Arama
Sahabelerin cesareti ve kahramanlıkları
Sahabeler, Hz. Muhammed'e (sav) büyük bir sadakatle bağlıydılar. Müslüman olduklarında aynı zamanda İslam'a yardım etmek üzere de biat ediyorlardı. İslam dininin yayılması için ellerinden geleni yapıyor; İslam düşmanlarına karşı asla taviz vermiyorlardı. Kur'an-ı Kerim onların bu durumlarından şöyle bahseder: "İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir." Sizler için İslam tarihinden sahabelerin, cesaret ve kahramanlık örneklerini derledik.
📌İslamiyet'in ilk yıllarında Müslümanların sayısı pek fazla değildi. Sahabeler ibadetlerini gizlice yapıyor, Müslüman olduklarını gizliyorlardı. Sahabeler bir gün kendi aralarında bu durumları hakkında konuşuyorlardı. Bugüne kadar müşriklere karşı açıktan Kuran'ı hiç okumadıklarını belirttiler. Aralarından kimin Kabe'ye gidip müşriklerin ileri gelenlerine karşı Kur'an okuyacağını tartışmaya başladılar.
Abdullah bin Mesud, "ben okurum!" dedi. Ona:
- Senin Mekke'de bir koruyucun, aşiretin yok, sen okumazsan daha iyi olur, denildi.
Abdullah bin Mesud ısrar edince, sahabeler ona izin verdi. Kabe'ye gidip Rahman suresini okumaya başladı.
Müşrikler onun sesini işitince, birbirlerine:
- "Ne diyor bu?" diye sordular.
Bazıları:
- Muhammed'in getirdiklerinden okuyor, dedi.
Sonra hep birlikte Abdullah İbn-i Mesud'un üzerine yürüdüler. Müşrikler bayılana kadar onu bırakmadı.
Arkadaşlarının yanına gelince onlar:
- Bizim bahsettiğimiz şey buydu işte, dediler.
Abdullah İbn-i Mesud ise şöyle cevap verdi:
-Vallahi, o Allah'ın düşmanları gözümde hiç bu kadar küçülmemişti.
📌Müslümanlar Medine'ye hicret etmek istediklerinde geceleri yola çıkıyorlardı. Mekke'de Hz. Ömer'den başkası açıktan hicret etmek için yola çıkmadı. Hz Ömer hicret edeceği vakit, kılıcını kuşandı, yayını ve oklarına omuzuna alıp, Kabe'yi tavaf etmek için evden çıktı.
Kabe'yi yedi defa tavaf etti ve Kureyş kabilesinin ileri gelenlerinin olduğu yere gelip şöyle dedi:
📑"Sizden kim annesini üzgün, çocuğunu yetim, hanımını dul bırakmak istiyorsa, şu vadinin arkasında benimle buluşsun."
Hz. Ali, bu olayı anlatırken şöyle dedi:
"Müşriklerden hiç kimse Ömer'in arkasından gidemedi."
📌 Bedir Savaşı öncesinde Hz. Muhammed (sav) Müslümanların saflarını düzeltiyor, onları cihada teşvik ediyordu.
Resulullah (sav); "Genişliği, gökle yer kadar olan cennete girmek üzere harekete geçiniz." buyurdu.
Elinde hurma yerken, bu sözleri duyan Umeyr bin Hümam sevinç içinde:
"Allah, Allah! Onların beni öldürmesi cennete girmeme kâfi mi?" diye sordu, sonra elindeki hurmaları attı ve şöyle dedi:
"Vallahi bunları yersem çok uzun yaşamış olacağım."
Kılıcını eline aldı ve şehit düşünceye kadar müşriklerle savaştı.
📔 İbn-i Cerir eserinde Umeyr bin Hümam'ın savaşırken şöyle dediğini nakleder:
"Yanımda takva, salih amel ve Allah yolundaki cihatda sabırdan başka hiçbir şeyim olmadığı halde Allah'a kavuşmaya can atıyorum. Takva, iyilik ve olgunluğun dışındaki her şey yok olmaya mahkumdur."
📌 Hendek Savaşı'nda müşriklerden bazıları hendeği aşıp Müslümanların tarafına geçti. Araplar arasında cengaverliğiyle ünlü Amr bin Abd-i Ved de vardı. Amr Müslümanların önünde durup:
"Kim benimle dövüşür!" diye bağırdı.
Hz. Ali, Allah'ın Resulüne "ben dövüşürüm!" dedi.
Hz. Muhammed (sav): "Otur ya Ali, o Amr'dır." dedi.
Bu diyalog aralarında üç defa tekrar etti.
Hz. Ali en sonunda: "O Amr ise ben de anamın isimlendirmesi ile Haydar-ı Kerrar'ım / Çöllerin Aslanıyım. Bırak beni, ona haddini bildireyim." dedi.
Peygamberimiz Hz. Ali'nin ısrarı karşısında ona izin verdi.
📑Hz. Ali mübareze için öne çıkınca şöyle seslendi:
"Ya Amr! Hani sen söz vermiştin, Kureyşli bir adam seni iki şeye çağırınca birisine icabet edecektin."
Amr: "Doğru!" diye cevap verince:
Hz. Ali: "O halde seni Allah'a, Resulüne ve İslam'a davet ediyorum." dedi.
Amr: "Benim konuştuğun şeye ihtiyacım yok." dedi.
Hz. Ali: "O halde seni mübarezeye davet ediyorum." dedi.
Amr: "Niçin yeğenim? Vallahi ben seni öldürmek istemiyorum." diye karşılık verdi.
Hz. Ali: "Vallahi ben seni Allah için öldürmek istiyorum." dedi ve atını Amr'ın üzerine sürdü. Birbirlerinin etrafında dönüp atlarından inince Hz. Ali bir darbede Amr'ı öldürdü.
Hz. Ali Müslümanların yanına gelince, Hz. Ömer şöyle dedi:
"Keşke zırhını alsaydın, Araplarda öyle bir zırh nadir bulunur."
📌 Talha bin Ubeydullah, Uhud Savaşı'nda çok fedakarlıklarda bulundu. Peygamberin (sav) öldürüldüğü haberi Müslümanların arasında yayılınca Allah'ın Resulünün etrafında Talha bin Ubeydullah ve Ensardan birkaç kişi kaldı. Peygamberi (sav) korumak için yanından hiç ayrılmadı ve müşrikleri O'nun yanına hiç yaklaştırmadı. Parmakları kesildi ve avuçları mızrak darbeleriyle parçalandı.
Talha bin Ubeydullah Uhud Savaşı'nda mücadele ederken şu beyitleri okuyordu:
"Biz her zaman galip ve her şeye sahip olanların koruyucularıyız.
Sevgili Peygamberimizi savunuyoruz.
Savaşlarda, düşmanlarına arslan pençesi gibi vuruşlarla darbeler indiriyoruz."
📑Uhud Savaşı'nda sonra Allah'ın Resulü, Hasan bin Sabit'e; "Talha hakkında bir methiye söyle." buyurdu.
Bunun üzerine Hasan şu beyitleri okudu:
"Talha Uhud Savaşı'nda en kötü ve güç bir anda Muhammed'e (sav) yardım etti.
Onu koruma uğrunda, avuçları mızraklara hedef oldu.
Kılıç darbeleri altında, parmakları kesilerek kanlar içinde kaldı, çolak oldu.
Muhammed (sav) istisna edilirse, Müslümanların en önde geleniydi.
Tek başına İslamı ayakta tutmuştur.
HZ. EBUBEKİR'İN TALHA BİN UBEYDULLAH'A ÖVGÜSÜ
Düşman süvarileri üzerine at sürdüğü zaman,
Dini müdafaa eden, doğru yolu gösteren peygamberi korudu.
Resulullah'a meftun birçok Müslüman ve muhafızlar kaçarken,
Tek yerinden kıpırdamayan her şeye göğüs geren oydu.
Ya Talha b. Ubeydullah! Mutlaka cennetlere girecek
Ve ceylan gözlü hurilerle evleneceksin."
📍📝Hz. Ömer, Talha hakkında şöyle diyordu:
"Herkes, Resullah'ı terk edip, yalnız bıraktığı zaman, kılıcıyla onu tek başına korumak için her şeyi göze alan Talha idi."
Bu sözleri duyan Allah'ın Resulü:
"Doğru söylüyorsun ya Ömer." buyurdu.
Talha bin Ubeydullah kimdir? Talha bin Ubeydullah'ın Hayatı