Arama

Sultan Abdülhamid’in arşivinden fotoğraflarla Hicaz Demir Yolu

II. Abdülhamid'in yıllarca düşlediği Hicaz Demir Yolu, İslam topraklarını birbirine bağlayan Osmanlı'nın son büyük projesiydi. Bu sayede sultan, askeri deha olduğunu bir kez daha ispatladı. Bütün İslam aleminin büyük fedakarlık göstererek hayata geçirdiği demir yolunun yapımı sırasında II. Abdülhamid büyük maddi destek sağladı; Hindistan, Mısır, Rusya, Fas, Singapur, Güney Afrika, Tunus, Cezayir ve Amerika gibi ülkelerden de bağışlar geldi. Hicaz Demir Yolu, vakıf müessesesi olarak dünyada, devlet tarafından yaptırılan tek ulaşım yatırımıydı. Sizler için Sultan Abdülhamid'in arşivinden İstanbul'dan kutsal topraklara uzanan Hicaz Demiryolu'nun fotoğraflarını derledik.

Hicaz bölgesine demir yolu inşasına dair en kapsamlı teklif, 1891'de Ahmed İzzet Efendi'den geldi. O sırada Cidde evkaf müdürü olan İzzet Efendi sunduğu raporda, Şam'dan başlayarak Medine'ye kadar getirilecek bir demir yolunun Hicaz'a yönelecek dış saldırılarla bölgede çıkabilecek isyanlara karşı önemli bir savunma vasıtası oluşturacağını, aynı zamanda hac yolculuklarını da büyük ölçüde kolaylaştıracağını yazmaktaydı.

🚊

Hicaz Demiryolu'nun başlangıç noktası neresiydi?

Hicaz Demir yolu, Abdülhamid'in yıllarca düşlediği bir projesiydi. İslâm âlemini birbirine bağlayacak olan bu demir yolu sayesinde, mukaddes toprakları ziyaret etmek isteyen Müslümanlar, tehlikelerden korunmuş olacak ve en önemlisi de hac yolculuğunu kolaylaştırılacaktı. Fakat ne yazık ki, bütün devlet erkânı ve ihtisas sahibi insanlar tarafından gerçekleştirilmesi imkânsız bir rüya gibi algılandı.

II. Abdülhamid, Hicaz Demir Yolu'nun inşası için kesin kararını vermeden önce bir kez de Osmanlı devlet erkânının fikirlerini aldı. Olumsuz cevaplarına rağmen "Cenab-ı Hakk'ın avn ü inayeti ve Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz hazretlerinin imdad-ı ruhaniyetine müsteniden Hat- mezkûrun inşası içün" emir verdi ve projeyi sonuna kadar destekledi.

🚊

Sultan II. Abdülhamid'in İstanbul ile Medine-Mekke'yi bağlayacak bir demir yolunu yapmak istemesinin birçok nedeni vardı. Osmanlı'nın bu son büyük projesi ile bölgeye asker sevkini hızlandıracağından muhtemel ayaklanmalara ve dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı savunma rolü üstlenecekti. Bölgede devletin askeri etkinliğinin artması, siyasi otoritenin de bölgede güçlenmesine yardım edecekti. Yalnız savaş ve isyan durumlarında değil normal zamanlarda da Hicaz ile Yemen'e asker ve mühimmat sevkiyatı demir yoluyla yapılacak, böylece Süveyş Kanalı'na duyulan ihtiyaç ortadan kalkacaktı.

🚊

Bir rüyanın inşası: Hicaz Demiryolu

İstanbul ile Hicaz topraklarının birleştirilmesi manevi bir önem taşıyordu. Büyük zorluklarla yapılabilen hac yolculuğunu kolaylaştırarak, büyük bir dini hizmete yardımcı olacaktı. Çünkü Suriye'den Medine'ye yaklaşık 40, Mekke'ye 50 gün süren, uzun ve bedevilerin saldırıları sebebiyle tehlikeli olan yolculuk 4-5 güne inecekti. Üstelik demir yolu, hacıların gidiş geliş masraflarını önceki ile kıyaslanamayacak derecede azaltacak ve bu durum yakın gelecekte hacıların sayısını da arttıracaktı. Proje böylece İslam topraklarını birleştirecekti.

🚊

Mekke ve Medine'ye gönderilen hediyeler

II. Abdülhamid, 2 Mayıs 1900'de yayımladığı bir irade ile inşaata başlanmasını emretti ve inşaat 1 Eylül 1900'de yapılan resmi bir törenden sonra başladı. İlk aşamada Şam'dan Mekke'ye ulaşması planlanan demir yolu hattının ileride Akabe ve Cidde'ye bağlanması, hatta Yemen'e kadar uzatılması düşünüldü.

🚊

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN