Arama

Klasik şiirin altın çağından beyitler ve anlamları

Osmanlı döneminde İstanbul, 16. yüzyılda tam bir kültür sanat merkezi haline geldi. Bu durum edebiyata da yansıdı ve divan şiiri en parlak çağını bu dönemde yaşadı. Yüzyıllar içerisinde gelişimini devam ettiren klasik edebiyatımız bu çağda kendi özgünlüğüne kavuştu. 16. yüzyılda yaşayan şairler arasında kimler yoktu ki: Zati, Kanuni Sultan Süleyman, Fuzuli, Baki, Selimi, Hayali, Taşlıcalı Yahya Bağdatlı Ruhi... Sizler için klasik şiirin altın çağından beyitler ve anlamlarını derledik.

Padişah-ı âlem olmak, bir kuru kavga imiş
Bir veliye bende olmak, cümleden âlâ imiş

Yavuz Sultan Selim

(Sonunda anladım ki) cihana sultan olmak, kuru bir didişme ve kavgadan ibaretmiş. Hepsinden iyisi ise bir velinin eteğine yapışık ona kul olmakmış.

Bende: Kul, köle

Deryadan ab istemiş olsam serab olur
Ger altuna yapışsam o saat türab olur

Zati

O kadar bahtsızım ki denizden bir içimlik su istesem, deniz kuruyup seraba döner; bir altına yapışsam, altın o anda toprak oluverir.

Ab: Su
Türab: Toprak

Sözünüzün etkisini artıracak beyitler

Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb
Sevincimden nice yıllar geçiptir görmedim uyku

Zati

O periler güzeli, "Günün birinde, bir gece rüyana gireceğim!" diye söz verdi. Bu sözün sevinciyle nice yıllar geçmiyor ki gözüme uyku girmedi!

Ayıttı: Söz verdi
Şeb: Gece

Sûfi mecaz anladı yâre muhabbetim
Âlemde kimse bilmedi gitdi hakikatim

Emrî

Sofu, sevgiliye olan aşkımı mecaz anladı. Şu dünyada kimseye hakikatimi anlatamadım gitti vesselam.

Sufi: Sofu

Divan edebiyatında derin manaları olan berceste beyitler

Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn
Dert çok hem-dert yok düşman kavî tâli' zebûn

Fuzulî

Dost pervasız, felek merhametsiz ve zaman durmadan geçiyor; dert çok, dert ortağı yok, düşman güçlü, talih zayıf.

Bî-pervâ: Pervasız
Bî-rahm: Merhametsiz
Kavî: Güçlü
Zebûn: Zayıf
Tâli': Talih

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN