Arama

Belirli dünya hayatının sonu: Ecel

İnsan dünya üzerinde imtihanı vesilesi ile var olur. Her mahlukatın bir sonu olduğu gibi bir gün hakikat tecelli eder ve insan da kendisine ayrılan sürenin sonuna gelir. Dünya hayatı için belirlenen sürenin sonunu ifade etmek için kullanılan ecel kavramı, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde sıklıkla geçer. Esasında ecel, dünya hayatının sonunu olduğu gibi ahiret hayatının da başlangıcını içinde barındıran bir kavramdır.

"Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler."

A'râf Suresi 34. Ayet

A'râf Suresi 34. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

A'râf Suresi 34. Ayet Tefsiri

◾ Sûrede, bu âyetle başlayıp 53. âyette son bulacak genişçe bir âhiret tasviri yer almaktadır. İbn Âşûr'a göre sûrenin buraya kadarki bölümünün öncelikli muhatabı Mekke putperestleri olduğu için bu âyetteki "her bir ümmet"ten de özellikle Hz. Peygamber'i ve hak dini yalanlayan topluluklar kastedilmiş olup âyet bunlara karşı bir uyarı ve tehdit anlamı taşımaktadır. Aynı müfessire göre ecel kelimelerinden ilki bu tür inkârcı topluluklara tanınan mühleti, ikincisi de bu mühletin bittiği ve sonlarının geldiği vakti ifade etmektedir (VIII/2, s. 102-104).

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve size belirli bir vadeye kadar süre tanısın. Şüphesiz Allah'ın belirlediği vade geldiğinde artık ertelenmez. Keşke bilseydiniz!"

Nûh Suresi 4. Ayet

Nûh Suresi 4. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Nûh Suresi 4. Ayet Tefsiri

◾ Şu halde burada Allah tarafından belirlenen ecelin değişebileceği bildirilmemiş; fakat insanların değişmeyecek ecelleri gelinceye kadar iman ederlerse mutlu ve huzurlu olarak yaşayıp ölecekleri, ama iman etmezlerse mutsuz ve huzursuz yaşayacakları, nihayet hayatlarının da felâketlerle son bulacağı anlatılmak istenmiştir (Zemahşerî, IV, 161; Şevkânî, V, 342).

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Allah, eceli gelince hiç kimsenin ölümünü ertelemez. Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır."

Münâfikûn Suresi 11. Ayet

Münâfikûn Suresi 11. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Münâfikûn Suresi 11. Ayet Tefsiri

◾ Ama sınav süresi dolmuş, artık sıra değerlendirmeye gelmiştir (bu konuda benzer bir tasvir için bk. Mü'minûn 23/99-100; "ecel" hakkında bk. En'âm 6/2; A'râf 7/34). 7. âyette münafıkların başkaları için ve Allah yolunda yapılan harcamalar (infak) konusundaki hasis tutumları kınanmıştı; burada ise insanı lâyık olduğu yerde tutacak olan iki temel davranışa vurgu yapılmaktadır: 1. Allah'ı anmayı yani O'nun kulu olduğunu unutmamak, 2. Sahip olduğu imkânları gönüllü olarak başkalarıyla paylaşmaya çalışmak. İnsanî değerler bakımından düşük düzeyde olan bireyler ve toplumlar, başkalarından ne koparabilecekleri, bu açıdan yüksek düzeyde olanlar ise başkalarına ne verebilecekleri üzerinde yoğunlaşırlar.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır."

Zümer Suresi 42. Ayet

Zümer Suresi 42. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Zümer Suresi 42. Ayet Tefsiri

◾ Bir önceki âyette insanların hidayete yönelmelerinin de yoldan çıkmalarının da kendi seçimlerine bağlı bulunduğuna işaret edilmişti. Hidayetin birinci şartı Allah'a imandır. İşte burada insanların Allah'a, O'nun yaratıp yönetmesindeki hikmetlere dikkat çekilmekte; sonraki âyetlerde de diğer bazı delillere yer verilmektedir. İnsanı öteki varlıklardan ayıran en temel özelliği ruh sahibi bir varlık oluşudur. Allah Teâlâ'nın insanı öldürmesi, ruhun bedenle ilişkisini kesmesidir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vadeleri dolduğunda ise (herkes anlayacaktır ki) Allah kullarını hakkıyla görüp bilmektedir."

Fâtır Suresi 45. Ayet

Fâtır Suresi 45. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Fâtır Suresi 45. Ayet Tefsiri

◾ Kur'an'ın ilk muhatapları olan Mekke müşrikleri, peygamberleri yalanlamadıklarını söyleyip şayet kendilerine gerçek bir peygamber gönderilmiş olsa, eski ümmetlerin yaptığını yapmayacaklarına, yani peygamberi asla inkâr etmeyeceklerine ve onun getireceği mesaja, geçmiş ümmetlere nazaran çok daha fazla sahip çıkacaklarına yemin ediyorlardı. Ama Hz. Muhammed peygamber olarak gönderildiğini açıklayınca ondan sür'atle uzaklaştılar.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN