Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Mayıs 17, 2024
Zor zamanlarda kalbe sükûn, gönle ferahlık veren melekler…

Hayatımızın neredeyse her ânında diyebileceğimiz surette bizimle beraber olan melekler hakkında aktardığımız bilgileri, bugünkü son yazımızla tamamlamaya çalışacağız.

Olağanüstü zamanlarda meleklerin müminlerin kalbine sükûn, sebat ve metanet; gönüllerine ferahlık ve huzur veren varlıklar olduğu, özellikle bu dünyadan ebedi âleme göçmeden önce tesellide bulunup son nefesini huzur içinde vermesine yardımcı oldukları da bilinen hususlardandır. Konuyu üç başlık altında ele alacağız.

Olağanüstü zamanlarda meleklerin telkinleri…

Savaşlar ve tabii felaketler, insan için beklenmedik ve olağan dışı durumlardır. Böyle zamanlarda insanın özellikle manevi desteğe ihtiyacı yüksek düzeydedir. Allah Teâlâ'nın müminlere bir lütuf ve ihsanı olarak melekleriyle bunu sağladığına tarihte yaşanan pek çok olayla şahit olunmuştur. Peygamberler Tarihi ve İslam Tarihine bakıldığında "sayıca nice az bir topluluğun, çok sayıda olanlara karşı galibiyet kazandığı" (bkz. Bakara, 249) ve Bedir Savaşı başta olmak üzere birçok muharebede ve özellikle Mekke'nin Fethi'nde, Allah Teâlâ'nın müminlere, Hz. Cebrail (as) komutasındaki meleklerden oluşan birliklerle destek gönderdiği ifade edilmektedir. Konuyla ilgili pek çok ayet, meleklerin Bedir Savaşı'nda, müminlerin gönlüne "sekînet" veren varlıklar olduğunu ifade etmektedir (bkz. Enf'al, 9-12). Yakın tarihimizde yaşanan Çanakkale Zaferi'nde kalplerdeki bu itmi'nan ve huzur halinin en çarpıcı örneklerine şahit olunmuştur. Muhteşem bir donanma gücüyle Çanakkale'de hezimete uğrayan düşman ordularının önemli komutanlarından General Mac Arthur, şu ifadelerin sahibiydi: "Savaşta silahlar önemlidir. Komutanlar önemlidir. Ama daha önemli olan maneviyattır. Ruhtur." Dost-düşman herkesin kabul ettiği bir hakikat olarak, bu maneviyatın ve bu ruhun, iman ve Allah'a teslimiyetin adı olan "Çanakkale Ruhu" olduğunu söyleyebiliriz. Bugün de Gazze'de yaşananlar da şunu gösteriyor ki, sarsılmaz ve kavi bir iman, imkansız denilen şeyleri başarmada en büyük rolü oynuyor. Maruz kaldıkları zulümler karşısında sabır ve metanet sahibi olmada, maneviyat, en büyük destek kaynağı oluyor… İşte melekler, ayetler ve hadislerde ifade edildiği üzere bu olağanüstü zamanlarda müminlerin kalbine sükûnet, itmi'nân duygusu, tevekkül ve rızây-ı Hakk'ı, her şeye tercih edebilme erdemini sağlıyor...

Müminin vefatı anında yanında olan melekler…

İnsanın bu dünyada yaşayacağı süre sona erdiğinde eceli gelir ve ahiret yolculuğu başlar… Bu, insan için en kritik zamanlardan biridir. Sevgili Peygamberimizin (sav) ümmeti için Allah'a dua ettiği hususlardan biri de "Sekerât-ı Mevt" denilen ölüm öncesinde yaşadığı ve kendinden geçtiği anlardır… Bu önemli ve zor süreçte, mümin için, etrafında olan kişilerin ona kelime-i tevhid'i telkin etmeleri yanında, etrafındaki kişilerin görmediği fakat son nefeslerini alıp verdiği kişinin farkında olduğu bir durum da bu hususta görevli meleklerin, mümine verdiği teselli dolu telkinlerdir. Konuya dair Fussilet suresinin 30-32. Ayet-i kerimeleri gerçekten etkileyicidir. Zira burada o zor anında verilecek bu önemli manevi destek, yine melekler vasıtasıyla gelmektedir:

"Rabbimiz Allah'tır" deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: "Korkmayın (nereye gidiyoruz diye) ve kederlenmeyin (ardınızda kalanlar için)… Bilakis, size vaad olunan cennete kavuşacağınız için sevinin!

Biz, dünya hayatında sizin dostlarınız idik, âhirette de dostlarınız olacağız. Cennette sizin için canınızın çektiği her şey vardır, yine orada umduğunuz her şeyi bulacaksınız. Bunlar size, bağışlaması bol ve ve çok merhametli olan Allah'tan bir ikram olarak sunulacaktır.

Ayetin tefsirinde, müminlerin üzerine meleklerin inmesi ne zaman gerçekleşir? Sorusuna karşılık şu bilgiler verilmektedir: Melekler, ölüm esnasında, kabirdeyken ve insanlar yeniden diriltilip kabirlerinden çıkartıldıkları sırada müminlerin yanındadırlar…

Denilebilir ki, melekler, mümin ve müstakim bir kulu, bu dünyadan ahirete uğurlayan en son varlıklardır. Bu özellikleriyle melekler, mümin için son derece değerli varlıklardır…

Melekler: Kabir hayatında da dostlar…

Berzah adı verilen kabir hayatı, kişinin ölümünden sonra diriliş vakti olan Kıyamet'e kadar geçen süredir. Bu süre içinde de müminlerin, kabir hayatında kendisine sorulan "Rabbin kimdir/Dinin nedir/Peygamberin kimdir?" sorularına verdiği cevaplardan sonra cennetteki mertebesi/makamı gösterilerek artık istirahat etmesini tavsiye edenler de yine meleklerdir. Bu meleklerin isimlerinin Münker ve Nekîr olduğu, hadis-i şeriflerde ifade edilmektedir. Dünyada iken yaptığı salih amellerin, kabrinde mümine güzel birer arkadaş ve yoldaş olacağı, izafi bir nitelik taşıyan "zaman"ın, kabirdeki mümin için fazla uzun sürmeyecek bir şekilde bu kabir arkadaşlığıyla rahat ve huzurlu bir şekilde geçeceği de yine aktarılan bilgiler arasındadır. Velhâsıl, melekler kabrinde de mümin için kendisine ilgi gösterdikleri nurani varlıklar olarak bulunacaklardır…

Konuya dair son sözlerimizi şu ifadelerle tamamlamak isteriz: Meleklere iman; ahirete, cennete, cehenneme, kabir hayatının varlığına, dirilişe ve Hesap Günü'ne iman gibi, görmediği halde varlığına inanılan bir durumdur. Tıpkı, bunca eserleriyle varlığına yürekten inanılan Allah Teâlâ'ya iman gibi, meleklerin varlığına da böylece inanmaktır. Meleklere iman, kişiyi bu dünya hayatında sorumluluk bilinciyle yaşamaya muvaffak kıldığı gibi, büyük bir manevi desteğin varlığını yanında hissetmesine de imkan sağlar… Sonuç, türlü sınavlar ve zorluklarla dolu dünya hayatında huzurlu ve mutmain bir kalbe sahip bir mümin olarak ebedi hayata yolculuk ile taçlanır, vesselâm…

Cuma gününün feyiz ve bereketiyle meleklerin yoldaşlığı nasibiniz olsun niyazıyla…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN