Hıristiyan Kardeşler!

Müslüman Kardeşler ayarında Hıristiyan Kardeşler diye bir oluşum veya teşekkül var mıdır? Bildiğim kadarıyla yok. Peki, öyleyse niye gündeme getiriyoruz ya da neden böyle bir konuyu ihtiyar ettik! Zira haklı sebepleri var. Konu sakar rejimler ve zihniyetleri nedeniyle gündeme gelmiştir. Elbette böyle bir teşekkül veya teşkilat ve oluşumdan bahsedemeyiz. Adeta bu isimlendirme Müslüman Kardeşler'in redifi gibidir. Kimi Hıristiyan unsurlar vaktiyle Nasır veya Mısır rejimi tarafından Müslüman Kardeşler ile karıştırılıyor. Müslüman Kardeşler ateşinde kimi Hıristiyanlar da dağlanıyor.

Mısırlı ünlü muhalif gazetecilerden Selim Azuz bir yazısında Nebile Asyuti'nin hikayesine değiniyor. El Ahbar gazetesinin sahibi Mustafa Emin 1952 sonrasında Nasır rejiminin hışmına uğrar. Gazetesini ve varlığını kaybeder. Nasır rejiminin mantığını ele vermek için sürekli olarak ya da ikide bir Nebile Asyuti olayına atıfta bulunur ve gönderme yapar. Hikayesini günceller. Zira Nebile Asyuti bir modeldir. Aslında o Kıpti Hıristiyandır. Ama rejim tarafından Müslüman Kardeşler'e mensup olmakla suçlanıyor. Efsanevi gazeteci Mustafa Emin bilahare Enver Sedat döneminde yakaladığı nispi hürriyet ortamında Fikre/Düşünce sütununda bu meseleyi gündeme taşımaktadır. Esasen Mustafa Emin, kardeşi (Ali Emin) lle birlikte devr-i sabıkın ya da kraliyet döneminin Muhammed Haseneyn Heykeli'dir. Kraliyet döneminde basın-yayın ve kişisel hürriyetler daha fazladır. Hatta General Necip Kral Faruk'tan gıyabında özür dileyerek ülkeyi mahvettiklerini söylemiştir. Bizde de aynı süreçlerden geçilmiştir. Sultan Abdulhamid'in iktidarı döneminde ona muhalefet edenlerden biri olan filozof Rıza Tevfik (Bölükbaşı) yıllar sonra bir şiir yazarak onun ruhundan istimdat dilemiştir. Matlaı şöyledir: "Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?/ Feryâdım varır mı bârigâhına?/ Ölüm uykusundan bir lâhza uyan/ Şu nankör milletin bak günâhına." Faruk'tan özür dileyenler de esasında Hür Subaylar kılığında Mısırlı veya Arap İttihatçılardan başkası değildir. Padişahlıktan yaka silkenler daha sonraki koyu istibdadı görünce 'asıl istibdat atide imiş' diye yaka silkmişler ve nedamet göstermişlerdir. İstibdat üç devrede giderek koyulaşmıştır.

Hür Subaylar döneminde Mustafa ve Ali Emin kardeşlerin yerine Muhammed Haseneyn Heykel geçmiş ve Ahbar gazetesinin yerini de 'yarı resmi' el Ahram gazetesi almıştır.

İşin tuhaf tarafı Nebile Asyuti'nin hem bir Hıristiyan hem de onun ötesinde uçaklarda yolculara hizmet veren bir hostes olmasıdır. Buna rağmen İhvan'a üye olmak suçlamasıyla bir ara hapse atılmıştır. Lakin daha sonra araya girenler ve Nasır'a iltimas çekenler sayesinde yakasını bu töhmetten kurtarabilmiştir. Onun İhvan değil Hıristiyan olduğu geç de olsa anlaşılmış ve bu dost teşebbüsler sayesinde yakasını kurtarabilmiştir.

Mısır'da hala Nasır rejiminin kalıntıları varlığını koruyor. Şimdi de Hani Subhi adındaki bir Hıristiyan yine bir terör örgütüne mensup olmakla suçlanmaktadır. Kıptiler veya Mısırlı Hıristiyanlar arasında terör örgütüyle anılan ve suçlanan bir kesim olmadığına göre Hani Subhi zımni olarak bir Müslüman örgüte mensup sayılmaktadır. Bu örgüt hangi örgüt olabilir? Silahlı faaliyeti tespit edilmediğine göre bu örgütün de büyük ihtimalle Müslüman Kardeşler olması gerekir. Zira Mısır, Suudi Arabistan, BAE gibi ülkeler koro halinde İhvan'ı terör örgütü olarak tanımlıyor.

Peki, Hani Subhi niye bir terör örgütüne mensup olmakla suçlanıyor, bunun arka planı nedir? Yandaşları Abdulfettah Sisi'nin Belçika'da karşılanması için altından bir heykelcik yaparlar. Bu hazırlıklar karşısında Hani Subhi hicivde bulunur. Hani Subhi'nin kabahati bu altından heykelcikle alay etmesidir. Güvenlik güçleri derhal derdest eder, terörist bir örgüte üye olma suçlamasıyla onu demir parmaklıklar arakasına atarlar.

Evet, Müslüman Kardeşler'in paralelinde seyreden Hıristiyan Kardeşler diye bir örgüt bulunmuyor. Lakin fiiliyatta müteakip Mısır rejimlerinin uygulaması adeta bunu akla getiriyor. Hangi yöntemle olursa olsun önemli olan rejim muhaliflerini suçlamak. Gerisi teferruat.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları