Arama

Evrensel dilleri resim olan sanatsal birlik: Ressam Nabiler

Academie Julian Sanat Okulu'nun öğrencileri Pierre Bonnard, Edouard Vuillard, Paul Ranson ve Paul Serusier ve diğer öğrencileriyle Maurice Denis, 1888'in sonunda bir araya geldiler. Bu öğrenciler sonradan, Arapça ve İbranice "peygamberler" anlamına gelen "nebi" sözcüğünden gelen Nabiler adını alacak olan sanatsal birliği kurdular. Nabiler üyeleri, kendilerini derinlik uyandıran salt görünümler dünyasının ötesine geçmiş kardeşlik ve kâhinler grubu olarak görüyorlardı. "Sanat kendini sembollerle anlatan evrensel bir dildir" sözü, grubun anlayışını özetler. Empresyonist tavra karşı çıkan Nabiler, rengi süsleyici ve duygusal nitelikleriyle kullanmışlardı. Resmin yanı sıra afiş, vitray, sahne tasarımı ve kitap resmi gibi farklı alanlarda etkinlik gösterdiler.

  • 1
  • 13
RESSAM NABİLER
RESSAM NABİLER

Nabiler, Pont-Aven Okulu'ndan etkilenen ve Gauguin'in öğretilerini devam ettirmeyi amaçladılar. Japon baskılarından, Fransız simgeciliğinden, Van Gogh, Cézanne ve Seurat gibi sanatçılardan da etkilenmiş ve soyut sanatın yirminci asır başlarındaki gelişimine giden yolu açmışlardı. Desen ve renk tonunu sadeleştirmek, derinliği ortadan kaldırmak ve kompozisyona önem vermek yoluyla dekorasyonda yenilik yapma amacında olan Nabiler, ortaklaşa ilk sergilerini 1891'de düzenlemişlerdi.

Paris burjuva yaşamının bir parçası olan Nabiler, bu şehrin atmosferini eserlerine başarıyla yansıttılar. Doğadaki figür ile formların renk ve biçimlerini öznel bir değişikliğe uğratmayı amaçlamış, sembolist bir yaklaşımla çalıştılar. Nabiler, bir sanat çalışmasını, sanatçının kendine özgü estetik metaforları ve sembolleriyle doğayı sentezlediği bir görsel anlatım ve nihai ürün olarak görmüşlerdi. Grup olarak ayin benzeri törenler düzenleyip, kendilerine özgü kelimeler kullandılar. Yağlı boya resimde, izlenimcilikten fovizme geçiş sağladılar.

  • 2
  • 13
RESSAM NABİLER
RESSAM NABİLER

Nabilerde çağdaş bir gerçeklik kaygısı göze çarpar; yaşadıkları dönemin modelleri, gösterileri yapıtlarına yansımış, yüzyıla özgü ince bir beğeni anlayışı, çiçek biçimlerinde ve modern stil çerçevesi içindeki Japon etkisinin ağır bastığı ürünlerde kendini göstermişti. Ama bütün bu modernliğe biraz da acılık, burukluk, başkaldırı ve iğneli sert bir gerçekçilik karışmıştı.

Nabiler, deseni ve renk tonunu sadeleştirmek, oylum ve derinliği ortadan kaldırmak, arabeske ve kompozisyona önem vermek suretiyle dekorasyonda yenilik yapmak istediler. Birçok kilise ve tiyatronun dekorasyonunu yaptılar. Aynı zamanda afiş ve resimlendirme alanında da başarı elde ettiler.

  • 3
  • 13
RESSAM NABİLER
RESSAM NABİLER

Uygulamalı sanatların gerçek bir yeniden doğuş dönemi yaşadığı sırada, Nabiler, her türlü dekorasyon biçimini denediler; tiyatro programlan ve dekorları yaptılar (Paul Fort Sanat Tiyatrosu, vb.). Çağdaşları olan Toulouse-Lautrec ile birlikte, afişi gerçek bir sanat düzeyine yükselttiler; Bonnard ve Vallotton, yüzyılın sonunda başlıca afiş ustaları arasına katıldılar. Nabiler özellikle ev içi (enteriyör) dekorlarıyla ilgilendiler.

Vuillard 1894'te Alexandre Natanson'un salamanjesi için dokuz dekorasyon çalışması yaptı; 1896'da Doktor Vaquez' nin salonunu, 1897'de romancı Claude Anet'nin, 1899'da Adam Natanson'un salonlarının dekorasyonunu gerçekleştirdi. Maurice Deniş, müzikçi Ernest Chausson'un, Bing, Denyı Cochin, vb'nin enteriyörleri için duvar resimleri gerçekleştirdi. Öte yandan Ranson daha çok duvar halılarına yöneldi.

Vitray sanatıyla da ilgilenen Nabiler, ABD'li vitray ressamı Tiffany için kartonlar hazırladılar. Bununla birlikte, bu kadar yetenekli olan söz konusu sanatçılar için Nabicilik gelip geçici bir "an", gençliklerinde yaşadıkları heyecanlı bir evre olarak kaldı. Aralarından yalnızca Denis, yaşamının sonuna kadar başlangıçtaki ilkeye sadık kaldı.

  • 4
  • 13
MAURİCE DENİS (1870 – 1943)
MAURİCE DENİS 1870 – 1943

Sanat ve Eleştiri (Art et Critique) Dergisi, 23 ve 30 Nisan 1890 tarihlerindeki sayılarında, Yeni Gelenekçiliğin tanımlanması hakkında, Maurice Denis'in yazdığı Nabilerin ünlü bildirisini yayınlar. Maurice Denis, natüralizmin kandırmacasına karşı güzellik duygusunun zaferini över ve yazısını şöyle bitirir: "Unutmamalıyız ki, bir tablo temel olarak bir çıplak kadın figürü, bir at resmi veya bir öykünün resmedilişi olmadan önce, belli düzen içinde bir araya getirilmiş renklerden oluşan bir yüzeydir." Sanatla ilgili yazıları, resimlerinden daha etkili olan sanatçı, sembolizm akımı ile Nabilerin kuramcısı ve sözcüsü oldu.

Tablolarında şiirsel bir melankoli gözlenir. Maurice Denis, eserlerinde dini konuları da işler. Ayrıca Denis, Fransız kilise sanatının yenilenmesi için kilise sanatı atölyeleri kurdu.

  • 5
  • 13
PAUL SÉRUSİER (1864 – 1927)
PAUL SÉRUSİER 1864 – 1927

Nabiler'in lideri olarak tanınan Paul Sérusier, 1886'da Académie Julian'da öğrenciyken Pont-Aven'de bulunduğu sürede, Gauguin'in sınırları belirlenmiş yalın biçimlerin, ara renkler kullanmadan düz renklerle boyanmasına dayalı sentetizm anlayışının etkisi altında çalışmalarını ortaya koydu.

1900'lerden sonra da çalışmalarında düz renkleri kullanmayı sürdürerek, sadece renklerin uyumuna daha çok yoğunlaşmıştı. Ana renklerden fazla uzaklaşmamış, figürlerinde belirgin konturlar kullanmıştı. 1921'de Paris'e döndükten sonra Gauguin'in etkisinden kurtularak konturlarını yumuşattı ve farklı renk kombinasyonları denedi. Sanat yapıtlarında bir duyguyu ya da düşünceyi iletme kaygısı gütmemiş, süsleyici, karmaşık öğelere yakınlaşmıştı.

Sérusier, Buron Manastırı Dinsel Sanat Okulu'nun Dinsel Simgecilik ve Kutsal Oranlar anlayışından etkilenir. Sanatçı daha sonra Mısır sanatı, İtalyan primitivizmler, gizemli ve hesaplamalara dayanan dekoratif eserler için Orta Çağ duvar halıları inceler. 1921'de resim sanatıyla ilgili kısa bir kitap olarak "Resimin ABC'si"ni yayınlar. Kitap, Sérusier'in estetik görüşlerinin bir özeti gibidir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN