Arama

Yazarların ilham aldığı şehirler

Şehirler, insanların karakterini şekillendiren en önemli etmendir. "Kent, insanlara ait anıların ve geçmişin ambarıdır ve ayrıca kültürel simgeler deposu olarak da iş görür." Bu durumun en iyi örnekleri ise yazarlardır. Öyle ki bazı yazarlar, zaman içinde doğdukları, yaşadıkları ya da eserlerine konu edindikleri şehirler ile yan yana anılmaya başlar. Nuri Pakdil'in Maraş'ı kâğıda boyanan kuş olarak betimlediğini biliyor muydunuz? Ya da Yahya Kemal'in İstanbul'u bir ufuk şehri olarak tanımladığını. İşte sizler için yazarların ilham aldığı şehirleri derledik.

Tarihimizin önemli bir döneminde tanıklık eden edebiyatımızın usta kalemi Tanpınar, hocası Yahya Kemal'le beraber İstanbul okumaları yaparak onun kavramlarından ilham aldı. Eserleriyle insanlara İstanbul sevgisini kazandırdı. Huzur romanı boyunca ana karakterlerini İstanbul'un semtlerinde dolaştıran Tanpınar, çok sevdiği bu şehre bambaşka bir gözle bakardı. İstanbul'un çehresindeki uyumun ön plana çıktığı bu romanda, semtlerin de adeta bir ruhu vardı.

Tanpınar, eserlerinde İstanbul'u da bir roman karakteri, canlı bir varlık gibi işledi. Her semtine ayrı anlamlar yüklemiş, her birini karakteristik özellikleriyle birlikte ele almıştır. Semtlerin bu kendilerine has özellikleri insana da yansıyarak, kişinin bulunduğu semte göre hislerinin ve düşüncelerinin değişmesini sağladı. Bu nedenle Tanpınar, kişinin bulunduğu semtten başka bir semte özlem duyabileceğini söylemişti.

  • 4
  • 22
NURİ PAKDİL-KAHRAMANMARAŞ
NURİ PAKDİL-KAHRAMANMARAŞ

Nuri Pakdil'in kimliği, kişiliği, dünya görüşü üzerinde doğduğu toprağın etkisi büyüktür. Bu yüzden de çocukluğuna ilişkin her anı, onu Maraş'a götürür. Kendisini şehrin bir parçası olarak gören Nuri Pakdil, Maraş'ı sürekli okunacak bir kitap gibi taşır yanında. Çünkü o ilk devrimci özü, duruşu ve reddi onun sokaklarında, caddelerinde, çarşılarında ve insanlarının suskun hallerinden aldı.

Nuri Pakdil, Maraş'ı şöyle tanımlar. "Maraş: Sürekli kâğıtta boyanan kuş. Boyası tamamlanan uçtu mu yenisi oturuyor kâğıda. O mu bu da? Biraz benziyor da. Olamaz, hayır, bizim evin pencerelerine selam veren kuşlardan hiçbiri değil bu kuş. Bu kuş şimdi burada oldu. Ne güzel ufuklardan gelirdi öncü kuş, haberimiz olsun da balkona çıkalım diye; ardından da renk renk kuşlar; sesleri de mi farklı olurdu ne? Cennet de herhalde o ufukların az biraz ötesindeydi. Evimizde her sabah doğan güneşi, ben sonra hiçbir yerde bulamadım. Maraş'ın güneşi Maraş'ta kaldı. Tabiî, çocuk büyürken, güneş de çocukla birlikte boy atar: bir cebine sığdıramadı mı ikiye böler, üçe, daha da olmazsa dörde böler güneşi, hiçbir parçasını yere düşürmemecesine. Çocukluk, insanın rüzgârla yarışmasıdır. Hedefinden şaşmayan mermi gibi, kalbimde, Maraş yol alıyor, sonsuzluğa doğru."

  • 6
  • 22
YAHYA KEMAL-İSTANBUL
YAHYA KEMAL-İSTANBUL

1884 Üsküp doğumlu olan Yahya Kemal, Yeni Mekteb ve Mekteb-i Edeb'de okuduktan sonra 1903'te İstanbul'a gelir ve sekiz aylık bir istikametten sonra Paris'e gitti. Türk şiirinin "Eve Dönen Adam"ı dokuz yıllık Paris hayatını çok verimli geçirmiş, iyi okumuştur. Ayağı yere basan, tarihi ve kültürel değerlere dayanan bir milliyet ve medeniyet görüşüyle en büyük İstanbul şair, yazar ve âşıklarından olan Yahya Kemal,1912'e döndüğü Türkiye'de dikkatleri İstanbul ve İstanbul medeniyet üzerine çekmeyi başarmıştır. Dergi ve gazetelerde yazdığı seri yazılarla İstanbul'u tarihi, günü ve gerçeğiyle işlemiş, anlatmıştır. Darülfünun müderrisliği zamanına denk gelen, gençlerle yaptığı İstanbul gezi ve sohbetlerinde Türk medeni seviyesini, Türk yaratıcılığını, Türk kimliğini arayanlara hedef olarak İstanbul'u göstermiştir. İstanbul'un fethini bir mucizevi olay olarak kabul eden Yahya Kemal, sırların Bizans'ının mirasını devralan Tük İstanbul'un kısa zamanda mahir ustalarla şairlerle musikişinaslarla maddi ve manevi planda nasıl inşa edildiğini geniş bir tarihi ve kültürel donanımla tespit ve sonra ispat etmiştir. İşgal altındaki İstanbul'da Milli Mücadele'yi desteklemekten çekinmeyen, İstanbul ve Anadolu'nun Türk'te kalması gerektiğinin tarihi bir zorunluluk olduğunu düşünen şair – mütefekkir, İstanbul'dan ayrı kaldığı zamanlarda derin bir ıstırap çektiğini çeşitli vesilelerle dile getirmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN