Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları'ndaki tanıklığı ayrı bir 'değer' mahiyetindedir. Ancak bu mektupların yayımlandığı günlerde ve edebiyat tarihi içinde kazandığı ünde Rasim'in dilinin de büyük payı vardır. Gördüklerini anlatmayı ve en sıradan olayların hikayesini bile dinletmeyi bilen Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları eserinden alıntılar derledik.
"Kredi veya itibar denilen şeye çok fazla güvenmemeli. İnsan bir kere böyle alıştı mı çoğunlukla içine düştüğü zararı hissedemiyor."
"Hazan (sonbahar), bize ikinci müjdeyi veriyor. Bu müjde okuma günlerinin geri dönüşüdür. Kışın uzun gecelerinde yazdan biriktirilen eserlerin tedkik edilmesi gerçekten çekilir."