Teslimiyetin simgesi Kurban Bayramı
Dinimizde teslimiyet ve tevekkülün en güzel nişanelerinden olan Kurban Bayramı, her sene ümmet olarak idrak ettiğimiz kutlu bir vakit. Yüce dininiz İslam'ın en büyük hedeflerinden olan yeryüzünde iyiliği yaymanın en güzel yansıması olan bayramlar Müslümanlar olarak idrak etmemiz, farkında olmamız gereken mukaddes zamanlar. Teslimiyetin simgesi Kurban Bayramı'nın arkasındaki güzelliklere mercek tuttuk.
◾ Bayramlar; sene boyunca süren, bitmeyen koşuşturmaca ve telaşların durduğu, vaktin olgunlaştığı ve bizler için mukaddes olan zaman dilimleridir.
◾ Rahmet yüklü bir iklim olan bayrama eriştiğimizde ruhumuzda bir refahlama, zihnimizde bir sükunet hissederiz. Sanki saatler durmuş başka bir zamana geçilmiştir.
◾ Müslümanlar olarak ortak bir inanç sistemi, tarihi birliktelik ve kurucu medeniyet çerçevesinde birlikteyiz. Bu hakikat, bayramlarımızı gerçek bir bayram kılıyor.
◾ Bir bedenin farklı uzuvları gibi olduğumuz için bugün Gazze'deki, Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin acısını göğsümüzde hissediyor ve buruk bir bayram geçiriyoruz.
◾ Bayram içimizde iyilik duygularının yükseldiği, kötü düşüncelerden uzaklaştığımız bir kavramı ifade eder. Kurban Bayramı'nda en çok hissettiğimiz şey iyilik ahlakıdır.
◾ Geniş sofralar etrafında idrak ettiğimiz bayramlar, bizleri sanki bu zamanda değil de "farklı bir an" içinde hissettirir. İşte bu, bayramların zamana hapsolmayan bir kavram olmasıyla alakalıdır.
◾ Allah Teala'nın bizlere ihsan ettiklerini paylaşmak olarak tarif edeceğimiz iyilik, mefhum olarak kişinin kendi nefsinden, menfaatinden vazgeçmesini karşılar.
◾ Yüce ahlakın tezahürü olan iyilik en çok bayram günlerinde kendisini hissettirir. Kurban Bayramı'ndaki taksimat iyiliğin mücessem halidir.
◾
Hz. Aişe'den (RANHA) rivayet edildiğine göre,
Resul-i Ekrem'in (SAV) ailesi bir koyun kesmişti.
Hz. Peygamber (SAV) bir ara:
- "Ondan geriye ne kaldı?" diye sordu.
Hz. Aişe (RANHA):
- Sadece bir kürek kemiği kaldı, cevabını verdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV);
- "Desene bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!" buyurdu.
(Tirmizî, Sıfatu'l-kıyâme 35)
