Arama

Erhan Afyoncu
Ocak 20, 2019
Kanuni protokol sorununu kıdem ile çözmüştü

Son başbakan ve Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın belediye başkanı seçilmesi hâlinde protokoldeki yeri ve yeni bir düzenleme yapılması tartışılıyor. Kanunî döneminde böyle bir protokol meselesi çıkmış, padişah yeni makamlarına bakılmaksızın üst düzey bürokratlardan hangisi kıdemli ise onun diğerinden önce gelmesini emrederek meseleyi çözmüştü

Büyük devletlerde protokol kuralları çok sıkı olur ve devletin azametini gösterir. Bir elçinin karşılanmasından tutun da devlet adamlarının padişahın huzurundaki durma yerlerine kadar birçok tören belirli kurallara bağlanmıştır.



OSMANLI TÖREN KURALLARI

Osmanlı döneminde protokol düzeni, bütün törenler ve kabul merasimleri teşrifatçı tarafından idare edilirdi. Padişahın huzurunda arza kimlerin ve nasıl girecekleri, Divan-ı hümayun günü sarayda kimlerin toplanacağı, divan üyelerinin oturma tertipleri, kimlerin üyelere ne şekilde hizmet edecekleri, toplantı sonrasında nasıl sofra kurulacağı ve nasıl yemek yenileceği gibi hususlar bütün teferruatıyla belliydi.

Veziriazam, vezirler, ulema, bürokratlar ve memurların mesai günlerinde nasıl giyinecekleri, tören günlerindeki kıyafetleri, padişah ve veziriazamların saraylarına gidişgelişleri, sefere nasıl çıkılacağı, sefer sırasında hangi devlet görevlisinin çadırının kimin yanında kurulacağı da teşrifat defterleri ve kanunlarda kaydedilmişti.

Bayram, kandil törenleri, padişahların tahta çıkma merasimleri, padişahın Cuma Selamlığı, padişahların bayram alayları ve türbe ziyaretleri, mevlid-i şerif meclisi, sultanların nikâh akdi, elçilerin karşılanması, sadrazam ve padişah huzurlarına kabulleri de çok teferruatlı olarak planlanmıştı.
Surre-i hümayunun uğurlanması, hacıların dönüş haberi alındığında yapılan işler, Hırka-i şerif ziyareti, Ramazan ayındaki iftar davetlerinin nasıl yapılacağı, yeniçerilere maaş (ulufe) dağıtımı merasimi, elçilerin mektup teslim töreni, donanmanın İstanbul'dan çıkışında ve dönüşünde düzenlenen merasim, padişah çocuklarının doğumlarında, ilk derse başlamalarında, sünnetlerinde, evlenmelerinde; sultan, şehzade ve ileri gelen devlet adamlarının vefatlarında yapılacak işler hep belirli kaidelere göre yapılırdı.

Bütün protokol işleri ince ince bütün teferruatıyla kayıtlıydı. Örneğin bir bayram töreni sırasında kimin padişahın ne tarafında kaçıncı olarak duracağı, bayramlaşmanın nasıl yapılacağı, bu esnada verilecek hediyeler, askerlerin, ulemanın, bürokratların, memurların, saray görevlilerinin hangi sıra ve elbiseyle padişahın huzuruna çıkacağı, kimin padişahın elini, kimin eteğini öpeceği, padişahın da bunlara ne şekilde mukabelede bulunacağı belli kurallara bağlanmıştı.


PROTOKOL KRİZİ

Osmanlı döneminde protokolde veziriazam birinci, şeyhülislam ikinci sıradaydı. Törenlerde veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken şeyhülislam ise padişahın önünde eğilir ve elini öperdi. Şeyhülislam padişah hocası ise protokolde veziriazamın önüne geçer ve birinci sırada olurdu.

16. yüzyıl Osmanlı bürokrasisine en büyük Osmanlı bürokratlarından biri olan ve 1534- 1557 yılları arasında 23 yıl nişancılık yapan Celalzâde Mustafa Çelebi damga vurmuştu. Celalzâde, geliştirdiği usül ve esaslarla Osmanlı bürokrasisine yeni bir yön vermişti. Yanında yetişen birçok memur da Osmanlı bürokrasisinde önemli yerlere gelmişlerdi. Kanunî döneminde Celalzâde'nin de içinde bulunduğu bir protokol meselesi yaşandı. İsmail Hakkı Uzunçarşılı Tarihçi Gelibolulu Mustafa Âli'nin "Künhü'l-Ahbar" isimli eserinden naklen bu hadiseyi şöyle anlatır:

"Kanunî Sultan Süleyman zamanında Koca Nişancı diye bilinen ve Osmanlı kanunlarının tertip ve tanziminde büyük himmet ve gayreti görülen Celalzâde Mustafa Çelebi, nişancı bulunduğu tarihte ikinci defterdarlığa tayin edilen Nevbaharzâde kanun ve nizam üzere protokolde nişancıdan önce gelmesi icap ederken, daha önce kendisi Koca Nişancı'nın karşısında divittarlık ettiği için eski efendisinin üst tarafında yer almak istemeyip: "Ben dün karşısında el kavuşturup hizmet ettiğim velinimetim olan Mustafa Çelebi'ye tekaddüm edemem, isterlerse azletsinler" demiş ve padişaha arzedilen bu mesele üzerine Sultan Süleyman memnun olarak bundan sonra Divan'da nişancı ve defterdardan hangisi kıdemli ise onun protokolde diğerinden önce gelmesini emreylediğinden Koca Nişancı protokolde defterdardan önceye konulmuş ve bu tarz kanun olmuştu."

Erhan Afyoncu - Sabah

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN