Arama

Edebiyatımızın usta kalemlerinden kar şiirleri

Dört gözle beklediğimiz kar, yurdu etkisi altına almaya başladı. Gökyüzünden yere inen bu beyaz mucize, insanların kalbini huzurla kaplar. Doğanın armağanıdır aynı zamanda. Her bir tanesinde ayrı gizemi barındırır. Nitekim, birçok yazar ve şair doğanın bu eşsiz şöleninden ilham alarak eserlere imza attı. Cahit Sıtkı Tarancı karı,"Yağan beyaz sükut, bir mahşer" olarak tanımlar. Sizler için edebiyatımızın usta kalemlerinden kar şiirlerini derledik.

Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar
Geçen eyyâm-ı nevbahârı arar...

Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
O baharın bu işte ferdâsı
Kapladı bir derin sükûta yerikarlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.

Cenap Şahabettin

Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.

Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,

Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.

Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.

Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.

Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!

Yahya Kemal

Yahya Kemal kimdir? Yahya Kemal'in şarkılara dönüşen şiirleri...

Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor
karanlıklara.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
Kar…
Üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar..
Ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum

Nazım Hikmet

"Aynı göğün uzak yıldızları" Necip Fazıl ve Nazım Hikmet'in kesişen yolları

Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!

Ahmet Muhip Dıranas

uzun rüzgarlar karanlığın dalgın sansarları
atlayıp dağıtırlar telaşlarıyla ürperen karları
sihirli bir lambadır bardaktaki güller gecede

yıldızlar donmuş göllere düşen buz billurları
düşten geyikler kudurtur kızıl buğulu kurtları
bir ulumadır kanlı/açlıkları uzar gecede

duman dumana kaybolur kar ışığında kısrakları
nedir saklı bir özlem midir kızak çıngırakları
geçen yüzyıldan kalma bulutlu bir pencerede

köpekler mi sarmıştır kar uykusunda koruları
yankılanır saltanatlı bir geçmişten av boruları
yalan değildir yaşanmıştır kimbilir ne zaman nerede

dinmez boşluklarda karın soğuk ve sürekli ısrarı
yumuşak hantallığıyla kaplayışı uçurumları
kül mavisi bir pus ufka bir perde çeker de

kayıp kervanlar belirir uyandırıp korkunç hanları
duyulur batmış şehirlerin boğuk sabah ezanları
kılıç gibi bir mehtabın yarattığı o depremde

getirir akla çocukluktan bilinmez hangi soruları
kar gecesi uyandırır ölüme değin korkuları
yalnızlık bir samanyoludur genişler düşüncede

Attila İlhan

Attila İlhan'ın şiirlerindeki bilinmeyen hikayeler

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN