyilik ve ihsan gibi erdemli davranışların genelini kapsayan bir kavramdır. Münker ise istenmeyen, hoş karşılanmayan, sonuçlarından olumsuz şekilde etkilenilen çirkin ve kötü işler olup ma'rufun zıddını ifade eder.

◾ Ma'ruf yerine getirilmesi vacip/farz olan namaz ve oruç gibi ibadetlerin yanı sıra yapıldığı müddetçe kişinin sevap hanesine eklenilen sadaka vermek ve hasta ziyaret etmek gibi nafile ibadetleri kapsayan bir kavramdır. Münker ise haram lokma yemek gibi İslam dinince kesinlikle yasaklanmış birtakım davranışların genelini ifade eder.

(X)Farklı seslerden Kur'an-ı Kerim meali dinlemek için tıklayın

📌 EMR-İ Bİ'L MA'RUF VE NEHY-İ ANİ'L MÜNKER AYET VE HADİSLERE KONU EDİLMİŞ MİDİR?

◾ Toplumda iyi olarak bilinen ve dinin prensiplerine uygun olan her şey ma'ruf kavramı içinde değerlendirilir. Elbetteki başta kişisel ve doğal sonucu olarak toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilen Kur'an-ı Kerim ve ayetleri ve bu ayetleri insanlara tebliğ etmek ve örnek teşkil etmekle yükümlü olan Hz. Muhammed (sav)'in mübarek kelamı yani hadislerde toplumsal dengenin korunması için oldukça hayati bir öneme sahip olan emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker prensibi çok kez konu edilmiş ve bunun nasıl uygulanacağına dair bazı ipuçları verilmiştir.

◾ Örneğin; Yüce Rabbimiz Âl-i İmrân suresinin 110. ayetinde şöyle buyurmuştur:

"Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır."

◾ Ayet-i Kerime'den de anlaşılacağı üzere İslam topluluğu dünya üzerindeki diğer topluluklara örneklik teşkil etmek ve her daim iyiliği öğütleyip kötülükten men etmek ile mesuldür. Bu mesuliyet başta gönderilmiş peygamberleri ve toplum üzerinde kanun koyucuları kapsamakla beraber fert fert her Müslümanın vazifesidir.

(X)İshak Danış'ın sesinden Âl-i İmrân suresi...
(X)Nüvit Candaner'in sesinden Âl-i İmrân suresi...

◾ Kur'an-ı Kerim'de yerine getirilmesi gerekli olan bu eylemin nasıl uygulanması gerektiğini ise Rasulullah (sav) şöyle açıklamıştır:

"Sizden her kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmeyen kalbiyle nefret etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Sahih-i Müslim, İman, 20)

◾ Yani kişi bir kötülüğü engellemek için önce fiilen harekete geçmeli şayet bu mümkün değilse en azından gözlerinin önünde olup biten kötülüğe sessiz kalmayarak diliyle müdahale etmelidir. Şayet bu ikisi de mümkün değilse en azından kalbi ile bu olayı mekruh görme yani yadırgaması gerekir ki şahit olduğu kötü hal ve hareketlere alışmasın ve aynı hataya kendisi de düşmesin.

◾ Kötülüğü engellemek gibi iyiliği öğütlemek için de yine aynı yöntemin izlenilmesi mümkündür. Yani kişi önce bedensel olarak yani fiilen daha sonra sözel olarak yani kavlen bir başkasını iyiliğe yönlendirebilir. Şayet bu ikisi mümkün değilse bunu en azından kalben murat etmeli ki en azından dua yerine geçsin veya kişinin kendisi için yol gösterici bir etken olsun.

(X)Seçkin hocaların sesinden Aşr-ı Şerif dinlemek için tıklayın

📌EMR-İ Bİ'L MA'RUF VE NEHY-İ ANİ'L MÜNKER NASIL UYGULANABİLİR?

◾ Ancak her daim ölçülü olan ve dengeye önem veren dinimiz emr-i bi'lma'ruf nehy-i ani'l münker konusunda da ölçülü davranmayı ve ileri gitmemeyi ön görür. Örneğin bir kişi veya grubu dil ile uyarmanın ölçüsü mutedil olmak ve aşırıya kaçmamak Al-i İmran suresi 159. ayette şu şekilde açıklanmaktadır:

"0 vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet, bağışlanmaları için dua et."

◾ Emr-i bi'l ma'ruf nehy-i ani'l münker prensibi İslam toplumundaki güzel hasletlerinin korunması ve bu güzelliklerin devamlı olması açısından oldukça ciddi bir etkendir. Bu sebeple her ferdin kendi gücü oranında bu görevi yapması gerekir.

(X)Seçkin hafızların sesinden Kur'an-ı Kerim dinlemek için tıklayın

◾ Tabi ki kişi iyiliği emredip kötülükten nehyetmeye çalışırken zaman zaman birtakım zorluklar ve tepkilerle karşılaşabilir. Ancak ne olursa olsun yılmamalı ve bu amelin kendisini hayırlı kimselerden olma seviyesine yükselttiğini unutmamalıdır. Nitekim "İnsanların en hayırlısı, insanlara selam veren, Allah'tan en çok korkan, ma'rufu emredip münkerden nehyetmeye çalışan ve yakınlarını ziyaret eden kimsedir." (et-Tergib ve't-Terhib, 4/11)

FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER

(X)VAV TV'de yayınlanan Mukabele programını aşağıdaki bağlantıdan takip edebilirsiniz.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN