Arama

Zekeriya Erdim
Ağustos 5, 2020
Her okulun bir alanı ve amacı olsun

İlköğretimden ortaöğretime, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sürecinin "sınav" gerginliği bitti; "tercih" ve "kayıt" telaşı devam ediyor. İdareciler, öğretmenler, öğrenciler, öğrenci velileri "açılacak mı açılmayacak mı" tartışmalarına rağmen her türlü hazırlıklarını tamamlayıp; yeni öğretim yılını coşku ile karşılamayı bekliyor.

İşte bu noktada; Milli Eğitim Bakanlığı'nın "doğru" ama henüz "eksik" olan bir çalışmasına, dikkat çekme gereği duyuyoruz. Bu vesileyle; ortaöğretim düzeyindeki her okulun bir alanı ve amacı, her öğrencinin bir mesleği ve sanatı olması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.

Bu anlayışın esas alınması halinde; eğitim sisteminin, hayatın bütün alanlarını kapsayacak ve kuşatacak şekilde, bu günün ve yarının ihtiyaçlarına göre planlanması icap edecektir. Bir başka ifadeyle; lise ve üniversite mezunu işsizlerin sayısı giderek azalacak ve asgari seviyeye inecektir.

O zaman; çocukların ve gençlerin özel ilgi ve yetenek alanlarını belirlemek de öncelikli ihtiyaç haline gelir. Kimse fıtratına uygun olmayan alanlara ve bölümlere zorlanmaz; balıklar "yüzme" okuluna gidip iyi yüzme, kuşlar "uçma" okuluna gidip iyi uçma öğrenir.

TEMATİK LİSELER

Son yıllarda, Bakanlık; belirli alanlarda, "tematik lise" projelerine yöneldi. Bir yandan üniversitelerle, öte yandan ilgili sektörlerle protokoller yapılarak; yakın iş birliği içine girildi.

Belirli bir "meslek" alanında ve birbirini tamamlayan en fazla üç dalda, teorik ve pratik programlar uygulayan, "Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri" açılıyor. Öğrenciler; o alana uygun yetenek ve performans testleri ile mülakat yapılarak seçiliyor.

Ayrıca, paydaşların birlikte yönetmesini sağlamak amacıyla; "Okul Yönetim Kurulu" uygulaması var. Okul İdaresi, Öğretmenler Kurulu, Öğrenci Meclisi, Okul Aile Birliği ve iş birliği yapılan Sektör temsilcilerinden oluşan kurullar; okulun eğitim, öğretim, yönetim ve istihdam işleriyle ilgili kararlar alıp istikamet belirliyorlar.

Öte yandan; öğrencilere burs, yurt, staj, iş garantisi gibi teşvik edici ve destekleyici avantajlar sunuluyor. Mezuniyet sonrası; isteyen yetiştiği meslek dalında işe giriyor, isteyen aynı alanın bir üst basamağı olan yükseköğretim kurumlarına devam etme fırsatı buluyor.

Yeni nesil meslek liselerinin ilk örneklerinden biri; "ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" oldu. Savunma Mekanik Sistemleri ve Savunma Elektronik Sistemleri esas alınarak; sektöre eleman yetiştirmek amacıyla kuruldu.

Son örneklerden birinin de Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi iş birliği ile açılan "Tarım Temalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" olduğunu söyleyebiliriz. Yakın gelecekte, hemen her sektör için, ihtiyacı karşılayacak kadar "tematik lise" açılmasını temenni ederiz.

DEVAMINI DİLERİZ

Bu konudaki temennimizi yahut olması gerekeni; daha açık ve net bir şekilde ifade edelim. Bakanlığın bu eğilimini doğru bulduğumuzu ve desteklediğimizi belirtip; sürece katkıda bulunmak amacıyla, eksik olduğunu düşündüğümüz yanını da söyleyelim.

Hayatın, ülkenin, toplumun ihtiyaçları arasında; "teknik" ve "ekonomik" alanların dışında "sosyal, kültürel, sanatsal" ve benzeri alanlar da var. Her meslek, meşguliyet yahut iş kolu; "sanat" yahut "meslek" erbabı emektarlar ile "usta", hatta "üstat" olabilecek öncüler bekliyorlar.

O halde kamu, özel sektör, sivil toplum, üniversite iş birliği içinde; geleneksel sanatlar, görsel sanatlar, işitsel sanatlar, edebi sanatlar, gösteri sanatları, tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, felsefe, mantık ve benzeri alanlarda da "tematik liseler" açılmalı. Mevcut meslek liseleri ile birlikte, tüm orta öğretim kurumları; "her okulun bir alanı ve amacı" ve "her öğrencinin bir mesleği ve sanatı" olacak şekilde kurgulanmalı.

Bunların bir kısmı "yerel ve bölgesel", bir kısmı "ulusal ve uluslararası" okul olabilir. Başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere; yurt dışından da öğrenci alabilir.

Anlayış ve işleyiş olarak; "kendi okulunu kendin kur ve yönet" ilkesine göre hareket edilmeli. Paydaş kişilere ve kurumlara hem "yetki" verilmeli, hem de "sorumluluk" yüklenmeli.

Bu yapılabilirse; okullar ve kurslar "üniversiteye hazırlama" amacının ötesine geçip, "mesleğe ve hayata hazırlama" rolünü üstlenmiş olurlar. Gençler, kendi tercih ettikleri alanlarda iş; sektörler, nitelikli eleman bulurlar.

Ayrıca; "araç, gereç, mal, mamul" ile birlikte "fikir, sanat, proje" de üretmiş oluruz. Gücümüzü ve imkânımızı en verimli şekilde kullanıp; "topyekûn kalkınma" hedefine ulaşmanın yolunu, yordamını buluruz.

Öğretmenler, idareciler; ona göre yetiştirilir. Okulların sosyal, kültürel, fiziki altyapıları; bu amaca uygun olacak şekilde oluşturulur, geliştirilir.

Öğrenciler; özel ilgi ve yetenek alanlarına göre tasnif edilirler. Bilinçli tercihler yapılarak ve yaptırılarak; "mutlu ve başarılı" olabilecekleri alanlara, bölümlere, mesleklere, meşguliyetlere yönlendirilirler.

Boğuşmak zorunda olduğumuz "sorunlar" azalır, "çözümler" artar. Türkiye genelindeki "katma değer üretimi"; en yüksek seviyeye çıkar.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN