Umudun son sınırlarına dokunan değişim
İnsanlar musab oldukları, maruz kaldıkları felaketler zinciri karşısında bazen pes ediyor bazen de umut kırıntılarıyla tutunmaya çalışıyorlar. Hayattan bezdikleri bir gerçek. Bütün dünya yorgunluk ve umutsuzluk hali yaşıyor. Her gün satır aralarında yorgunluk görüyorum. Nitekim Muhammed Muhtar Şankiti'nin umut dolu bir tweetinden sonra el Mükemmilin Kanalından Muhammed Nasır ile konuyu ele aldıkları programın ardından yorumlar bölümünde birisi şöyle içini dökmüş: "Sudanlı bir kardeşiniz olarak yazıyorum: Ülkemi kaybettikten sonra hayattan umudumu kestim. Hayata tutunmakta zorlanıyorum. Ben ve ailem evsiz barksız vaziyette kaldık ve barınaksız yaşıyoruz. Ciddi olarak intiharı düşündüm ancak şu kişinin söyledikleri beni hayata bağladı ve fikrimden vazgeçirdi…"
Bu adam dediği Muhammed Muhtar Şankiti'den başkası değil. Katar'da mukim Moritanya asıllı ahlak felsefesi hocası. Yine yorumlar köşesinde bir başka takipçi şunları kaleme almış: "7 Ekim yani Aksa Tufanı günü ya da ondan bir gün evvel rüyamda şöyle gördüm: Filistinliler hacca gitmek istiyorlar. Ancak sanki Resulallah konuşuyor ya da ben Hazreti Peygamberin Hudeybiye müsalahasındaki sözünü hatırlamış olmalıyım. Müşrikler müminlerin o yıl haccetmesini engelleyince Hazreti Peygamber teselli babından ve gerçekten de onlara şöyle hitap etmişti: "Geldiğiniz yere dönün. İnşaallah gelecek yıl haccedeceksiniz…" Muhammed Muhtar eş Şankiti'nin müjdeli paylaşımına gelecek olursak, şunları yazıyor: -Özel sebeplerden dolayı metnin muhtevasını şimdi açmayacağım- "İnanıyorum ki Mısır'dan büyük bir fetih geliyor. Bu fethin zamanı yaklaştı ve gölgesi düştü. Bu fethi mübin ya da açık fetih başka bir devlette (Mısır değil) sürpriz ve ani bir değişimle birlikte gelecek, zuhur edecektir. Bütün mikyaslarda ve denklemlerde bir değişim olacaktır. Arap alemini ve İslam dünyasını saracak ve etkileyecektir. Mısır'ın hürriyetperverleri ümit var olun; zaferin fecri, parlaklığı yaklaştı, yaranın kabuk bağlayacağı aydınlık vakit gelip çattı…"
Burada biri açık birisi gizli iki devletten bahsediliyor. Adı verilmeyen devletteki değişme ve gelişmenin Mısır hürriyetperverlerini de etkileyeceği ifade edilmektedir. Şankiti bu bilgiyi veya sezgiyi nereden elde etmiş olabilir? Nitekim sunucu Muhammed Nasır da bunu da soruyor: "Tweetinizdeki tahminleriniz bilgiye mi yoksa yorum ve tahmine mi dayanıyor?" Paylaştığı tahmin veya beklentilerin hem bilgi hem de yoruma ve tahlile dayandığını söylüyor. Lakin adını vermediği ve değişiminin bütün bölgeyi ve dünyayı kasıp kavuracağı, sarıp sarmalayacağı, etkileyeceği ülke ile ilgili ser verip sır vermiyor! Tamamen saklı tutuyor. Detaylara hiç girmiyor. Konu üzerine yorum yapan takipçiler ise bu ülkelerin Mısır veya Suudi Arabistan olabileceği üzerinde duruyorlar. Şankiti bu değişimin bir yıl içinde veya biraz geçe olabileceğini söylüyor.
Dikkat çeken husus, bu ülkenin bölgesel etkileri olan ve onu da aşan bir ülke olmasıdır. Sonuç itibarıyla Mısır bölgesel çapta bir ülkedir. Ona küresel bir etki atfedilemez. Suudi Arabistan da öyle. Bazıları Cezayir'i de bu ülkeler kümesine katıyorlar. Bununla birlikte bölgenin merkezine uzaklığı onu biraz devre dışı bırakıyor. Jeopolitik etkisini sınırlandırıyor!
Zannediyorum ki, ben bu konuyu 'Büyük Doğu'nun Çocuğu' adlı yazımda enine boyuna işlemiştim (https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2020/04/03/buyuk-dogunun-cocugu) Yazının muhtevası Katolik asıllı Amerikalı kahine Jeane L. Dixon'a dayanıyor. Teemmülat ile rüya arasında Büyük Doğu'nun çocuğunu görüyor. Onu sonra anlatıyor. Dünya çapında bir etki meydana getireceğini ifade ediyor. Muhammed Haseneyn Heykel gibiler bu kehanetin peşine düşüyorlar burada murat edilen şahsiyetin Nasır olup olmadığını merak ediyor. Görüşme oluyor ama kahine kadın Büyük Doğu'nun çocuğunun Nasır sonrası dünyanın aktörleri arasında yer alacağını söylüyor. Heykel elleri boş dönüyor. Muhammed Muhtar eş-Şankiti'nin satırları arasında aransa belki o kehanetin izleri bulunabilir. Doğrusunu Allah bilir.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.