Arama

Mustafa Özcan
Ağustos 5, 2019
Sisi’den Sibsi’ye

Azzam Temimi ile birlikte anılan Hivar Kanalı'nda bir programa katıldım, program öncesinde diğer bir konukla televizyon idaresinde çalışan bir arkadaş arasında hummalı bir tartışmaya tanık oldum. Merakımı celp etti ve tartışmanın mahiyetini anlamaya çalıştım. Meğerse Türkiye'de ikamet eden Müslüman Kardeşlere mensup olan ünlü davetçi ve tele vaiz Vecdi Guneym ile Tunus Nahda Hareketi liderlerinden ve Meclis Başkan Yardımcısı Abdulfettah Moro'nun atışmaları üzerine fikir teati ediyorlar daha doğrusu tartışıyorlardı. Konuya biraz vakıftım. Tartışmacılardan Tunuslu arkadaş Vecdi Guneym'in sözlerine çok alınmış, içerlemişti ve bir türlü hazmedemiyordu. Vecdi Guneym, Moro ve Gannuşi için ağzına geleni söylüyordu. Genellikle de kaba isnatlardı. Gölge oyunu Hacivat ile Karagöz'e gönderme yapıyor ve Abdulfettah Moro için 'karagöz' tabirini kullanıyor. Bazen de 'silindir şapka' mealinde 'tartur' ifadesini yeğliyordu. Vecdi Guneym'in muzip bir kişiliği vardı. İğnelemekten hoşlanıyor, zevk alıyordu. Üslubu da doğrusu sevecen ve etkili. 2012 yılında Tunus'u ziyaret etmiş ve bu ziyaret nedeniyle ülke çalkalanmıştı. Yer yerinden oynamış ve kendisini kaldığı otelden atmaya kalkışmışlardı. Laik kesimler kadınlara sünneti telkin etmeye geldiğini söylüyorlardı. Bilindiği gibi kadınlara sünnet meselesi Arap dünyasında ve Afrika'da sonu gelmeyen tartışmalara neden olmakta ve ciddi oranda bir muhalifi bulunmaktaydı. Vecdi Guneym bunun yakıştırma olduğunu kendisinin Tunus'a aile bağlarını güçlendirmek üzere konuşma ve seri konferanslar vermeye geldiğini söylüyordu. Ancak ziyaretiyle kaldırdığı toz dumandan da gizli bir zevk aldığı anlaşılıyor.

Guneym sözünü sakınmayan birisi. Sisi'nin ve Sibsi'nin kafir ve zındık olduğunu söylüyor. Hatta bu alanda kendisine karşı çıkan İsam Telime gibilerini de paylamaktan geri kalmıyordu. Karadavi''nin eski büro şefi olan İsal Telime'yi yumuşak anlamında 'mürcii' olarak yaftalamaktan da geri kalmıyor ve iğnelemekten kaçınmıyordu. Cemaat kardeşliği bağı olmasına rağmen Vecdi Guneym İsam Telime'yi yerden yere vurmakta bir beis görmüyordu. Ne de olsa eski topraktandı. İsam Telime tekfir konusunda daha ihtiyatlı hareket ediyor. Vecdi Guneym kadar keskin değil. Sisi'nin tekfir edilmesinde de ağırdan alıyor. Söz gelimi doğru İslami söylem ile muhatap olmadıkları için Batılılara 'kafir' demekten kaçınıyordu. Sisi Müslüman Kardeşler ve diğer gruplara zulüm etse de yine de ona kafir demekten imtina ediyordu. İsam Telime iç kusurları Vecdi Guneym ise dış kusurları sorgulamakta öne geçiyorlardı. Bu ifadeyi şöyle açabiliriz: Yaşanılan çalkantı ve sıkıntılarla ilgili İsam Telime iç sorunları ve kusurları öne çıkarırken Vecdi Guneym gibiler aksine Sisi ve benzerlerini topa tutuyorlar. 'İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır' deyimini akla getiren bir çekişme.

İç performansı sorgulamada ifrat ve tefritler olduğu gibi aynı zamanda dış faktörleri değerlendirmelerde de abartılar eksik olmuyor.

Sibsi değerlendirmesinde olduğu gibi Sisi değerlendirmesi de ehli İslam arasında niza ve çekişmelere neden oluyor. Söz gelimi, Nur Partisi liderlerinden mühendis Salah Abdulmabud şöyle bir ifade kullanıyor: İslami projeyi batırsa, sekteye uğratsa bile Sisi'den vazgeçmeyiz. Salah Abdulmabud daha önce de Mürsi'yi desteklemenin beyhude, abes olduğunu ve geri dönmesi ihtimalinin hayal ve rüyadan ibaret olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine Muhammed Abdulmaksud adlı alim bunun dinde mazereti olan bir cehalet olmadığını, zorunlu olarak bilinmesi gereken hallerden olduğunu dolayısıyla bunu söyleyenin imanından şüphe edileceğini ifade etmiştir.

Sibsi de cumhurbaşkanlığı döneminde Kur'an ve Sünnete hürmeti kıran ifadeler kullanmıştır. Bunlardan birisi şudur: Beni anayasa bağlar, Kur'an bağlamaz.

Yine konuşma ve eylemlerinde miras hukukunda kadın ve erkeğin eşit olduğunu söylemiş ve Kur'an naslarının hilafına Müslüman bir kadının gayri Müslim ile evlenebileceğini öngörmüştür. Vecdi Guneym'in eleştirileri bu çerçevede olmuştur. Bu söz ve tutumlarıyla Sibsi'nin inkara saptığını söylemesi üzerine Abdulfettah Moro, Guneym hakkında ağır sözler sarf etmiştir. Guneym'in tarihin kazurat ve pisliklerinden birisi olduğunu söylemiş ve ismi anıldığında abdest tazelemek gerektiğini ifade etmiştir. Keza insan olmadığını, iğrenç (mukrif), necis biri olduğunu söylemiştir. Moro bununla da kalmamış aynı zamanda hariciye vasıtasıyla Guneym'in Türkiye'den atılmasını isteyeceklerini belirtmiştir. Konu 2012 tarihinde de gündemle gelmiş ve hariciyeye çağrılan Türkiye büyükelçisi tepkileri anlayabildiğini söylemiştir.

Moro'nun 2019 versiyonu bu yeni talebi üzerine Guneym: Üzerinde gıyabi üç idam cezası olduğunu hatırlatmış ve Sibsi yüzünden Sisi'ye teslim edilmesi halinde idam edileceğini söylemiştir. Bir hadisten yola çıkarak Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarından birisinin onu başkalarına teslim etmemek olduğunu kaydetmiştir. Guneym kendisinin insan olmadığı söylemine karşı kendisinin ne olduğunu merak ettiğini hayvan ve nebat sınıfına girmediğine göre ortada kaldığını söyleyerek espri yapmıştır. Guneym, Moro'dan neden Sibsi'yi savunduğunu sormuştur. Vecdi Guneym kontra konuşma kaydında Moro hakkında ağzına geleni söylemiştir. Kazurat iddiasına karşı Moro'nun çirkinlik (bezaat) ve sefaletinden söz etmiştir. Cevabi kaydında Vecdi Guneym, Gannuşi ve Moro'nun İslami referansı bıraktıklarını ve ideolojik bir hareketten çoğulcu ve demokratik bir harekete geçtiklerini hatırlatmıştır. Vecdi Guneym kendini alamayarak Moro'nun müherric yani soytarı olduğunu söylemiş ve tek başına Sibsi'nin cenaze arabası arkasında gidişini sorgulamıştır.

Moro Cidde'de sürgünde yaşayan devrik lider Zeynelabidin Bin Ali'nin de son demlerini, ülkesine dönerek burada geçirme hakkı olduğunu savunmuştur. Bunun üzerine Vecdi Guneym, 'Allah seni Bin Ali ve Sibsi ile birlikte haşretsin' diye beddua etmiştir. Gerçekten de Burgiba'nın artıklarından Sibsi ile aynı kazanda kaynayan ve kaynaşan Nahda hareketi liderleri neden Burgiba ile sürtüşmüştür? Toyluğuna ve acemiliğine mi denk gelmiştir? Burgiba'nın söylediklerini kabul etselerdi mesele kalmazdı.

Birçok konuşması sorunlu olmakla birlikte Mısırlı Ayat Urabi de Gannuşi ve Moro'nın dini konuları ve hükümleri cıvıttıklarını, sulandırdıklarını söylemiştir.

Suriyeli Müslüman Kardeşler ileri gelenlerinden Züheyr Salim de bu kavgada Tunusluları anlayamadığını ve İslam yerine Sibsi'nin sözlerini referans aldıklarını söylemiştir.

Daha bu mesele ortaya atılmadan Tunuslu müfessir Tahir Bin Aşur vaktiyle , 'referansımız Kur'an değil anayasa' diyenlere, ' kabirlerinde Kur'an değil, anayasa okuyun' demiştir…

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN