Arama

Osmanlı'dan günümüze ulaşan vesikalar

Altı yüz yıl dünyanın üç kıtasına hükmetmiş bir imparatorluk… Bu imparatorluktan günümüze kalan milyonlarca belge… Bu belgelerin büyük çoğunluğu devlete ait arşivlerde bulunmakla beraber özel kurumlarda ve şahısların ellerinde olanlar da mevcut. Harf İnkılabı ile ecdadın kültüründen uzaklaşmaya başlayan milletimizin elinde, yüklü miktarda Osmanlı Türkçesi ile ilgili yazılı evrak bulunuyor. Ancak metinlerin değeri hakkında tam bilgi elde edemedikleri için kişiler, önemli bir belgeyi yok edebilirken önemsiz bir belgesi yıllarca göz nuru gibi saklayabiliyor. İşte Osmanlı'dan günümüze kadar gelebilmiş vesika örnekleri…

  • 3
  • 32
BERAT
BERAT

Berat, Arapça asıllı olup "yazılı kâğıt" demektir. Osmanlı diplomatiğinde padişah tarafından bir memuriyete tayin, bir gelirden tahsis, bir şeyin kullanılma hakkı, bir imtiyaz veya muafiyetin verildiğini gösteren ve veren padişahın tuğrasını taşıyan belgedir. Bu manası dolayısıyla de beratlı kelimesi, müsaadeli veya imtiyazlı; eli beratlı tabiri ise salâhiyet sahibi olma manasını taşır.

  • 4
  • 32
AHİDNAME-İ HÜMÂYUN / MUÂHEDE
AHİDNAME-İ HÜMÂYUN / MUÂHEDE

Klasik devirlerde yabancı devletlerle yapılan anlaşmalar ve verilen imtiyazlar için ahidnâme tabiri kullanılmıştı. Ancak 19. yüzyılda aynı kökten gelen muâhede tercih edilmiş ve Tanzimat'tan sonra ise padişahın tuğrası ve hattını taşıyanlar tasdiknâme adıyla anılmıştı.

  • 5
  • 32
HATT-I HÜMÂYUN
HATT-I HÜMÂYUN

Hatt-ı Humâyûn bazı istisnai haller hariç, padişahın, kendi hattı ile yazdığı emirler için kullanılan bir tabirdi.

  • 6
  • 32
İRADE-İ SENİYYE
İRADE-İ SENİYYE

Padişah emri manasına gelen bu ifade sözlü ve yazılı olarak ikiye ayrılır. Sözlü irade-i seniyye, padişahın, sadrazama bizzat tebliğ ettiği emir karşılığı kullanılan bir tabirdi. Osmanlı diplomatiğinde irâde-i seniyye veya çok kere kullanıldığı gibi kısaca irade sözüyle özel bir belge türü kastedilir. Bu da padişahın emrinin Mâbeyn başkâtibi tarafından sadrazama bildirildiği belgedir.

  • 7
  • 32
NÂME-İ HÜMÂYUN
NÂME-İ HÜMÂYUN

Padişah tarafından Müslüman veya Hristiyan yabancı devletler hükümdarlarına ve devlete bağlı Kırım hanları, Mekke şerifleri, Dağıstan ve Gürcistan hakimleri, Erdel kralları, Eflak-Boğdan voyvodaları gibi imtiyazlı yerler idarecilerine; Fas hakimleri ve Özbek hanlarına gönderilen mektuplarına ise nâme-i hümâyûn adı verilmişti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN