Arama

Fatih’e sunduğu kaside ile idamdan kurtulan şair: Ahmet Paşa

Devlet adamı rolüyle üstün başarılar göstererek Fatih döneminde vezirlik rütbesine kadar yükselen Ahmet Paşa, aynı zamanda klasik edebiyatımızın da önemli simalarından biridir. Hayat öyküsü oldukça ilgi çekici olan şairin, Fatih Sultan Mehmet'e bu denli yakınken neden Yedikule zindanlarına atılarak hakkında idam hükmü verildiğini biliyor muydunuz? Peki şairin nasıl kurtulduğunu? İşte tüm bu soruların cevabını ve daha fazlasını siz Fikriyat okurları için inceledik.

  • 3
  • 12
Fatih, gözdesi Ahmet Paşa’yı nasıl Yedikule zindanlarına attırdı?
Fatih, gözdesi Ahmet Paşa’yı nasıl Yedikule zindanlarına attırdı?

Fâtih'in Ahmed Paşa'ya olan bağlılığı onu âdeta bir gölge gibi yanından ayırmaması pek çok kişinin kıskançlığına da sebep olmuştur. Böylece günün birinde talihi ters dönen Ahmed Paşa, bazı dedikodular üzerine padişahın gazabına uğramıştır.

Ahmet Atilla Şentürk'ün Osmanlı Şiir Antolojisi kitabında da ifade ettiği gibi Ahmet Paşa'nın padişaha olan aşırı yakınlığı, çevresindeki bazı insanlar tarafından kıskançlıkla karşılanmış ve hakkında türlü dedikodular çıkarılan şaire en nihayetinde iftara atılmıştır.

  • 4
  • 12
Fatih’in Ahmet Paşa’yı zindana attırmasını tezkireciler nasıl nakletti?
Fatih’in Ahmet Paşa’yı zindana attırmasını tezkireciler nasıl nakletti?

Tezkireler, Ahmet Paşa'nın işlediği ahlaki bir kabahat neticesinde zindana atılmış olduğunu nakleder.

Aşık Çelebi'nin, Meşa'irü'ş-şu'ara isimli tezkiresinde nakledildiğine göre Fâtih, Ahmed Paşa'yı önce katletmek istemişse de sonra kapıcılar odasına hapsettirmekle yetinmiştir.

Mustafa İsen'in hazırlamış olduğu Latifi Tezkiresi'nde nakledilen bilgiye göre ise Sultan Mehmet, has gılmanlarından uzun boylu bir serviyi andıran birini nasihat için bağlatıp huzuruna getirmiş. Orda bulunan Paşa, bağlanmış olan kulu o halde görünce, "Cihân yansın, o tatlı gülüşlü mumu andıran sevgili ayağında demir bağlarla yatıp ağlar. Onun dudağı Şiraz helvası gibidir; eğer satarsa, Mısır, Buhara ve Semerkand'a değer." manasına gelen beyitleri söylemiştir. Bu şiiri işiten Fatih Sultan Mehmet ise duyduğu dedikodulara inanarak şairi Yedikule zindanlarına hapsettirmiştir.

  • 5
  • 12
Ali Nihat Tarlan’a göre tezkirecilerin naklettiği bu dedikodular gerçekçi değildir
Ali Nihat Tarlan’a göre tezkirecilerin naklettiği bu dedikodular gerçekçi değildir

Ali Nihat Tarlan, Ahmed Paşa Divanı adlı eserin ön sözünde hakkında yapılan ahlakî dedikoduyu gerçekçi bulmaz. Ahmed Paşa'nın kişisel bir nedenden dolayı ölüm cezasıyla hapsedilemeyeceğini, bahsedilen tezkire yazarların kasideyi gerektiği kadar incelemediğini ve Ahmed Paşa'nın mahiyetini bilmediğimiz bir sebeple padişahın gözünden düştüğünü söyler.

  • 6
  • 12
Ahmet Paşa idam cezasından nasıl kurtuldu?
Ahmet Paşa idam cezasından nasıl kurtuldu?

Ahmet Paşa, Yedikule zindanlarında o eski sefalı günlerini özlemle anarken, canını nasıl kurtaracağına dair düşünmeye epey vakti olmuştur. Şair, kendisini kurtaracak tek çarenin kalemi olduğunu anladıktan sonra mahpus iken suçunun bağışlanması dileğiyle "Kerem" redifli bir kaside yazmıştır ve bu kasideyi padişaha sunmuştur.

Fatih tarafından bağışlansa da saraydan uzaklaştırılan Ahmet Paşa, Bursa mütevelliğine tayin edilerek kendisine 30 akçe maaş bağlanmıştır.

Fatih'in vefatına kadar Sultanönü, Tire ve Ankara'da sancakbeyi olarak görev yapan Ahmed Paşa, II. Beyazıd zamanında aynı görevle Bursa'ya tayin edilmiştir. Ancak II. Beyazıd, Paşa'yı taktir etmesine rağmen nedense saraya çağırmamış, o da eski günlerine kavuşamamanın acısını ömrü boyunca çekmiştir.

  • 7
  • 12
Kerem Kasidesi
Kerem Kasidesi

Kasideler ekseriyetle asıl konuya geçilmeden evvel sevgilinin tasvir edildiği nesib/teşbib bölümü ile başlar. Fakat Ahmet Paşa kasidesinde nesib bölümüne yer vermeden doğrudan methiye bölümü ile başlamıştır.

Kerem Kasidesi 35 beyittir. İlk 29 beytinin methiye, son 6 beyti ise duadır.

Ey muhît-i keremün katresi ' ummân-ı kerem
Bâğ-ı cûd ebr-i kefünden tolu bârân-ı kerem

Muhît-i kerem: Cömertliği kuşatan (padişah)
Katre: Damla
'Ummân-ı kerem: Lütuf deryası
Bâğ-ı cûd: Cömertlik bağı
Ebr-i kef: Elinin bulutu
Bârân-ı kerem: Kerem yağmurları

"Ey lütuf deryasının damlası, kerem ummanı olan padişah! Cömertlik bağı, senin bulut gibi olan elinden yağan kerem yağmurlarıyla dolmuştur"

Şair padişahın elini buluta, ihsanları da yağmura benzetmiştir. Bulut yağmurla düşünüldüğünde bolluğu ve bereketi hatırlatmaktadır. Padişahın sunduğu keremlerin bir damlası umman olarak düşünülerek mübalağa yapılmıştır ki bu da şairin kasidesine seçtiği kerem redifiyle uygun bir başlangıçtır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN