Arama

İslam dünyasına damga vuran 3 hanım alim

Müslümanlar yeni şeyler öğrenmenin ve buluşlarını paylaşmanın sevincini her daim yaşadı. Müslüman bilim insanları ise ilk asırdan beri kadın-erkek farkı gözetmeksizin ilmi çalışmaları destekledi. Bu destekler İslam'ın gelişmesinde büyük rol oynadı. Örneğin, İslam tarihindeki ilk hemşire veya dünyanın ilk üniversitesinin kurucusu Müslüman bir kadın alimdi. İşte İslam dünyasına damga vuran 3 hanım alim..

  • 1
  • 15
İSLAM TARİHİNDEKİ İLK HEMŞİRE: RUFEYDE BİNT
İSLAM TARİHİNDEKİ İLK HEMŞİRE: RUFEYDE BİNT

İslam tarihindeki ilk hemşire, dünyanın ilk üniversitesinin kurucusu Müslüman bir kadındı. İslam'ın ilk asırlarında kadınlar sosyal ve ilmi hayat içinde aktif rol almışlardı. Savaşlarda hemşirelik görevinde bulunmalarının yanı sıra hadis, fıkıh ve benzeri dini ilimlerde de kendilerini geliştirmişlerdi.

İslam tarihindeki ilk hemşire olan Rufeyde bint Sa'd, yaralıları tedavi etmek için birçok savaşa katılmıştır. Kız çocuklarının cahiliye adetleriyle ölümüne engel olmaya çalışan Rufeyde, eğitim görmüş hemşirelerin idare ettiği ilk sahra hastanesini kuran kişi olarak da İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir.

İslam tarihinde ilk hastahaneler

.

Resul-i Ekrem devrinde kadınların savaşlara katıldıkları ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere savaş sırasında önemli hizmetler yürüttükleri bilinir. Yaralı ve hastaları tedavi konusunda maharetli olduğu rivayet edilen Eslem kabilesinden Küaybe'nin Hendek Savaşı sırasında okla kolundan yaralanan Evs kabilesi reisi Sa'd b. Muâz'ı tedavi ettiği, kardeşi Rufeyde'nin de bu konuda bilgili olduğu kaydedilir.

Rufeyde bint Sa'd, savaş sırasındaki ciddi fedakârlıkları ve organizasyon kabiliyetinin yanında, özellikle o dönem halk sağlığı alanında getirdiği yeni yaklaşımlarla İslam tarihinde yer bulmuş önemli bir isimdir.

  • 3
  • 15
ÖMRÜNÜ İNSANLARA ŞİFA KAYNAĞI OLMAYA ADADI
ÖMRÜNÜ İNSANLARA ŞİFA KAYNAĞI OLMAYA ADADI

Rufeyde'nin babası Sa'd da insanları tedavi etmekle meşgul olan birisiydi ve bu sevgisini kızına da aşılamıştı. Kızı ise sadece hastalara şifa dağıtmakla kalmamış, kız çocuklarının cahiliye adetleriyle ölümüne de engel olmaya çalışmıştır. Babasının, "Kızım! Bütün hayatımı sana vakfettim. İlmimi ve tecrübemi sana verdim. Seni, benden sonra, Eslem oğullarının yaralılarını tedavi eden ve acılarını hafifleten bir hemşire olmaya hazırladım" sözlerini vasiyet kabul eden Rufeyde, ömrünü insanlara şifa kaynağı olmaya adamıştır.

Rufeyde ve eşi Abdullah Mekke'de yeni bir dinin zuhur ettiğini duymuştur. Bir gün Hazreti Peygamber tarafından Medine'ye gönderilen Mus'ab İbn Umeyr ile görüşürler. Bu yeni din hakkında konuşurlarken bahis, hastalık ve şifa konusuna gelir. Rufeyde, "Biz, halkın şifa bulması ve belalardan kurtulması için, fidye ve dualarla ilahlara yaklaşmaya çalışıyoruz" der. Mus'ab ise "Beni yaratan da doğruya ulaştıran da O'dur. Bana yediren ve içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana şifa verir. Beni öldürecek sonra da diriltecek de O'dur" (Şuarâ Suresi, 78-81) ayetleriyle karşılık verir. Bu konuşmaların etkisiyle Rufeyde İslam'la müşerref olur ve kısa sürede dini emir ve prensiplerdeki eksiğini tamamlar..

  • 4
  • 15
HASTALIK DA ŞİFA DA ALLAH'TAN
HASTALIK DA ŞİFA DA ALLAH’TAN

Rufeyde'nin eşi Abdullah, Bedir Savaşı öncesinde katledilir. Rufeyde'nin kulaklarında, ölümünden kısa bir süre önce eşinin söylediği şu sözler kalır: "Rufeyde! Allah için senden, benden sonra hareketi tamamlamanı, İslam'ı ve nuru, her eve, her kalbe yaymak için cihada devam etmeni istiyorum ki milletimiz cahilliğin ve cahiliye devrinin karanlıklarından kurtulsun."

Halis bir Müslüman olmak için büyük çaba gösteren Rufeyde, kocasının katili İslam'a dönüp Râşid ismini aldıktan sonra işlediği günahın affını istediğinde onu affetme büyüklüğünü de gösterecektir.

Yoksullara umut olan hastane: En Nuri

  • 5
  • 15
YARALILARA YARDIM ETTİ
YARALILARA YARDIM ETTİ

Rufeyde, yaralılara ilk yardımda bulunmak ve onları tedavi etmek için birçok savaşa katılmıştır. Eğitim görmüş hemşirelerin idare ettiği ilk sahra hastanesini kuran kişi olarak İslam tarihine geçmiş ve "Savaş tıbbında en önemli şey tertip ve düzendir" diyerek hastane içinde kadınları dört grup halinde konumlandırmıştır.

Savaş esnasında arka planda yaralılar için bir çadır kurar ve bu çadırda ilk müdahale yapılırdı. Yaralıların nasıl taşınması gerektiğini, sedye kullanmayı da ilk öğreten Rufeyde bint Sa'd'dır.

Osmanlı hastaneleri

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN