Arama

Lale Devri’nin müstesna şairi Nedim hakkında az bilinenler

Kökleri oldukça eskiye dayanan şiir geleneğimizin mimarlarını, biyografilerinden mi yoksa eserlerinden mi tanımak isterdiniz? Bu sorunun cevabını Muhit Kitap’tan çıkan Nedim incelemesi ile veren Prof. Dr. Muhsin Macit; bir şairi en iyi şiirlerini okuyarak veya dinleyerek tanıyabileceğimizin altını çiziyor. Tabii ki burada önemli olan husus, şairin yetiştiği döneme ve çevreye hakim olmak… Kaleme aldığı inceleme ile Nedim’in hayatını ve sanatını, seçme eserlerinden hareketle anlatan Muhsin Macit, şairin içinde olduğu muhite de yakından bakmamıza olanak sağlıyor. Gelin biz de Macit’in gözünden Nedim’i okuyalım.

Lale Devri’nin müstesna şairi Nedim hakkında az bilinenler
Yayınlanma Tarihi: 15.2.2021 02:20:27 Güncelleme Tarihi: 15.02.2021 11:50
Sesli dinlemek için tıklayınız.


🔎 Muhsit Macit'in de dediği gibi bir şairi eserlerinden tanırken, onun yaşadığı çevreyi ve dönemi de göz önünde bulundurmak gerekir. Nedim, müderris ve mütercim kimliğine rağmen biraz da popüler tarihçiliğin etkisiyle sırf bu dünyadan *kâm almak için yaratılmış şair imajıyla tanınır. Oysa binlerce şair arasından Nedim'i seçip Osmanlı şiirinin en iyileri safına yerleştiren, estetik tecrübenin bütün referansları, divanında mevcuttur.

*Kâm: Zevk, mutluluk, tat.

📕 Muhsin Macit kaleme aldığı bu eserle, Nedim'in sesinin daha duyulur ve imgelerinin görünür hâle gelmesine katkı sağlamak amacıyla, onun şair kimliğinin farklı yönlerini en iyi yansıtan yirmi dört şiirinin tanıklığına bizleri davet ediyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

AHMET (NEDİM) EFENDİ KİMDİR?

Yedi göbek İstanbullu olan Nedim, medrese öğreniminden sonra İstanbul'un belli başlı medreselerinde müderrislik yaptı. Öyle ki şairliği kadar müderrisliği ile de takdir edilen Nedim'in mezar taşında "işi gece gündüz ders vermekti" yazılıdır.

🔎 Muhsin Macit, Ahmet Nedim'in anne tarafının (Saliha Hanım) Mevlana neslinden geldiğini; babası Kadı Mehmet Efendi'nin ise Sultan İbrahim devri kazaskerlerinden Merzifonlu Mustafa Efendi'nin oğlu olduğunu belirtir.

🔎 Babası, Nedim'in iyi bir eğitim almasını sağlamış, Arapça ve Farsçayı şiir yazacak kadar iyi öğrenmesine vesile olmuştur.

📌 Bazı kötü alışkanlıkları nedeniyle ulema ve halk tarafından sevilmediği için Mülakkab Mustafa Efendi diye tanınan dedesinden ötürü Osmanzade Ta'ib gibi bazı şairler Nedim'den mülakkabzade diye bahsetmişlerdir.

Necip Fazıl'ın övdüğü, önemsediği bir isim olan ve divan şiirinde kendine özgü bir tarz ortaya koyan Nedim, birçok devlet adamının da dostluğunu kazandı. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa için çok sayıda kıta ve kaside yazdı.

📌 Nedim'in ölüm sebebi hakkında değişik rivayetler dillerde dolaşsa da kesin olan şey, şairin Patrona Halil Ayaklanması sırasında vefat ettiğidir. Şairin kabri Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı'nın Miskinler kısmındadır.

➡ Nedim'in mezar kitabesinde ölümüne düşürülmüş şu tarih beyti yazılıdır:

"Reva ola düşerse fevtine işbu du'a tarih
Nedim ola nedim-i şah-ı ceyş-i enbiya ya Rab"

Yitip gitmesine bu dua tarih olarak düşülürse yerinde olur: "Ya Rab! Nedim, peygamberlerin başkumandanının nedimi (en yakın ve hiçbir zaman yanından ayrılmayan dostu) olsun.

SANATI

🔎 Şiire özgü özel bir hissinin olduğunu düşünenler, bu yolda okuma yapanlar, Nedim'i "Lale Devri'nin bülbülü" olarak tanır. Bülbül diyoruz çünkü Nedim mahlasını kullanan Ahmet (Nedim) Efendi'nin, şarkı türünün gelişmesine de önemli katkıları oldu. Nedim'in kullandığı temiz İstanbul Türkçesi hem şiirimize hem de ruhumuza canlılık kazandırdı.

🔎 Nedim'in profesyonel anlamda sanata adım attığı yıllar, Sultan III. Ahmet döneminin başlarına rastladı. Lale Devri olarak adlandırılan dönemde Damat İbrahim Paşa ve Sultan Ahmet'in her faaliyeti Nedim'in dikkatini çekti. Şair, asıl hak ettiği ilgiyi Damat İbrahim Paşa'dan gördü.

NEDİMANE TARZI

📌 Kasidede Nef'i'nin, gazelde ise Nabi'nin etkisinin yüksek olduğu şiir ortamında yetişen Nedim, "Nedimane" denilen yeni bir tarz geliştirdi. Muhsin Macit, bu yeni tarz hakkında şunu söyler ve şiirinden örnek ekler:

"Tarihlendirilmesi mümkün kaside ve gazellerinden anladığımız kadarıyla erken sayılabilecek evrede Nedimane denilen yeni bir tarz geliştirmiştir. Kendisi de geliştirdiği bu tarzın ve üslup sahibi bir şair olduğunun farkındadır:

Ma'lumdur benim sühanım mahlas istemez
Fark eyler onu şehrimizin nüktedânları"

ARUZUN MUSİKİSİNİ YAKALADI

🔎 Nedim'in asıl kudreti dili kullanmadaki ustalığındaydı. Aruzun musikisini yakalayan Nedim, şiirlerinde buna ahenk unsuru olarak yer verdi. Bununla ilgili "şiirlerinin bestelenmeye elverişli bir yapısı vardır" diyen Muhsin Macit, "Nedim'in yaşadığı dönemden başlayarak musammatları ve gazelleri bestelenmiştir" ifadesini kullanır.

🔎 Nedim'in şiirlerine beste yapanlardan biri Enfi Hasan Ağa'dır. Musahipzade Celal'in, Lale Devri Opereti için bestelenen yirmi sekiz şiir de bunların arasında yer alır.

NEDİM DİVANI

🔎 Nedim'e asıl şöhretini kazandıran eseri, divanıdır. Yurt içi ve yurt dışındaki kütüphanelerde altmışın üzerinde yazma nüshası vardır. Divan şiirimizin yeni bir havaya bürünmesine büyük katkı sağlayan Nedim Divanı, bilimsel bir yöntemle Halil Nihat tarafından yayımlandı.

🔎 Nihat'ın bu özverili çabasının takdirle karşılandığını kaleme alan Muhsit Macit, Nedim'in şiirlerine ilgi duyanların bu eser ile uzun zaman haşır neşir olduklarını belirtir.

📌 Nedim Divanı'nda 5 Arapça 39 Farsça şiir yer alır. Muhsin Macit, az şiir söylemekle yetinen şairin bu durumunu yine onun şiiriyle açıklar:

Sözü az söyle ağır söyle Nedima ki Sühan
Zer gibi sayılı gevher gibi sencide gerek

Gelin şimdi Nedim'in şiirimizdeki yerine değinelim…

📌 Nedim'in yenilikçi ve entelektüel kimliği; redif ve vezin kullanımındaki başarısı; kafiyelerdeki doğallığı daha önceki şairlerde az rastlanan özelliklerdendi. Bu durumla ilgili Ahmet Hamdi'nin şu tespiti Nedim'in üslubunu kavramak açısından önemli bir yer tutar:

"Nedîm, dehâsından sarfınazar, klasik medrese tahsili görmüş, aruzun sırları gibi eski kültürün bütününe sahip, sanatını yaşayan hayattan ve yaşayan dilden olduğu kadar, bu kültürün kaynaklarından da besleyen bir şairdir. Şiire getirdiği yenilik, asırlarca süren dağınık tecrübelerin zaferidir." (Tanpınar 1982:83)

NEDİM'İN DİĞER ŞAİRLERLE TEMASI NASILDI?

🔎 Nedim'in, Baki ve Yahya'nın anlatım tarzını beğendiğini belirten Muhsit Macit; Nef'i ile olan şiirsel bağın farklı olduğunu vurguluyor. Nabi'nin ise tarzını ve tavrını beğendiğini ekliyor.

*Nef'i: Hiciv ve kasideleriyle ünlü divan şairi.

🔎 Nedim, başta Fuzulî olmak üzere pek çok usta şaire *nazire söylemiş; Nevâyî'nin bir gazelini *tanzir etmiş; mesnevi tarzında Atayî'yi ve rubaide Haletî'yi beğendiğini söylemiştir.

*Nazire: Bir söze, bir davranışa benzeriyle karşılık vermek.
*Tanzir: Divan yazınında bir şiiri örnek alarak yazılan şiir.

*Nevâyî: Klasik Çağatay edebiyatının tesirleri Osmanlı edebiyatı sahasında da devam etmiş en büyük şairi; devlet adamı.
*Atayî: Osmanlı âlim ve şairi.
*Haletî: Daha çok rubâîleriyle tanınan divan şairi.

🔎 Kısaca Nedim, Lale Devri'nin müstesna şairidir. İyi bir şiir okuyucusu iseniz Nedim hakkında kitabi bir bilgiye sahip olmak için Muhsin Macit'in incelemesini "mutlaka okumanız gereken eserler" arasına ekleyebilirsiniz. Bu eseri okuduktan sonra Nedim'in neden "damdan dama atlarken düşen şair" olarak nitelenmemesi gerektiğini anlayacak ve onu yanlış yorumlamalara maruz bırakmadan duygudan duyguya sürükleyen şiirleri eşliğinde tanımış olacaksınız.

📌 Yazımızı Muhsin Macit'in kaleminden seçtiğimiz bir cümle ile bitirelim:

"Yahya Kemal'in "Bir Saki" ve "Mükerrer Gazel" şiirlerindeki teklifi ve Ahmet Refik'in ısrarıyla bir döneme adını veren lale, yönetimde Damat İbrahim Paşa'nın, nakışta Levni'nin, musikide Itri'nin, şiirde Nedim'in istiaresi ve sanatta mükemmelliğin simgesidir."

BAŞLICA ESERLERİ

📌 Nedim'in başlıca eserleri arasında; bilinen bütün nüshaları değerlendirilerek hazırlanan son baskıda 44 kaside, 88 kıta, 3 mesnevi, 1 terkib-bent, 1 terci-bent, 2 mütekerrir müseddes, 1 tardiyye, 5 tahmis, 1 muhammes, 33 murabba, 2 koşma, 166 gazel, 2 müstezad, 11 rübai ve 23 müfred ve matla' ayrıca 5 Arapça, 39 Farsça şiir bulunan "Divan"ın yanı sıra "Sahaifü'l-ahbar" ve "Ayni Tarihi" de yer alıyor.

Eserlerinden örnekler:

BAHAR KASİDESİ

Gel ey fasl-ı bahârân mâye-i ârâm u hâbımsın
Enîs-i hâtırım kâm-ı dil-i pür-ıztırâbımsın

Ey baharların mevsimi gel. Uykumun ve dinlenmemin esasısın. Zihnimin arkadaşı, ıstırap dolu gönlümün arzususun.

İSTANBUL KASİDESİ

Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır

Bu İstanbul şehrinin dünyada eşi benzeri yoktur; bir taşına bütün İran ülkesi feda olsun.

ŞEYH GALİP'E İLHAM

Hoş geldin eyâ hidîv-i ekrem
Lütfunla gönüller oldu hurrem
Şâd oldu mekâriminle dem-â-dem
Ârâyiş-i arsa-i cihândur

Ey yüce vezir! Hoş geldin. Gönüller lütfunla neşelendi. İyiliklerinle âlem şenlendi. Senin böyle davranışların sürekli yeryüzünü süslemektedir.

MUTLULUK MAHŞERE KALDI

Ne aceb eylese esrar-ı derûnun ifşâ
Goncadan söz getirir bülbül-i şeydâya sabâ

Goncadan çılgın bülbüle haber getiren sabah rüzgarı sırlarını açsa buna şaşılır mı?

ADIN İÇİN

Çokdan ey kilk-i Nedîmâ niçün oldun hâmûş
Bizi hasretde kodun nazm-ı nev-îcâdın için

Ey Nedim'in kalemi! Çoktan beri neden suskunsun? Bizi yeni şiirlerine hasret bıraktın.

📌 MUHSİN MACİT KİMDİR?

Muhsin Macit, Erzurum'un Özdere köyünde doğdu. İlköğrenimini burada, orta öğrenimini Erzurum'da tamamladı. 1987'de Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Daha sonra Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı.

Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında başladığı yüksek lisans eğitimini "Şeyh Galib'in Tarih Manzumeleri: İnceleme - Metin" adlı teziyle 1989'da; Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında başladığı doktorasını ise "Nedim Divanı: İnceleme - Tenkidli Metin" adlı teziyle 1994'te tamamladı ve Eski Türk Edebiyatı alanında "doktor" unvanı aldı. 1996 yılında doçent, 2002 yılında profesör oldu.

Macit, Gelenekten Geleceğe: Modern Türk Şiirinde Geleneğin İzleri (1996) adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği Tenkit Ödülü'ne, Filmin Ağlanacak Yeri (2009) adlı eseriyle 2009 Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü'ne layık görülmüştü.

Özge Özkul
ozge.ozkul@fikriyat.com.tr


2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN