Peygamber Efendimiz, kendisini himayesine alan amcası Ebu Talib'in ölümünün ardından müşrik Mekke halkından büyük eziyetler görmüş; düşmanca saldırılar, tahammül sınırlarını aşarak vahşet derecesine çıkmıştı. Resulullah, takatini zorlayan bu durum karşısında yanına Zeyd'i de alarak Taif şehrine gitmiş ve onları İslam'a davet etmişti. Ancak Taifliler, iman etmek bir yana, Allah Resulüne her türlü eza ve cefayı göstermişler; kölelere taşlatarak kovalamışlar ve Efendimizi şehirden çıkarmışlardı. Peygamberimiz, yıllar sonra Taif yolculuğunda yaşadıklarının "Uhud gününden bile daha şiddetli" olduğunu söyleyecekti. Peki, Peygamberimiz Taif yolculuğunda neler yaşadı? Dünya hayatının kendisini bunalttığı her Müslümana örnek olacak türden bir tevekkül örneğini sizlerle buluşturuyoruz.
📌Peygamber Efendimiz amcası Ebu Talib ve çok sevgili eşi Hz. Hatice'nin vefatlarının ardından derin bir üzüntüye boğulmuş, o yıl "hüzün yılı" olarak adlandırılmıştı.
Peygamberimiz ve ashabının tevazusu
📌Ebu Talib, yaşadığı süre boyunca Peygamberimizi himayesine almıştı. Onun ölümünün ardından ise Resul-i Ekrem'e yapılan zulüm ve baskılar iyice arttı.
📌Peygamberimize karşı yapılan düşmanca saldırılar, dayanılmaz bir boyuta ulaşmış ve vahşet derecesine çıkmıştı.
📌Öyle ki bu durum, Resul-i Ekrem Efendimizin takatini zorlamaya başladı. Bunun üzerine Allah Resulü, yanına azadlı kölesi Zeyd'i de alarak Mekke'nin 120 kilometre ilerisindeki Tâif şehrine gitti. Orada on gün kaldı.