Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ağustos 8, 2017
Beynimizin Yüzde Kaçını Kullanıyoruz?

İnsan beyni kâinatın en karmaşık ve mükemmel yapısıdır. Sayısız faaliyeti yerine getirir; en zor problemleri çözer, isteklerde bulunur. Bütün bunlar duyguların, davranışların, tecrübelerin, hafızanın ve farkındalığın bileşiminin bir sonucudur.

Son günlerde bir bilim kurgu filminden yola çıkılarak insan beyninin yüzde 10'unu kullandığı iddia edilerek onun yerine daha fazlası kullanılırsa ultra süper varlıklar haline geleceğimiz ileri sürülüyor.

Hâlbuki beynimizin yüzde 10'unu kullanma efsanesi tamamen yanlıştır. Konuyu inceleyen beyin uzmanlarına göre; bu iddia sadece yanlış değil aynı zamanda komiktir de.

Bu efsanenin bu kadar yaygın ve uzun ömürlü olmasının sebebi, Baltimore'daki Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nden nörolog Barry Gordon'a göre insanların kendi beyinleriyle ilgili algılarıdır: İnsanlar kendi yetersizliklerinin kaynağının kullanmadıkları gri maddede olduğuna inanıyor. Bu yanlış bir varsayımdır. Yine de doğru olan tek şey insanların hayatlarının belirli anlarında –meselâ dinlenme sırasında- beyinlerinin yalnızca beyinlerinin tümünü değil de daha az bir kısmını kullanmalarıdır.

"Açıkça görülüyor ki beynimizin her bir noktasını kullanıyoruz ve beynimizin büyük bir kısmı her zaman faal durumdadır" diye konuşan Gordon, "Başka bir açıdan, beyin vücut ağırlığımızın % 2'sini temsil ediyor ama vücut enerjimizin % 20'sini kullanıyor" diye ekliyor.

Ortalama insan beyninin ağırlığı 1.350 gramdır; en büyük bölümü serebrum dediğimiz parçadır. Serebrum yüksek bilişsel fonksiyonları yerine getirir. Beyincik denen serebellum; koordinasyon, hareket ve dengeden sorumludur. Beyin sapı ise istemsiz fonksiyonlar ve soluk almadan sorumludur. Beynin tükettiği enerjinin büyük bir kısmı birbiriyle haberleşen milyonlarca nöronun hızlı ateşlemesi sırasında harcanır. Bilim insanları beynin üst fonksiyonlarının tümünün bu nöral (nöronların devreye girmesiyle) ateşleme ve bağlanma sayesinde gerçekleştiğini ifade ediyorlar. Geriye kalan enerji diğer faaliyetleri kontrol etmekte kullanılır. Bunlar kalp atımı gibi bilinçdışı faaliyetlere ve otomobil kullanmak gibi bilinçli olanlara gider.

Beynimizin tamamını kullandığımızın bir ispatı da beyin hasarı sebebiyle beyin dokusunun çok azının bile kaybında bile ciddi olumsuz sonuçlar ortaya çıkmasıdır. Beynin sadece küçük bir kısmını kullanıyor olsaydık pek çok beyin hasarını problemsiz atlatmamız mümkün olurdu.

Ayrıca sadece nefes alma ve iç organlar için çalışan beyin kısımları bile beynin % 10'luk kısmından fazlasının faaliyet göstermesine tekabül etmektedir.

Bir başka husus da beyin bir bütün olarak çalışmaz. Beyin, hepsi birlikte çalışan farklı işlevlere sahip farklı bölgelerden oluşmaktadır. Belirli bir işleve ayrılmış bir beyin bölgesi yoktur. Beyin kurgulanmış bir program gibi işlem yapan, sonuç üreten bir yapı olmamakla beraber, bütüncül bir şekilde varsayılandan daha karmaşık özelliklere sahiptir.

Kısacası beynimizin hacim olarak daha fazlasını devreye sokup performansını artırmamız mümkün değildir. Çünkü zaten tamamı sürekli çalışmaktadır. Yani bir kimsenin beyninde çalışmayan bölüm yoktur. En tembel olanlarımızın bile beyni aslında çok iyi çalışmaktadır.

Tabi önemli olan beynimizin ne kadar üretken olabildiği ve gösterebileceği en büyük performansını en ideal şekilde nasıl kullanabildiğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN