Issızlığın ortasındaki on bin yıllık Türk kabilesi: Duhalar
Türkiye'nin iki katı büyüklüğündeki Moğolistan'da ıssızlığın ortasında yaşayan Duha Türklerini daha önce hiç duymuş muydunuz? Ya da dünyada nüfusun en seyrek olduğu yerlerden birinde, geyik sürüleriyle izole bir hayat sürdürdüklerini? Sizler için, on bin yıllık Duhaların ilginç hayatlarını derledik.
Giriş Tarihi: 25.03.2019
13:15
Güncelleme Tarihi: 25.03.2019
14:13
DUHA TÜRKLERİNİN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Duha Türkleri, kendilerini Tu'ha Ules Duha halkı olarak tanımlarlar. Tu'ha kelimesi ise Sibirya'da yaygın olan Tuva/Tuba kelimelerinin fonetik bir varyantıdır. (Tuva, Ti'va ve Tofa, To'fa) karşılığı, Moğolistan'da genellikle tsaatan "Ren geyiği sahipleri" , (tsaa'ren geyiği ve addan ad yapan+tan eki) adı ile bilinirler.
Bu adlandırma yalnızca Duha Türkleri'nin sürdürdüğü geleneksel hayvancılığa atfen verilmiştir. 20. yüzyıl Moğol kaynakları Duhaları; Uranhay, Tayga Uranhay, Taigin Irged, "tayga halkı", Oin Irged "Orman Halkı" ve Soyot olarak adlandırmaktadır. Moğollar resmi olarak Duhaları ve Moğolistan'daki Müslüman olmayan diğer Türk halklarını tanımlamada "Uygar" terimini kullanırlar.
Kışın hava sıcaklığının eksi 50 dereceye kadar düştüğü topraklarda bir avuç kalan Duha Türklerine ulaşmak için karla kaplı ormanlardan, çorak steplerden ve buz tutmuş göllerden geçmek gerekiyor.
Duhalar, Moğolistan'ın en soğuk ve en dağlık bölgesi olan kuzeyde, Rusya sınırına yakın "tayga" adı verilen ormanlık alanda yaşıyor. "Zorlu yaşam şartları ve yolculukların" kendileri için olağan yaşam şartı olduğu Duhalar, Moğolistan'da Kazak, Tuva ve Hoton boylarıyla birlikte Türk dilini ve kültürünü devam ettiriyor.
Ren geyiği sürüleri besledikleri için Moğolların "Tsaatan" yani geyik çobanı dediği Türk kolu Duhaların sayısının Moğolistan'da sadece 800 kadar kaldığı tahmin ediliyor. Duhaları görebilmek için Türkiye'ye 8 bin kilometre uzaktaki taygaya ulaşmak, bunun için de Asya'nın büyük göllerinden Hövsgöl'ün kuzeyindeki Tsaganur ilçesinin kuzeyine gitmek gerek.
Dünyada artık çok az insanın yaptığı ve nesilden nesile geçen kartallarla avlanma geleneğine de burada hala rastlamak mümkün. "Kartalla avlanan avcı" olmak yalnızca bir ünvan değil, bir yaşam tarzının da simgesidir. Bu avcılar ise kartallar sayesinde tilki veya marmot gibi daha küçük hayvanları avlıyor.
Aslında bu tip halklar Asya'nın her yerinde bulunabilir fakat Duhaları diğer göçeme halklardan ayıran en büyük özellikleri; Tibet sığırı, deve, keçi ya da at yerine ren geyiği besiciliği yapmaları ve kurtlarla yaşamalarıdır.
BUZ TUTMUŞ GÖLDE YOLCULUK
Duhaları görmek için, Güney Sibirya sınırlarına yapılacak zorlu yolculuk için önce başkent Ulanbator'dan 35 bin nüfuslu Mörön'e uçakla, oradan kara yoluyla Tsaganur'e doğru yola çıkılır. Mörön'den çıkınca yolun sadece ilk 1 saatlik kısmı asfalttır. Yol boyunca at, koyun, keçi, yak sürülerine rastlanılır ve asfalt yol bittikten sonra mevsim kışsa heyecanlı ve kimileri için korkutucu, güneyinden kuzeyine 160 kilometre uzunluğundaki Hövsgöl kısmı başlar. Bu yolculuk da 2 saat sürer. Göl üzerinde gidilmesiyle Tsaganur yolu birkaç saat kısalabilir. Yazın ise gölün batısından yine orman ve düzlüklerden geçerek Tsaganur'a gidililebilir.