Arama

İsmail Güleç
Temmuz 1, 2020
Açık ve Uzaktan Eğitim Üniversitesi

30 Haziran 2020 tarihli Resmi Gazete'de çıkan 2704 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla Ankara Üniversitesi'ne bağlı Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi kurulduğu haberini okuyunca uzun zamandan beri düşündüğüm bir konuyu paylaşmak istedim.

YÖK'ün sitesinde verdiği bilgilere göre 129'u devlet 76'si vakıf olmak üzere 205 üniversite bulunuyor. Muhtemelen eskisi kadar çok olmasa da tek tük yeni üniversiteler kurulacak. Ancak Türkiye'nin acil ihtiyacı olan bence diğerlerine benzeyen yeni bir üniversite kurmak yerine çok büyük rekabetin olduğu yükseköğretimde dünyayla da rekabet edebileceğimiz farklı türde bir üniversite kurmak: Açık ve Uzaktan Eğitim Üniversitesi.

Yaşadığımız salgından dolayı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 2020 Bahar Dönemi uzaktan eğitim ile tamamlanabildi. Önümüzdeki dönemin ne olacağı ise hâlâ belirsiz. Ancak bu bilinen uzaktan eğitim değil. Uzmanlarının "Emergency remote teaching" dedikleri, uzaktan eğitimin gereklerinin tam olarak yerine getirilemediği için "Zoraki Uzaktan Eğitim" adını verdikleri bir uygulama. Ne yazık ki bazılarımız bunu uzaktan eğitim sanıyoruz.

Kurulmasını istediğim Açık ve Uzaktan Eğitim Üniversitesi eğitim vermenin yanı sıra ülkemizdeki uzaktan eğitimi destekleyecek çalışmalar yapacak, araç-gereçler geliştirecek. Uzaktan eğitimde yüz yüze ortamlardaki gibi etkileşim olmadığından dolayı derslerin, müfredatların, üniversitelerin kurumsal yapısının, destek birimlerinin, ders materyalleri, öğretici ve öğrencilerin becerilerinin hatta lisans ve lisansüstü programların yapısının bile uzaktan eğitime uygun biçimde tasarlanması gerekiyor.

Özellikle uzaktan eğitim sisteminin kurgulanması, yapılanması ve yürütülmesinde hem araç-gereç-donanım hem program-yazılım hem de ders içerik geliştirme ve tasarlama konularında üniversitelerimizin önemli bir kısmının ciddi desteklere ihtiyaç duyulduğu görülüyor. Bu üniversite uzaktan eğitim konusunda zayıf olan üniversitelerin hem teknik hem de içerik olarak desteklenmesi, kendilerinin sağlıklı bir şekilde veremedikleri uzaktan eğitim konusunda hizmet verecektir.

Ayrıca üniversite öğretim üyeleri için "Yaşam Boyu Öğrenme" kapsamında sertifikalar ve lisansüstü programlar açarak eğitimcilere de eğitim verecek. Hatta bu sertifika öğretim üyesi olarak atanma kriteri bile olabilir. Böylece diğer üniversitelerdeki hocaların ve konuyla ilgili kişilerin yetkinlikleri artırılmış olur.

Yeni kurulacak üniversite diğer üniversitelere bu desteği vermesinin yanı sıra uzaktan eğitim-öğretim için standartlar de geliştirecek. Hatta diğer üniversitelerin uzaktan eğitim birimlerini akredite etme yetkisi bile düşünülebilir.

Dünyada durum nasıl?

Dünya bu konuda epey mesafe kat etti. İngiltere de Open University tamamen uzaktan eğitim ile gerçekleştiriyor tüm öğretimi. Dünyanın en iyi on üniversitesinden biri olan MIT derslerini MOOC (Kitlesel çevrimiçi açık dersler) kullanarak tüm öğrencilere açıyor. Yine dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Yale Üniversitesi Coursera platformundaki dersleri tamamlayanlara belli şartları da sağladıktan sonra diploma veriyor. Khan Akademi bunu orta öğretim için yapıyor. Basit bir tarama ile açık üniversitenin ne kadar yaygın olduğunu görürsünüz.

En büyük katkı öğrencilere

Ama asıl büyük katkı öğrenciler için olacaktır. Uzaktan Eğitim Üniversitesi ders havuzunda bulunan herhangi bir dersi diğer üniversitelerde okuyan öğrencilerin istedikleri dönemde alabilmelerine imkân sağlanması başarılı öğrencilerin önünü açacak, az öğrenci seçtiği için açılmayan veya sadece bir dönem açılan derslerden dolayı öğrenciler sene veya dönem kaybetmek veya beklemek zorunda kalmayacaklar.

Ayrıca öğrencilerin ilgi alanına girdiği halde bulunduğu okulda verilmediği için alamadığı dersleri de almak imkânı ne yapmak ve olmak istediğini bilen öğrenciler için büyük bir fırsat olacak.

Bir diğer katkısı yaz okuluna gitmek zorunda kalan öğrenciler için. Bazen bir veya iki ders için iki ay daha yurtta veya ailesinden uzakta kalan öğrenciler uzaktan eğitim üniversitesinden alacakları derslerle bu açıklarını da kapatabilecekler.

Uzaktan Eğitim Üniversitesi'nin öğrencilere sağladığı bir diğer avantaj fırsat eşitliği sağlaması olacak. Özellikle yeterli eğitim-öğretim almadığını düşünen öğrenciler, uzaktan verilen dersleri takip ederek eksik olduklarını düşündükleri alanlarda açıklarını kapatabilme imkanına da kavuşmuş olacak.

Diğer üniversite öğrencilerinin ders alabilmeleri hem öğrencilerin hem de üniversitelerin işlerini büyük ölçüde kolaylaştıracak. Üniversiteler enerjilerini ve imkanlarını kendileri için önemli olan alanlara yöneltirken öğrenciler zaman, dönem, mekân ve hocadan kaynaklanan kimi sıkıntılarını çözebilecekleri gibi eksik oldukları alanlarda kendilerini yetiştirebilecek ve geliştirecek imkân ve fırsatlara kavuşacaktır. Bence bu hepsinden daha önemli ve değerlidir.

Öğrencilerin bir başka üniversiteden ders alması öğrencinin gelişimi açısında çok önemli olduğu unutulmamalı. Farklı bir bakış açısı kazandıracak dersler belki de öğrencilerin kendi okullarında karşılaştıkları kimi sorunları aşmasına yardımcı olacaktır.

Ancak burada bizi bekleyen küçük bir tehlike var. Doğrudan diğer üniversite öğrencilerini bu üniversiteye yönlendirmenin üniversitelerin özerkliğine zarar verebilme ve öğrencilerin kendi üniversitelerinde kimi arzu edilmeyen durumlarla karşı karşıya kalma ihtimalleri. Bu da zamanla aşılacak bir şey.

Hiç sorun çıkmaz mı?

Bu soruya evet cevabını vermek zor. Tabii ki sorunlar çıkacaktır. Uzaktan eğitim üniversitesi öğrencilerinin yaşayacakları temel sorun sosyal ortamların bulunmaması. Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin sosyalleşecekleri ve etkilenecekleri yerleşim alanlarının sanal ortamlara taşınması mümkün olmakla birlikte yan yana olmanın verdiği birtakım avantajlardan mahrum kalınması söz konusu olabilecektir. Belki öğrencilerin büyük bir kısmı üniversitelerinin olduğu şehirde yaşamayacaklar. Sınıf arkadaşları olmayacak ve odalarına çekilip tek başlarına ya videoları dinleyecekler ya da sanal sınıflarda derslere katılacaklar. Öğrencilerin canlandırdığı şehirler belki biraz boşalacak, kafeler ve konser ve sinema salonları eskisi gibi olmayacak. Ama insanlar 'second life' denilen iş ve okul dışı gibi ortamlarda bir araya gelerek videoları izleyip gerekirse izlerken veya videodan sonra tartışabilirler. İleride her ikisi de mümkün ve yaygın olabilir.

Uzaktan iş birliği gruplarının kurulması, uzaktan kulüpler kurulması ve ortak faaliyetler yapmaları gibi uygulamalarla bu kısıtlar nispeten aşılabilir. Bu imkanları da biran önce kullanmaya başlamak, teknoloji desteği ile uzakları yakınlaştırmayı, birlikte ve bütün olmaya çalışmayı sağlamaya çalışmak, bu konuda araştırmalar yapmak, teknolojiler geliştirmek ve yeni ürünler ortaya çıkarmak gerekir. Bu konulara yatırım yapacak üniversiteler için bir anlamda riskin fırsata dönüşmesi de olabilir.

İş birliği şart

Uzaktan eğitim sadece teknoloji ile olmuyor ve sadece eğitim teknologlarının ilgi alanına girmiyor. Eğitmenler-öğreticiler, eğitim bilimleri uzmanları, eğitim programcıları ve öğretim tasarımcıları, yazılımcılar, grafik tasarımcılar, bilişim hukukçularının çok disiplinli bir iş birliği içinde bir araya gelmesi gerekiyor. Yeni üniversite kurulurken bu hususa dikkat edilmeli ve kadrolar mutlaka dengeli bir şekilde oluşturulmalıdır.

Ülkemizin ihtiyacı şu aşamada yeni bir üniversite değil farklı bir üniversitedir ve Açık ve Uzaktan Eğitim Üniversitesi ihtiyaç duyulan üniversite türüdür. Türkiye'nin böyle bir üniversite kurma becerisi ve kapasitesi fazlasıyla mevcuttur.

Not: Yazıyı görüşleriyle destekleyen Barış Horzım, Özcan Akgün ve Murat Topal'a teşekkür ederim.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN