Arama

Barbaros Hayreddin Paşa Camii için hazırlanan minyatürlerin hikayesi

Fikriyat Sohbetleri'nde bugün "Barbaros Hayrettin Paşa Camii"ndeyiz. Mimarisi kadar süslemeleri ve minyatür desenli çinileriyle ön plana çıkan bu cami, bölgedeki en büyük camilerden biri olarak biliniyor. Minyatür desenli çinilere emeği geçmiş bir isimle birlikteyiz bugün: Zehra Akdeniz… Kendisiyle güzel bir sohbet edeceğiz. Gelin önce camiyi kısa bir ziyaret edelim, sonrasında sohbetimize başlayalım.

Özge Özkul: Zehra Akdeniz'in hikayesi nedir?

Zehra Akdeniz:

🔹 Ben Üsküdar'da doğdum. Üsküdar İmam Hatip Lisesi'nde okudum. Sonra alaylı olarak İslam sanatları ile ilgilenmeye başladım. Önce çok kısa bir süre tezhip sanatı öğrendim. Daha sonra minyatür sanatıyla ilgilenmeye başladım. Ardından bu branşlarla ilgili olarak üniversiteye gitmeye karar verdim ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları bölümüne başladım. Orada da tezhip bölümünden mezun oldum. Minyatür sanatını öğreten dersler veriyorum. Her ne kadar tezhip bilsem, mezunu olsam da aslında minyatür sanatımı desteklemek, daha da profesyonelleşmek için öğrendim. Bu yüzden hem severek yaptığım, uyguladığım ve ders olarak da öğrettiğim sanat, minyatür sanatı.

🔹 Allah bana çok güzel bir şey nasip etti; minyatür sanatı camilerde çok rastlanılan bir şey değil; bazı Anadolu Beylikleri camilerinde iç mekanlarda resim, peyzaj olan camiler de var ama burada benim yaptıklarım gibi olanları ilk kez ben yapıyorum. Aynı zaman da hanım nakkaş olarak da ben yapıyorum. Nasip eden Allah'a şükürler olsun.

Özge Özkul: Barbaros Hayreddin Paşa Camii ile olan yolculuğunuz nasıl başladı? Daha önce de Büyük Çamlıca Camii için tasarımlar yaptınız…

Zehra Akdeniz:

🔹 Evet, ilk aslında Çamlıca Camii'nde teklif edilmişti bana. Orada, "minyatür panolar düşünüyoruz, ne dersiniz, yapar mısınız diye?" Tabii çok heyecanlandım. Bir hattatın camide bir iş yapması ya da bir müzehhibin süslemelerini yapması çok şaşırtıcı değil ama bir minyatür sanatçısı olarak bana teklif edildiğinde çok heyecanlandım, hemen kabul ettim. Tabii kabul ettim ama ağırlığı, tasarımı nereden başlayacağım, ne yapacağım, ağırlığını da hissettim, taşıdım. Hem Çamlıca Camii'nde hem Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde uzun bir düşünme süreci geçirdim. Benim ilk yola çıkış noktam ikisinde de şu oldu: Ayetleri taradım, meallerden merak ettiğim konulardaki ayetler neler anlatıyor, oradan nasıl bir tasarım çıkarabilirim gibi odaklanarak çalıştım. Tabii burada Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde daha kolaydı bu. Çünkü Hızır Reis'in adına yapıldığı için mesleği de belli: Bir denizci. Hem denizle ilgili hem denizcilere yol gösteren yıldızlar, gökyüzü ile ilgili tasarımlar yapmaya gayret ettim.

Özge Özkul: Barbaros Hayreddin Paşa Camii'nde hangi ilkler uygulandı?

Zehra Akdeniz:

🔹 Camimizde 4 fil ayağı, 2 beden duvarı, 2 yarım kubbe olmak üzere iskelet olarak Süleymaniye Camii'nden esinlenildi. Klasik üsluptan çıkmayarak günümüzde yeni yorumun katılması da ana ilkemiz oldu. Bunun en güzel örneğini beden duvarındaki büyük pencere ve ana kubbedeki paslanmaz metal ve gerçek bakırın kullanıldığı ana kubbede 800 yıldır yapılmayan ve Cumhuriyet tarihinin ilk örneği olan çini mozaik sanatının çok güzel bir örneği olan mihrapta görebilirsiniz. 80.000'nin üzerinde çini mozaik parçaları birleştirerek bu görkemli mihrap oluşturuldu. Aynı şekilde ana kubbede aslan göğsünde ve yarım kubbelerde gerçek bakır kullanarak zaman içinde bakırın renk değiştirmesi ile yaşayan bir süsleme sanatı örneği ilk defa sergilendi. 5-10 sene sonra bakırın oksitlenmesiyle süslemeler renk değiştirecek ve şu an gördüğümüz renkten çok daha farklı renklere bakıyor olacağız. Kuşak yazısına "Rahman Suresi" yazılarak caminin mimarisine hareket katması düşünüldü. Yani bu camiye özgü ilkleri kısaca şöyle sıralayabiliriz; Mihrap, beden duvarı, tezyinatta kullanılan materyaller minber, konkav kuşak yazısı… Son olarak caminin çıkış kapısında, üst kısımda Kabe'nin kuşak yazısından bir bölüm eklenerek camiye ayrı bir anlam katılmıştır.

Özge Özkul: Barbaros Hayreddin Paşa Camiii'nde hangi tasarımlarınız var?

Zehra Akdeniz:

🔹 Bu katta 4 tane tasarımım var; caminin giriş katında. Burada Mekke ve Medine tasvirleri yapmak istedim. Farklı olarak teknolojiden de yararlanmak istedim çünkü büyük ebatlı tasarımları, küçük kağıtlarda çizmek oldukça zahmetli ve zor. Tablet kullanmaya çalıştım. Renklendirmenin de çoğunu tablet üzerinden yapıp, çıktılarını alıp, uygulayacak olan çini atölyelerine ziyaretlerle tasarımları tamamladık.

TÜRKİYE'DEKİ 4 ULU CAMİ

MEDİNE TASARIMI

Özge Özkul: Cami içerisinde 10 adet panonuz var, ilk 4 tanesi giriş katında yer alıyor. Kâbe de ilk tasarımınız, anlatabilir misiniz?

Zehra Akdeniz:

🔹 Caminin giriş katında ve namaz kılınan bölümde olduğu için Kâbe ile başlamak istedim, tasarıma. Avlu, tavaf alanı ve minare sayısı olarak Osmanlı dönemindeki halini resmetmek istedim. Burada minyatür sanatının farklı perspektif, açı ve manipüle etme imkânlarından yararlanarak bu tasarımı yaptım. Kısmen bir simetri var. Kabe'yi tabii ki merkeze yerleştirdim. Osmanlı döneminde var olan, kandillerle aydınlatılan kısmı bir disk şeklinde vurguladım. Yeşil ile boyanmış kısım, eskiden kumluk denilen alanda etrafında beyaz revaklar görüyorsunuz, onlar Mimar Sinan'ın yaptığı Sinan'ın incileri… Günümüzde de hala mevcut. Kâbe genişletme çalışmalarında Türkiye'nin isteği ile onlar çıkartıldı, genişletildi ve tekrar bir kısımda kullanıldı. Gittiğimizde hala bu kubbeleri görebiliyoruz.

🔹 Yukarıda İslam'ın ilk ayetlerinin, Hz. Muhammed'e (SAV) peygamberliğin geldiği dağı, resmetmek istedim. Orada Hira Dağı'nı görüyorsunuz ve üzerine de ilk ayet olan İkra'yı yazdım. Aynı zamanda Nur Dağı da dendiği için ışık huzmelerini çıkarttım. Etrafında da yine Mekke'de kıymetli olan, hac için özellikle uğranılan; Arafat, Safa Merve, Zemzem Kuyusu gibi özel lokasyonları resmettim. En üstte tasarımın sağında ve solunda, Osmanlının yaptırdığı kaleleri resmettim. Alt kısımda da beni çok etkileyen, yani bütün Müslümanları etkileyen Peygamberimizin (SAV) hicret sırasında sığındığı mağarayı da anmak istedim. Küçük mağara girişini, kuş yuvası ve örümcek ağı ile birlikte resmettim; önüne de yine benim işaretim olan kalpli çiçeklerden koydum, oraya kalbimi bıraktım. Camimizin bu cephesinde Mekke ve Medine panolarının renklilerini tam simetrik, karşı tarafında da bunların monokrom uygulamalarını görebilirsiniz.

https://www.instagram.com/p/C8eIrGFMt8g/

MEKKE TASARIMI

Zehra Akdeniz:

🔹 Mekke'deki tavaf alanını bir iz düşümü gibi düşündüğüm için buradaki yeşil kubbeyi peygamberimizin kabrinin üzerinde olan yeşil kubbeyi merkeze aldım ve oradaki tavaf alanının yuvarlaklığının bir yansıması olarak düşünerek peygamberimizin sembolü olan güllerle yuvarlak bir taç yaparak oradakine benzetmeye çalıştım, iç kısım için söyleyebilirim. Avluda kullandığım kırmızı zikzaklı yazı, Osmanlı atölyelerinde kabir örtüsü olarak dokunmuş ve kullanılmış Osmanlı kumaşları. Üzerinde Kelime-i Tevhid ve bazı ayetler yazıyor. Etrafında yine Mekke panosunda olduğu gibi Medine'ye ait bizimde kutsal saydığımız bazı mescitleri ve en alt kısımda bizim için çok anlamlı olan hicaz demir yolunun binasını resmettim. Burada farklılık olarak tasarımın etrafındaki normalde biz geleneksel çizimlerde geometrik bir arı suyu kullanırız. Burada onun yerine demir yoluna ithafta bulunmak için ray şeklinde onu kullandım. II. Abdülhamid'in Peygamberimiz rahatsız olmasın diye rayların altına keçe döşettiği söylenir, onu da anmak için ray desenleri koydum. Tasarımın üst kısmında da Uhud Dağı'nı kullandım. Çünkü bir dağın peygamber sevgisine mazhar olması beni çok etkilemişti. Hadisi de küçük bir kartuş içerisine yazdırdım; Uhud bizi sever biz de Uhud'u…

Dünyada En Çok Ziyaret Edilen Camiler

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN