Arama
Sultan Abdülhamid’e verilen ilginç hediye: Samuray zırhı
Devletler arasında hediyeleşme, iki kültürün yakınlaşmasını sağlar. Uzak Doğu'daki yakın dostumuz Japonya ile ilişkiler tam da böyle başladı. Yüzyıllar süren dostluk, tarihimizde yaşanan en büyük deniz felaketinden sonra daha da pekişti. Bu faciadan yaklaşık bir buçuk sene sonra kazazedeler için toplanan yardım paralarının yanında Sultan Abdülhamid'e ilginç bir hediye sunuldu; Samuray zırhı... Peki, Osmanlı ile Japonya arasındaki ilişkiler nasıl gelişti? Samuray zırhının özelliği neydi? Gelin bu hediyenin tarihine yakından bakalım.
📌 Torajira Yamada, kazazedeler için toplanan yardım paralarının yanı sıra Japon kahramanlarından İveyasu Tokugava ve Hideyori Toyotomi arasında Osaka Kalesi'nde yaşanan savaşın tablosunu, 1615'teki bu muharebede kullanılan samuray zırhı takımını ve kabzası altınla süslenmiş bir kılıcı getirdi.
➡ Samuray zırh ve kılıcı, o tarihlerde Harbiye-i Şahane'de okuyan Japonyalı Abdüülhalim Nuda Efendi tarafından saraya ulaştırıldı.
Sultan Abdülhamid'e sunulan bu hediyeler günümüze halen Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.
Topkapı Sarayı'na nasıl gidilir?
Topkapı Sarayı'na en hızlı Kabataş - Bağcılar tramvay hattını kullanarak ulaşabilirsiniz.
Dünya üzerinde antik sanat eserlerinden biri olarak sayılan samuray zırhları sadece İstanbul, San Fransisco, Liverpool ve Büyük Britanya'da sergilenmektedir.
📌 Yamada'nın aile yadigârı samuray zırhının 1600'lü yıllara ait olduğu ve bir savaşta kullanıldığı söylenir. Zırh üzerindeki eziğin de bu savaşın hatırası olduğu bilinir.
*Samuray nedir?
Japonya'nın en soylu askeri sınıfını oluşturdu. Efendilerine sorgusuz sualsiz ve ölümüne bağlı olan samuraylar için onur kavramı oldukça önemliydi. Katana ve vakizashi adı verilen iki kılıç taşıma yetkisi verilirdi. Bu kılıçlar samurayın nişanıydı. Savaşı kaybetmeleri halinde kendini başarısız atfedip harakiri adıyla bilinen yöntemle karnını yararak intihar ederdi.
*Samuray kılıcının özelliği nedir?
Dünyanın en keskin kılıçlarından biridir. Bir saç telini kesecek kadar hassasiyete sahiptir.
İşte Sultan Abdülhamid'e hediye edilen zırh da, Japonya'nın en önemli askeri sınıfının kullandığı savaş aletiydi. Üstelik hediye eden kişi de samuray ailesine mensuptu.
📌Sultan Abdülhamid, Yamada'nın İstanbul'da kalmasını ve Harbiye öğrencilerine Japonca öğretmesini istedi. Bunun üzerine heyetteki Shotaro Noda ile birlikte bir grup öğrenciye dil öğretti.
* Torajira Yamada kimdir?
➡ Torajira, önemli bir samuray ailesinin ikinci oğluydu. Günümüzde Tokyo olarak adlandırılan şehirde ve Numata'da büyüdü. Ticaretin yanında çay merasimi üstadıydı.
➡ Torajira Yamada, 1893 yılında İstanbul'a yerleşerek Nakamura Shoten isimli ilk ve tek Japon mağazasında ipek, porselen takımları ve mobilyalar satmaya başladı. Aynı zamanda iki ülke arasında büyükelçilik görevini üstlendi. Torajira Yamada, İstanbul Türkçesini bilen ilk Japon'du.
➡ Torajira Yamada, Japonya'da verdiği röportajda iki ülke arasındaki ilişkileri şöyle anlattı: "Sultan Abdülhamid, getirdiğim fidanları saray ve köşklerin bahçesine diktirdi. Benden Japon usulü bina yapmamı istedi. Şimdi ben Japonya'da yaşlanıyorum ama götürdüğüm ağaçlar orada büyüyor, bu da beni çok sevindiriyor."
Doğanın yaşam bulduğu Japon alfabesi
Devletler arasında hediyeleşme, iki kültürün yakınlaşmasını sağlar. Uzak Doğu'daki yakın dostumuz #Japonya ile ilişkiler tam da böyle başladı. https://t.co/0J2T8bpwM8
— Fikriyat (@fikriyatcom) February 7, 2021
📌Japonya'yı İslam ile tanıştıran Abdürreşid İbrahim, Sultan Abdülhamid'e gönderdiği mektupta, buradaki halkın İslam'a yakın olduğunu belirtti ve şunları yazdı:
"Her ne kadar bizim Müslümanlar arasında, 'Japonya'da İslamiyet' adı altında rüya âleminin levhalarında anlatılan havadis pek çok duyulmuşsa da, asıl ve esası olmadığı tahakkuk etmiştir. Fakat bundan sonra İslamiyet'in Japonya'da intişar edeceği şüphesizdir. Zira Japon milleti, yaratılış bakımından İslamiyet'e yakın bir millettir. İslami kaidelerden olan pek çok güzel ahlak, Japonlarda fıtraten mevcuttur. Temizlik, hayâ, sadakat, emniyet, hususan cömertlikle şecaat, Japonlarda adeta bir huy olmuştur."
➡ Abdürreşid İbrahim'e göre Rus toplumunda rüşvet yaygın olmasına rağmen, Japonlarda rüşvet hiç yoktu. Ruslarda ahlak çok bozulmuş, Japonlar ise çok çalışkan bir milletti.
Japonya ile Osmanlı arasında hediyeler ile başlayan bir facia ile pekişen dostluk günümüzde de devam ediyor. Uzak Doğu'daki yakın dostumuz olarak adlandırılan bu ülke ile kurulan sıcak ilişkiler kültür, sanat ve ticarete yansımış; her iki devlette yaşanan doğal afetler sonrasında birbirlerine insani yardım gönderilerek yardımda bulunulmuştur.