Arama

Yakup Kadri yüz yıl önce yazdı: "Elveda ey Ramazan"

On bir ayın sultanı Ramazan'ı hüzünlü bir şekilde uğurlarken, bize bıraktığı sıhhatli bir vücut, güzel amelli işler ve maddi-manevi olarak yaşamımızdaki birçok değişiklik ile bizi Ramazan'a kavuşturup, oruç tutma fırsatını verdiği için Rabbimize hamdüsenada bulunuyor ve Yakup Kadri'nin 1920'de İkdam gazetesinde yer alan "Veda Geceleri" isimli yazısını sizlerle buluşturuyoruz.

Elveda ey Ramazan, elvedâ! Asır bizi aldattı, sen bize küstün. Hâlimiz ne olacak? Nerede şifâ, nerede gufran bulacağız?

Az bilinen divan şairlerinden beyitler

Ramazan gidiyor. Eski padişahlarımızdan birinin dediği gibi "Senenin on bir ayı hasreti çekilen" bu kısa gufran devresi, bu sefer kimse farkına varmadan, nihayete eriyor. Dün gece minarelerden "elveda" sesleri duyuldu. O zaman anladım ki mübarek ayın sonundayız.

Çocukluğumda ramazanın yirmisinden itibaren beni garip bir hüzün kaplardı. Oyunlarıma bir neşesizlik, çalışmalarıma bir isteksizlik gelirdi. Her sabah yatağımın içinden kalbimde bir derin acıyla uyanırdım ve kendi kendime "Bir gün daha gitti, bir gece daha gitti. Bugün yirmi beşi, yarın yirmi altısı, öbür gün..." daha ziyade sayamazdım. Bu bana yakınımdan birinin öleceği günü hesap etmek gibi muzlim (eziyet verici) ve acayip görünürdü.

İstanbul divan şiirinde nasıl yer edindi?

Yakup Kadri yüz yıl önce yazdı: Elveda ey Ramazan

Vakıa, bir zamanlar salih, abit Müslüman evlerinde ramazanın son günleri bir hastanın sekerat demleri kadar müellimdi (elemli idi). Herkeste sanki aile rüesasından (büyüklerinden) biri ölüm döşeğine yatmış gibi bir his hasıl olurdu. Teneffüs edilen havada mukaddem (gelmekte olan) bir yaz kokusu sezilirdi.

Ve camilere gidilip ağlanırdı. Oraları hüzün ile taşan gönüllerin alabildiğine boşandığı yerlerdi.

İslam inanç esaslarının edebiyattaki yansıması: Akaidname

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN