Yine dua, yine dua…
2024 yılının ilk günündeyiz…
Her yeni sabaha uyanırken Rabbine hamd ederek uyanan, duasında "ölümü andıran uykudan sonra yeniden hayat bahşeden Allah'a şükreden" bir Peygamberin ümmetiyiz…
Biz de hepimizi yeni bir güne uyandıran, yeni bir aya kavuşturan Allah Teâlâ'ya hamd ve şükürler ediyoruz. Yine bizlere, Allah'a nasıl dua edeceğimizi, dualarımızda neler söyleyeceğimizi öğreten Sevgili Peygamberimize (sav) salât ve selamlar gönderiyoruz…
2024 yılının ilk günü; 01 Ocak 2024 Pazartesi günü, son derece manidar birkaç saate sahne oldu…
İstanbul Galata Köprüsü ve civarı, "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" maksadıyla düzenlenen toplantıda mahşeri bir kalabalığın bir araya geldiği mekân oldu bugün…
308 Sivil Toplum Kuruluşu'nun birlikte organize ettiği ve 250.000 kişinin iştirak ettiği bu buluşma, sabah namazından itibaren müminleri cem' eden muhtelif camilerimizin içinde ve avlularında bir araya gelerek başladı.
Devlet erkânının, sivil toplum kuruluşlarının yetkililerinin, İstanbul ve dışından gelen vatandaşların katıldığı; öğlen saatlerine kadar süren bu anlamlı buluşmada, konuşmalar yapıldı ve dualar edildi. Kim bilir, yürümekte zorlanan beli bükük bir yaşlı amcamızın veya teyzemizin mi, sorumluluk sahibi bir fidan boylu gencimizin mi, yoksa onu yetiştiren bir annenin, bir babanın mı; ya da elindeki bayrağı nazlı nazlı sallayan bir masum yavrumuzun mu "âmin" nidası, göklerin kapısından geçip Huzûr-u İlâhi'ye erişecek ve makbul bir duaya dönüşecek? Kim bilir?
Ama bilinen bir gerçek var: 12 vatan evladı Mehmed'imizin şehadetine sebep olan hain saldırıyı da bunu gerçekleştiren zalimleri de unutmadı bu aziz millet… Yine üç aya yakın bir zamandır, Gazze'de ve tüm Filistin topraklarında bebek, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek demeden vahşi bir soykırımı da unutmadı, bu zulümlerin faillerini de unutmadı…
Saatlerce, Arafat Vakfesi'ni andıran duruşuyla mazlumun yanında, zalimlere karşı olduğunu gösteren, yaşananların farkında olduğunu haliyle ve kaliyle bildiren sorumluluk sahibi bu insanlar, yeni bir yılın ilk gününün sabahında, geceyi heder edenlerden değil, gecesini de gününü de ihya eden, sorumluluk bilincine sahip ruhların ve zinde bedenlerin sahipleriydiler… Ne mutlu!.. Maşâallah, bârekallah… Allah Teâlâ, bu amelleri makbul, yapılan bu dua ve niyazları müstecâb eylesin…
Yine dua, yine dua…
Bu muhteşem tablonun oluşmasında belki de kabul olunmuş duaların rolü vardır. Zira gönlünde "müminin derdiyle dertlenmek şuuru" olmadan bu tür faaliyetlere katılmayı düşünmek bile nasip olmuyor… Bu şuur ise ancak Hak Teâlâ ile kurulan irtibatın, dua ve niyazın sahibine lütfediliyor. O sebeple, mümin duasız olmamalı, duasız kalmamalı… Kabul edilecek dualar için de Peygamberimizin tavsiyelerine kulak vermeli…
Bundan önceki yazımızda ele aldığımız, nasıl dua edelim ki, dualarımız makbul olsun? konusuna devam etmek istiyoruz. İki madde zikretmiştik, hatırlarsanız… Kaldığımız yerden, üçüncü madde başlığıyla devam edelim, izninizle…
3. Zor zamanlarda duasının kabul edilmesi için rahatlık zamanında duasını çoğaltmak
İnsanoğlunun fıtratında, zor ve sıkıntılı zamanlarında Yüce Yaradan'a sığınmak ve O'na dua etmek özelliği vardır. Aynı insan, rahatlığa kavuşup bolluğa erişinde duayı da dua edeceği Yüce Kudret Sahibi'ni de unutur gider. Bu menfaatperest varlık, ne zaman ki, olgun bir insan ve kıymetli bir kişi olmaya başlarsa, işte o vakit, sadece sıkıntıya düştüğünde değil, her zaman ve zeminde Allah'ı hatırlayan ve O'nu asla unutmayan, adını çeşitli tesbihat ile zikreden biri olur… İşte bir hadis-i şerifinde, ümmetini bu hususta bilgilendiren, teşvikte bulunan Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Kim zor zamanlarında dua edip de duasının hemen kabul edildiğini görmenin mutluluğunu yaşamak isterse, rahatlık zamanında Allah'a duasını çoğaltsın." Yani zor zamanında dua etmek zorunda kalan kişi, rahatlık, bolluk ve ferahlık zamanında da çokça dua eden biri olsun… Bu güzel hasleti, ona zor zamanlarında ettiği duaların hemen kabul edileceğini görme bahtiyarlığını kazandıracaktır…
Bugün dünyanın bazı ülkelerinde, geceyi türlü türlü ve adına "kutlama" dedikleri rezaletlerle geçirip sabahın ilk ışıklarıyla derin uykulara gömülen insanlar var… Öbür tarafta, Doğu Türkistan, Myanmar-Arakan, Sudan, Yemen ve Suriye'de çeşitli baskılar, zulümler altında hayatları zehir edilen müslüman kitleler… Bir de Filistin topraklarında evleri enkaza dönen, bir dilim ekmeğe, bir tas çorbaya hasret; ilaç ve tedaviye muhtaç olan nice çocuklar, kadınlar, yaşlılar… İslam Peygamberi (sav) asırlar öncesinden ümmetine bir tebliğde bulunuyor, bu hadisiyle… Hayatında karşına çıkacak böylesi zor zamanlarda dualarının makbul olmasını istiyorsan güvenli, rahat ve bolluk zamanlarında Allah'a çokça dua eden biri ol, çünkü dua, bu mazlum kardeşlerinin başına gelenlerden kurtulmalarına da senin muhatap olma ihtimalin bulunan musibet ve âfetlerden korunmana da fayda verir, bunu unutma!
Yüce Rabbimizden, aziz şehitlerimizi, yeryüzünün çeşitli bölgelerindeki mazlum müslüman kardeşlerimizi ve soykırıma uğrayan Gazze'li ve Filistinli her bir kardeşimizi yâd ederek başladığımız bugünümüzün; ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve dünyamız için hayırlar, bereketler, selametler ve mutluluklara kapılar açan bir milat kılması niyazıyla…
Mehmet Emin Ay
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.