Arama

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

Pâdişâhlar, hanım sultan ve valide sultanlar tarafından yaptırılmış olan camilere "Selâtîn Camii" denir. "Selâtîn" sultan kelimesinin çoğuludur. Yani "Sultanlar Camii" demektir. Saray geleneğinde selatin camilerinin yaptırılabilmesi için birtakım koşullar vardır. Öncelikle bir padişahın selatin camisi yaptırması için önemli bir askerî zafer kazanması ve bu zaferle birlikte önemli bir savaş ganimeti ele geçirmesi gerekirdi.

Selâtîn camilerinin yapımına devlet kasasından takviye olmaz, yalnızca padişahın kişisel serveti kullanılırdı. Önceleri sefere gitmeyen ve ganimet kazanmayan padişahlar selatin camisi inşa ettirmezlerdi. Ancak bu gelenek, I. Ahmet'in Sultanahmet Camii'ni inşa ettirmesiyle bozulmuş ve ganimet kazanma geleneği 18. yüzyılda tümüyle terk edilmiştir.

Bu camilerin iki ve nadiren ikiden fazla minaresi vardır. Çok büyük de olsalar diğer camilere ve Osmanlı Hânedânı'na hürmet nedeniyle birden fazla minare yapılmamıştır. Bugün ülkemizde ve yurt dışında kalmış Osmanlı topraklarında pek çok selâtin camii vardır. Başta payitaht İstanbul olmak üzere birçok İslâm beldesinde, güzellikte ve ihtişamda birbirleriyle yarışan camilere şahit olunmakta, Osmanlı Devleti'ne en uzun süre baş şehirlik yapması sebebiyle İstanbul'un her tarafı selâtîn camileriyle bezenmiştir. İşte bu camilerden 10 tanesini sizler için derledik.

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ

İstanbul Suriçi Aksaray meydanında 1869-1871 tarihlerinde Atatürk Bulvarı ile Turgut Özal Caddelerinin kesiştiği yapı adasında Sultan I. Abdülaziz'in annesi ve Sultan II. Mahmut'un eşi olan Pertevniyal Valide Sultan için inşa ettirilmiştir. Cami planlarını Sarkis Balyan'ın çizdiği, hazırlanmasına Hagop Balyan`ın katıldığı da bilinmektedir. Mimarı Montani'dir. Çizim işlerinde, desinatör Osep çalışmıştır. Uygulama ve şantiye yönetimi için Bedros Kalfa ve duvarcı Ohannes ile dülger kolbaşısı Dimitri görevlendirilmiştir.

Pertevniyal Camisinin, neogotik tasarımıyla klasik camilerden oldukça farklı bir mimarisi vardır. Devlet ileri gelenlerinin, din bilginlerinin, hocaların katılımıyla düzenlenen büyük bir törenle temeli atılmıştır. Pertevniyal Valide Sultan temel atma törenini meydanı görebilen bir evin penceresinden izlemiştir. Tek şerefeli iki minaresi, Dolmabahçe Camii'nin minarelerinden daha geniş tutulmuştur. İç mekân bakımından da Dolmabahçe caminden daha geniştir. Tek kubbesi yüksek, fakat küçüktür. Neo gotik yüzey bezemeleri bu camiye ayrı bir güzellik kazandırır. Aynı bezeme zenginliği ve güzellik caminin iç kısımları için de geçerlidir. Altın yaldızla parlatılan mavi rengin egemen olduğu kalem işi süslemeler, iç mekânı baştan sona süslemektedir. Caminin Aksaray Meydanı'na bakan avlu kapısı, İstanbul'da ki camilerde pek alışılmadık ve aynı zamanda da göz kamaştırıcıdır. Bu kapı Osmanlı taş oyma sanatının nadide ürünlerindendir. 1956-59 arasındaki Aksaray Meydanı düzenlenmesi esnasında sebil gibi camiye ait bazı unsurlar kaldırılmış veya yeri değiştirilmiştir. Caminin ile beraber inşa edilmiş yapılar şunlardır. Cami, çeşme, kütüphane, Pertevniyal Sultan'ın türbesinde oluşmaktadır. Kütüphanesindeki eserler daha sonraki yıllarda Süleymaniye Yazma eserler kütüphanesi'ne taşınmıştır.

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

NURUOSMANİYE CAMİİ

İstanbul Suriçi Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı girişinde 1748-1755 yıllarında Sultan I.Mahmut tarafından Mustafa Ağa ile Mimar Simeon'a yaptırılan külliyenin bir yapısı olarak inşa edilmiştir.

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

Barok Mimarinin Osmanlı topraklarında ilk uygulamasıdır. Batılılaşma eğilimlerinin mimaride ortaya çıkmaya başladığı bir devirde vücut bulan camii ve külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası sayılmaktadır.

Payitaht’ın Selâtîn Camileri

Camiinin yer aldığı alanda daha önce Osmanlı şeyhülislamlarından Hoca Sadettin Efendi'nin eşi Fatma Hatun'un mescidi bulunmaktaydı. Fatma Hatun Mescidi yıkılmaya yüz tutunca I. Mahmut'un emri ile yerine camii inşaatı başladı; Mimar Mustafa Ağa ve yardımcısı Mimar Simeon tarafından gerçekleştirilen inşaat; I. Mahmut'un ölümünden sonra üç yıllık saltanat süren kardeşi Sultan III. Osman zamanında "Nur-u Osmani" (Osmanlı'nın Nuru) adıyla tamamlandı. Adını, padişah Sultan III. Osman'dan ve caminin içindeki ışıktan aldığı söylenir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN