Arama

Yusuf Özkır
Nisan 24, 2019
Kılıçdaroğlu yanıltılıyor mu?

Vatan savunması için PKK'lı teröristlerle girdiği çatışmada sözleşmeli piyade er Yener Kırıkcı geçen hafta Hakkâri'de şehit düşmüştü. Aynı çatışmada şehit düşen dört askerden biriydi. Bu ülke için Şehitler kervanına katıldılar. Hakları ödenmez. Allah rahmet etsin. Şehit Kırıkçı'nın cenaze töreni 19 Nisan'da Ankara'nın Çubuk ilçesine bağlı Akkuzu köyünde yapıldı.

Törene katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na vatandaşların tepki göstermesi, bazı vatandaşların saldırıda bulunması ve ortaya çıkan kötü görüntüler günlerdir tartışılıyor. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti yetkilileri, MHP ve diğer siyasiler olayı kınayan ve kabul edilemez olduğunu belirten açıklamalar yaptı.

Fiili saldırının kimseye yapılması kabul edilemez. Fakat hem şehit cenazesinde olması hem de Ana muhalefet liderine yapılmış olmasına ayrıca tepki gösterildi. Devletin ilgili kurumları saldırının arka planında bir organizasyonun olup olmadığını ivedilikle araştırıyor. Çünkü böyle bir ihtimalin olması sadece CHP açısından değil Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü açısından ortaya çıkartılması gereken bir meseledir. Eğer saldırının arkasında karanlık bir el olduğu halde ortaya çıkartılamaz ise bu karanlık elin önümüzdeki süreçte yapabileceği farklı provokasyonlar da engellenememiş olur. Bu yüzden hassasiyetle üzerine gidiliyor olayın.

Öte yandan saldırı esnasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MHP'li Belediye Başkanı Mevlüt Karakaya olay anında Kılıçdaroğlu'nun zarar görmemesi için olağanüstü çaba sarf ediyor. Saldırının büyümesini engelleyerek Kılıçdaroğlu'nu alandan çıkartıyorlar. Hem de Kılıçdaroğlu'nun etrafında neredeyse hiçbir CHP'li yokken bunu yapıyorlar. Fakat sonrasında CHP'ye yakın gazeteciler ve sosyal medya kullanıcısı CHP'liler koro halinde Hulusi Akar'ı linçe tabi tutuyor. Yaptığı fedakârlık yerine öfkeli kalabalığı dağıtmak için kullandığı iki-üç kelime üzerinden nefret dilini tetikliyorlar. Bu saldırıları görmesine rağmen CHP genel başkanının Akar lehine tek bir açıklama yapmaması da enteresan gerçekten.

CHP NEYİN PEŞİNDE?

Fakat tüm bu yapılanlara rağmen CHP kanadında bir kesimin şiddeti eleştiren ve kınayan açıklamalara pek kulak asmadığı görülüyor. Farklı bir ajandayı takip ediyorlar gibi. Akkuzu köyü sakinlerini terörist ilan etme çabasındalar. Daha da ileri gidip buradan hareketle muhafazakâr ve milliyetçi kesimleri töhmet altında bırakma gayretiyle provokatif davranışlar sergiliyorlar. Madımak benzetmesi yapan ve sosyal tabanı aşağılayan paylaşımlar yapıyorlar. Yani bu olaydan hareketle ortamı gergin tutma çabasında ısrarcılar.

Bu yüzden sürekli aksi belirtilse de aynı iddiaları ısrarla Kılıçdaroğlu'na tekrar ettiriyorlar. Bunları üç başlıkta toparlamak mümkündür.

Birincisi CHP genel başkanı her konuşmasında Şehit cenazesine gitmeden önce Şehit yakınları ve muhtar bilgilendirildi diyor. Buna rağmen önlem alınmadı diyor.

Köyün muhtarı ve Şehit yakınları ise birkaç kez açıklama yaparak kesinlikle bu yönde bir bilgilendirme olmadığını, Kılıçdaroğlu'nun geleceğini bilmediklerini söylüyor. Geldiği için de üzgün olduklarını vurguluyor.

İkincisi Kemal Kılıçdaroğlu Çubuk Kaymakamı'na bilgi verildiğini, haberi olduğunu bu yüzden kaymakamın meydanda kendisini karşıladığını söylüyor. Çubuk Kaymakamlığı ise böyle bir bilgilendirme olmadığını, Milli Savunma Bakanı'nı karşılamak için meydanda bulunduğu sırada Ana Muhalefet liderinin geldiğini görünce doğal olarak karşıladığını belirtiyor.

Üçüncüsü olayın yaşandığı andan itibaren CHP genel başkanı ve CHP'liler saldırganların ve olaya karışanların köyden olmadığını, şehit yakınlarıyla ilgisi bulunmadığını örgütlü bir şekilde dışardan geldiklerini, ortada organize bir terörist saldırı olduğunu iddia ediyor. Fakat İçişleri Bakanlığı yapılan soruşturmalar sonucunda olaya karışanların köyde yaşayan insanlar olduğunu ve bazılarının da şehit yakını olduğunu açıkladı. Köyün muhtarı da benzer açıklamalarda bulundu. Şehit acısı yaşayan köy ahalisinin "terörist" olarak nitelenmesi ise ayrıca irdelenmesi gereken sorunlu bir yaklaşımdır.

Dolayısıyla tüm siyasilerin olayı kınamasına ve tepki göstermesine rağmen CHP içendeki bazı kesimlerin nefret dilini tırmandırıcı söylemlerinde ısrarcı olması ciddi bir soru işareti barındırıyor?

Ayrıca aksi yöndeki bilgiler net olmasına rağmen bu üç konudaki ısrarın sürdürülmesi CHP içinde kimin işine yarıyor? Birileri neden ısrarla Kemal Kılıçdaroğlu'na aynı iddiaları tekrarlatıyor? Kılıçdaroğlu planlı bir şekilde yanıltılıyor mu?

Soruların cevabını verebilmek elbette kolay değil. Muhataplarının da işin gerçekler kısmıyla ilgilenmedikleri açık. Fakat ortada sanki üzüm yemeyi değil bağcıyı dövmeyi kafasına koymuş ve oradan siyasi rant devşirebilmeyi hedefleyen bir yaklaşım var. Bu yüzden sükunet ve suhulet peşinde koşmak yerine gerginliği tırmandırma çabasındalar.

Yusuf Özkır

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN