Arama

Hayırları ile yaşayan hanım: Zübeyde bint Ca'fer

Sahip olduğumuz bütün nimetlerin bize verilmiş bir ikram olduğunun bilincinde olmak ve bu bilince tez vakitte ulaşabilmek, her Müslümanın dualarından biridir. İşte Zübeyde bint Ca'fer de hayırla geçirdiği ömrünü sadaka-i cariyeye öyle çok adadı ki hac yolunda, Mekke'de, susuzluğunu giderenlerin duasında, aşevleriyle doyanların gönlünde, okunan ezanlarda yaşamaya devam ediyor.

Hayırları ile yaşayan hanım: Zübeyde bint Ca’fer
Yayınlanma Tarihi: 25.7.2021 19:56:22 Güncelleme Tarihi: 30.10.2021 17:21
Sesli dinlemek için tıklayınız.

ZÜBEYDE BİNT CA'FER KİMDİR?

Asıl adı Ümmü Aziz olan Zübeyde, Musul'da Harp Sarayı'nda doğdu. Abbasî halifelerinden Ebû Ca'fer el-Mansûr'un torunu olan Zübeyde'ye bu isim dedesi tarafından verildi. İbn Kesir, dedesinin, güzelliğine işaret etmek için Zübeyde ismiyle seslendiğini bildirir. Bu nedenle adının Zübeyde olarak kaldığını yazar. Zübeyde küçük bir yaşta yetim kalınca dedesi tarafından yetiştirilir.

ZÜBEYDE BİNT CA'FER'İN EVLİLİĞİ

İslam'ı yaymak amacıyla Arap Yarımadası'ndan fethe çıkan Müslümanlar, Suriye, Mısır, Irak ve İran'da Henestik, Bizans ve Sasani sanatı ile karşılaştılar. Abbasiler yepyeni formlar oluşturarak İslam sanatının temellerini attılar. Abbasiler devrinde yetişen Zübeyde de işte böyle bir ortamda yaşadı ve çok yönlü bir eğitim gördü. Dinî ilimler, Arap dili ve edebiyatı alanında özel dersler aldı. Evliliği ise Harun Reşid ile Bağdat'ta Hud Sarayı'nda yapıldı. Halka büyük bir ziyafetin verildiği bu düğün merasimine ülkenin dört bir yanında da hediyeler gönderildi.

HARUN REŞİD KİMDİR?

Abbasilerin en meşhur hükümdarı olan Harun Reşid, küçük yaştan itibaren Kur'an, hadis, şiir, müzik, hukuk, İslam tarihi konularında sarayda iyi bir eğitim gördü. Kazandığı zaferlerle İslam'ın daha geniş topraklara yayılmasını sağladı. Alimleri himaye etti, meclisinde ilmi toplantılar yaptı. Bu başarıları dolayısıyla babası tarafından kendisine doğru yolda bulunan anlamına gelen"Reşid" lakabı verildi. 23 sene kadar süren iktidarı Abbasiler'in en parlak dönemi olarak tarihe geçti.

Zübeyde, evliliğinden itibaren sarayda etkin bir rol üstlendi. Yazları Rakka'da oturuyordu ancak Bağdat özlemi, saray şairlerine kasideler yazdıracak kadar fazla oluyordu. İbnü'l-Mu'tez; şair Nemerî'nin Zübeyde'nin eşiyle birlikte Bağdat'a gitmesi nedeniyle yazdığı mısralardan, yüklü miktarda câize kazandığını belirtir.

Caize: Eskiden şairler bir hami (koruyan) tarafından korunup kollanırdı. Şairler de bu vesileyle hamilerine kaside, gazel veya mersiye takdim ederlerdi. Hamiler de bu eser sahiplerini başarıları ölçüsünde ödüllendirirdi. Şairler asıl gelirlerini gazelleri ve kasidelerinden kazandılar. Bunun yanı sıra, divan veya mesnevi gibi toplu eserlerini de devlet büyüğünden birine ithaf ederek karşılığında câize aldılar.

Harun Reşid'in ölümünden sonra hilâfete gelen oğlu Emîn ile üvey oğlu Me'mûn arasındaki iktidar mücadelesinde çok acılar çekti Zübeyde… Oğlu Emin'in öldürülmesi, Zübeyde'nin de tutuklanmasıyla son buldu bu mücadele... Zübeyde bu hadiselerden iki ay sonra Bağdat'a döndü ve hayatını burada hayırla uğraşarak geçirdi. İşte dosyamıza adını verdiğimiz "hayırlarıyla yaşayan hanım"ın hikayesi böyle başlıyordu. Zübeyde oğlunun acısını kalbine saklamış, hayatını insanlara yardım ederek geçirmeye adamıştı. İbn Hallikân, çok dindar olan Zübeyde'nin 100 kadar hâfız câriyesi bulunduğunu ve sarayından dışarıya "arı kovanı gibi" Kur'an sesleri yayıldığını kaydeder.

ZÜBEYDE BİNT CA'FER'İN YARDIMLARI

Zübeyde bütün ihtiyaç sahiplerine, ilimle uğraşan efrada, mukaddes beldelere yardım faaliyetleri için çalışmalara başladı. İmkanı elverişliydi. Hayırseverliğiyle kendine hayranlık uyandırdı. En kıymetli yardımı hac yolunu kolaylaştıran faaliyetiydi. Buna da eşi Harun Reşid'in hac yolculuğuna eşlik ederken karar vermişti.

Uzun hac yolculuğu esnasında Kufe ve Mekke güzergahında su kaynağının bulunmadığı dikkatini çekmişti. Zübeyde hacıların geçeceği yollara su sarnıçları, kuyu ve kanallar yaptırdı. Daha sonra bu tarihî kervan yolu Derbizübeyde adıyla anıldı. Mekke ve Medine'deki su ihtiyacını gidermek için de çaba sarfetti. Tâd dağının eteklerinden çıkan suyu Arafat'a getirtti. Buradan da Mekke'ye ulaştırılmasını sağladı. Bu su yoluna da Aynizübeyde ismi verildi. On iki asır bu mukaddes beldenin su ihtiyacını karşıladı.

Amanos Dağları'nda Belen Geçidi girişinde konak yeri olan Bağrâs'ta bir aşevi kurdurdu, Bağdat'ta biri Dicle kenarında hilâfet saraylarına yakın bir yerde, diğeri şehrin kuzeyindeki Katîa'da bulunan iki cami yaptırdı. Hamdullah el-Müstevfî, Zübeyde'nin Kâşân'ı âdeta yeniden kurarcasına imar ettiğini kaydeder.

(X)Hamdullah el-Müstevfî: İranlı tarihçi ve coğrafyacı, şair.

Tahmin etmek çok zor değil, bu kadar imar faaliyetinin büyük meblağlalardan oluşacağını... Zübeyde, harcamaların kontrol edilmemesi için tutarların yazıldığı defteri Dicle nehrine attı. Yaptığı hayır, sadaka-i cariye olarak anlam kazandı.

(x) "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir." (Âl-i İmran, 3/92)

(X) Bünyamin Tupçuoğlu'nun sesinden Al-i İmran suresi...
(X)Osman Şahin'in sesinden Al-i İmran suresi...
(X)İshak Danış & Nüvit Candaner'in sesinden Al-i İmran suresi...

İbn Batuta Derbizübeyde'yi görünce şöyle der:

"Cenab-ı Hakk sevap yağdırsın o kadına. Yaptığı yardımlar olmasaydı bu yolu kimse kat edemezdi."

Bu cümle değil midir yaptığı hayırların en güzel mükâfatı?

Zübeyde bint Ca'fer, çok acı çekti ama hayırlarla dolu bir ömür yaşadı. 71 yaşında Bağdat'ta vefat etti. Yaptığı hayırlar, hac yolunda, Mekke'de, susuzluğunu gideren yolcunun duasında, aşevleriyle doyanların gönlünde, camilerde okunan ezanlarda yaşamaya devam ediyor.

Sahip olduğumuz bütün nimetlerin, Allah'ın bizlere birer ikramı olduğunu ve aynı zamanda hepimiz için birer imtihan vesilesi olduğunu unutmamak duasıyla...

Rahmetle...

Editör: Özge Özkul
ozge.ozkul@fikriyat.com.tr

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN