Arama

İstanbul'un en kapsamlı 3 debbağhanesi

Debbağ kelimesinin dayak; debbağhanenin ise dayak işleminin yapıldığı yani derilerin terbiye edilmesi için bir dizi işlemden geçtiği yer anlamına geldiğini biliyor muydunuz? İşte İstanbul'un en kapsamlı 3 debbağhanesini sizler için derledik.

Her geçen dönemde gelişerek yaygınlaşan tabaklama, boyama ve deri işlemeciliği, İslam dünyasında da önemli bir sanayi kolu olarak gelişmiş çok ileri seviyeye ulaşmıştı. Anadolu Selçukluları devrinde Anadolu'da ilk sanat kurumunun debbağlık ve deri işçiliği alanında geliştiği, fakat Moğol işgali üzerine bu sanat kolunun diğer endüstriyel alanlarda görüldüğü gibi gerilediği, en nihâyet Osmanlılar döneminde yeniden canlandırılarak Avrupa'yı uzun bir süre etkilediği bilinmektedir. Osmanlı Beylik dönemi debbağhaneleri hakkında maalesef ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Osmanlı debbağhaneleri içerisinde gerek kapasite, gerek malumat açısından en fazla bilgi sahibi olduğumuz İstanbul debbağhaneleridir.

  • 3
  • 17
KAZLIÇEŞME DEBBAĞHANELERİ (1453 sonrası)
KAZLIÇEŞME DEBBAĞHANELERİ 1453 sonrası

Debbağ kelimesi dayak, debbağhane ise dayak işleminin yapıldığı yani derilerin terbiye edilmesi için bir dizi işlemden geçtiği yer anlamına gelir. Günümüzde debbağhane terimi ''tabakhane'' olarak da kullanılmaktadır.

Türk deri sanayi çok eskilere dayanır. İstanbul'un fethiyle beraber, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından dericilerin bir yerde toplanması emri verilir. O dönemde aynı meslek grubundan olan insanların aynı yerde bulunmaları adettendir. Bu hem onlara ulaşmayı kolaylaştırır, hem de aralarındaki dayanışmayı artırır.

Ancak debbağ işlemi çevreye yaydığı kötü koku sebebiyle şehir içinde icra edilmez. Bu sebeple Fatih Sultan Mehmed debbağhanenin şehrin dışında kurulmasını emreder ve böylelikle Kazlıçeşme debbağhanelerinin temeli atılmış olur. Takip eden günlerde Kazlıçeşme'ye 360 adet debbağhane inşa edilir. Bu debbağhaneler Ayasofya Vakfı'na bağlanır ve burada deri işleme merkezi açacak olanlar kiralarını Ayasofya Vakfı'na öder.

Bu bölgede açılan debbağhaneler hammaddeleri olan deriyi civarda bulunan salhane- mezbahalardan alıp işlerler. Devlet de burada işlenen deriyi askeri amaçla satın alarak günümüzde Saraçhane olarak bilinen bölgedeki saraçlara götürür. Saraçlar da bunları eyer, koşum takımı, ayakkabı, bot gibi askeri ürünler haline getirerek devlete teslim eder. Kazlıçeşme debbağhanelerinde kösele, meşin, sahtiyan gibi deri çeşitleri üretilir ve buradan sade vatandaşlar da alım yapar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN