Ramazan mukabelesi 20. cüz
Mukabele, mübarek Ramazan-ı Şerif boyunca gerçekleştirdiğimiz en önemli ibadetlerdendir. Resul-i Ekrem Efendimizin de Ramazan ayında Cebrail aleyhisselam ile mukabele ettikleri bilinir. Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle siz değerli okurlarımıza ulaşmayı ve Kur'an-ı Kerim'in hatmini birlikte tamamlamayı istiyoruz. Bu minvalde derlediğimiz Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 20. cüzü sizlerle buluşturuyoruz. Kur'an-ı Kerim'in 20. cüzü, Neml Suresi'nin 56-93. ayetlerini, Kasas Suresi'nin (1-88) tamanını ve Ankebut Suresi'nin 1-46. ayetlerini ihtiva eder.
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in nazil olmaya başladığı aydır ve "Kur'an ayı" olarak da anılır. Bu ayda bol bol Kur'an okunması tavsiye edilmiş; Ramazan boyunca en az bir kere hatim yapılması ve mukabele okunması geleneği yaşatılan değerlerimizden olmuştur.
Mukabele, bir başkasının Kur'an-ı Kerim'i okuyuşunu takip etmek yoluyla hatim etme manasını taşır. Ramazan-ı şerifte en az bir defa hatim tamamlamak tavsiye edilmiştir.
Ramazan mukabelesi, geleneksel anlamda insanların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bir uygulama olsa da bu ibadeti internet ya da televizyon kanalları aracılığıyla yapmak da mümkün.
Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini siz değerli okurlarımızla birlikte tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin 20. cüzünü sizlerle buluşturuyoruz.
RAMAZAN MUKABELESİ 20. GÜN
Kur'an-ı Kerim uygulamamızdan cüzlerin Arapça okumalarına ulaşabilir ve mukabele için podcastlerden faydalanabilirsiniz.
📌 20. CÜZÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
🔸 Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okuyup takip etmek kadar önemli görülen bir başka husus ise okunan ayet-i kerimelerin mealine ve tefsirine vakıf olmaktır.
🔸 Bu noktada her gün okunan bir cüzün mealini ve ayetlerin asıl manasını kavrayabilmek için tefsirini okumamız tavsiye edilir.
📌 20. CÜZÜN MEALİNİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
📌 20. CÜZÜ OKUYUP TAKİP EDEBİLECEĞİNİZ KUR'AN-I KERİM EKLENTİMİZ İÇİN TIKLAYIN
Her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin önceki cüzlerine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 19. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 18. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 17. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 16. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 15. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 14. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 13. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 12. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 11. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 10. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 9. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 8. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 7. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 6. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 5. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 4. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 3. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 2. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 1. cüz için tıklayın
20. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 20. cüzü, Neml Suresi'nin 56-93. ayetlerini, Kasas Suresi'nin (1-88) tamanını ve Ankebut Suresi'nin 1-46. ayetlerini ihtiva eder.
NEML SURESİ
🔸Mekke döneminde inen Neml Suresi, 93 ayettir.
🔸Sure, adını Hz. Süleyman'ın ordusuna yol veren karıncayla ilgili kıssanın anlatıldığı 18. ayetten alır. Neml, karınca anlamına gelmektedir.
🔸Surede başlıca, Süleyman peygamber ve Sebe' melikesi, Belkıs kıssası ile Salih ve Lût peygamberler konu edilmekte, ayrıca mü'minlerin kurtuluşa ereceği, İslâm karşıtlarının kötü akıbetleri, öldükten sonra dirilmek ve kıyamet dile getirilmektedir.
🔸Neml Suresi'nin 1-55. ayetleri 19. cüzde, 56-93. ayetleri 20. cüzde yer almaktadır.
NEML SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸Neml Suresi iki bölümde ele alınabilir. Birinci bölümde 7-58. ayet aralığında Hz. Musa'nın hayatından kesitler verilir. Firavun ve taraftarlarına mucizeler gönderildiği halde kibirleri yüzünden kabul etmedikleri ve inanmaya yanaşmadıkları belirtilir.
🔸Hz. Musa kıssasına değinildikten sonra Hz. Süleyman'ın nübüvvet ve hükümdarlığı anlatılır. Onun kuş dilini bildiğinden, cinlere, insanlara ve kuşlara hükmettiğinden söz edilir. Sebe melikesi (Belkıs) ile olan muhaberesi ve sonunda onun Süleyman'ın yanına gelerek hak dini benimsemesi anlatılır.
"Bir zaman cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları Süleyman'ın emrinde toplanmış, birlikte sevk ve idare ediliyordu."
"Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!"
Onun bu sözünden dolayı Süleyman neşeyle gülümsedi ve "Ey rabbim!" dedi, "Gerek bana gerekse anne babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya beni muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi kullarının arasına kat!" Neml Suresi, 17-19. ayetler
🔸Hz. Süleyman kıssasının ardından Hz. Sâlih ile Lût'un kendi kavimlerine yönelik tebliğlerine temas edilir. Her iki topluluğun ilâhî daveti kabul etmeyip peygamberlerine kötü muamelede bulundukları ve sonunda helâk edildikleri haber verilir.
Neml Suresi 1-58. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔸Surenin ikinci bölümü 59-93. ayetlerinde şirk koşmanın insan psikolojisiyle bağdaşmayan noktalarına temas edilmiştir.
🔸 İnsan onuruyla bağdaşmayan şirk telakkisinin eleştirisine dair âyetlerin ardından gaybın yalnızca Allah tarafından bilineceğine işaret edilmiştir. Kehanet gibi yollarla gaybden haber vermenin bir nevi şirk sayıldığına işaret edilir.
"Peki yeryüzünü yerleşmeye elverişli kılan, vadilerinden nehirler akıtan, yerde sarsılmaz dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan kim? Allah'tan başka bir tanrı mı? Doğrusu onların çoğu gerçeği bilmiyorlar." Neml Suresi, 61. ayet
Neml Suresi 56-93. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
KASAS SURESİ
🔸 Mekke döneminde nazil olan sure 88 ayettir.
🔸 Sure adını 25. ayette geçen kıssalar anlamına gelen "kasas" kelimesinden almıştır.
🔸 Kasas Suresi, mushaftaki sıralamada yirmi sekizinci, iniş sırasına göre kırk dokuzuncu sûredir. Neml sûresinden sonra, İsrâ sûresinden önce Mekke'de inmiştir.
🔸 Surede başlıca, Hz. Mûsâ'nın çocukluğunu, peygamber oluşunu, Musevîleri Mısır'dan çıkarmasını ve Firavun ile ordusunun boğulmasını kapsayan süreç, maddi servete bel bağlamanın kötü sonuçlarını vurgulamak üzere Karun kıssası anlatılmaktadır.
KASAS SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Kasas Suresi'ni üç bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölüm olarak ele alınabilecek 3-46. ayetlerde Firavun'un İsrailoğullarına yaptığı zulümler anlatılmaktadır.
"Kuşkusuz ülkesinde Firavun ululuk taslamış, (ayırımcılık yaparak) halkını da gruplara ayırmıştı. Gruplardan birini, erkek çocuklarını kıyımdan geçirip kızlarını sağ bırakarak güçsüz düşürmek istiyordu. Hiç kuşkusuz o huzur ve güveni bozanlardandı." Kasas Suresi - 4 . Ayet
🔸 Hz. Musa'nın çocukluğu, Mısır'dan Medyen'e gidişi, ailesiyle birlikte Tûr dağına çıkışı ve burada kendisine vahiy gelmesi üzerine kavmine tebliğe başlaması, Firavun'u imana davet etmesi, Firavun'un Hz. Mûsâ'yı yalanlaması ve sonunda Kızıldeniz'de boğulması anlatılır.
🔸 Surenin Hz. Mûsâ kıssasıyla ilgili bölümü üslûp ve muhteva bakımından bundan önceki Şuarâ ve Neml sûreleriyle benzerlik göstermektedir.
Kasas Suresi 3-46. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayınız
🔸 Surenin ikinci bölümü olan 47-75. ayetlerinde Hz. Musa ile Hz. Muhammed'in tebliğleri arasındaki ortak noktaya dikkat çekilmek için Mekkeli müşrikler ile Efendimiz arasında cereyan eden olaylara temas edilir.
🔸 Bu ayetlerde ayrıca bir kişinin hidayetin nasip olması için Hz. Allah'ın dilemesi gerektiğine yer verilir. Peygamberimiz bir kimseyi sevse de bu tek başına yeterli olmayacağı ifade edilir. Kaynaklarda bu âyetin Resûlullah'ın amcası Ebû Tâlib hakkında nâzil olduğu belirtilmektedir. Buna göre Ebû Tâlib ölüm döşeğinde iken imana davet edilmiş, Kureyşliler'in kınamasından korkan amcasının iman etmekten çekinmesi üzerine bu âyet nâzil olmuştur (Müsned, II, 434, 441; Buhârî, "Menâḳıbü'l-enṣâr", 40; Vâhidî, s. 193-194).
"Kuşkusuz sen istediğini hidayete erdiremezsin. Ama Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir." Kasas Suresi, 56. ayet
🔸 Bu ayette yakın çevresinde bulundukları halde iman etmeyen kimseler için üzülen Efendimiz teselli edilmektedir.
🔸 Surenin bu bölümünde ayrıca dünya hayatının geçiciliğine, daha önce halkı refah içinde şımarmış nice şehirlerin helâk edildiğine dikkat çekilir, kıyamet gününün bazı sahneleri tasvir edilir.
🔸 Surenin son bölümü olan 76-82. ayetlerinde Karun kıssası anlatılmaktadır.
🔸 Hz. Musa kavminden olan Karun, zenginliğine güvenerek böbürlenmiş ve insanlara türlü haksızlıklarda bulunmuştur. Allah da bu davranışlarından ötürü kendisini servetiyle birlikte yerin dibine geçirmiştir.
"Karûn Mûsâ'nın kavmindendi. O, gücüne dayanarak onlara haksızlık etmekteydi. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki sadece anahtarlarını güçlü kuvvetli bir ekip bile zor taşırdı. Halkı ona şöyle demişti: "Sakın şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez." Kasas Suresi, 76. ayet
"Sonunda biz onu ve evini barkını yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı ona yardım edecek adamları olmadığı gibi, kendi kendini kurtarabilecek durumda da değildi." Kasas Suresi, 81. ayet
🔸 Bu kıssada dünya malının faniliği, servetin asıl sahibinin Allah olduğu, dolayısıyla ondan muhtaçların da yararlanması gerektiği, Allah'ın vereceği sevabın dünya malından daha değerli olduğu bildirilmektedir.
ANKEBUT SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Sure, 69 âyettir.
🔸 Sure, adını 41. âyette geçen "örümcek" anlamına gelen Ankebût kelimesinden almıştır.
🔸 Sure, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci sûredir. Rûm Suresi'nden sonra, Mutaffifîn Suresi'nden önce inmiştir.
🔸 Kasas Suresi'nde başlıca, Allah'ın birliği, peygamberlik, öldükten sonra dirilme gibi temel inanç konuları ile Nûh, İbrahim, Lût ve Şu'ayb gibi peygamberlerin ibret dolu kıssaları konu edilmektedir. Yine Âd ve Semûd gibi kavimlerle Kârûn ve Hâmân gibi tarihin azgın liderlerinin başlarına gelenlere dikkat çekilmektedir.
🔸 Bir önceki Kasas sûresinde (âyet 85) Hz. Peygamber'in, bu surede ise (âyet 56) müminlerin hicretine işaretler bulunmaktadır. Bu durum, her iki sûrenin hicret sırasında yakın aralıklarla nâzil olduğuna delil sayılmaktadır.
"Ey inanan kullarım! Benim arzım geniştir; o halde yalnız bana kul olmakta sebat edin." Ankebût Suresi - 56 . ayet
ANKEBUT SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Ankebut Suresi'nin 1-46. ayetleri 20. cüzde yer almaktadır.
🔸 Birbiriyle ilişkili çeşitli konuları içeren Ankebut Suresi'nin 1-9. ayetlerinde müminlerin dünya hayatında inançları sebebiyle çektikleri sıkıntıların birer imtian olduğu, eski kavimlerin de inananların çeşitli şekillerde imtihanlara tabi tutuldukları, kuvvetlilerin zayıfları ezmeye çalıştıklarından bahsedilir.
" İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, "İman ettik" demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?"
" Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır." Ankebût Suresi - 2-3 . ayet
🔸 İlerleyen ayetlerde müminlerin imtihanlarından sonra münafıklardan bahsedilmiş, kafirleri ve münafıkları bekleyen acı son anlatılmıştır.
🔸 14-22. ayetlerde ise inanmak istemeyenlerin öteden beri peygamberlerine düşman olduklarına onları göçe zorladıklarına fakat en nihayetinde ilahi cezaya uğradıklarına temas edilir.
"Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler, işte bunların rahmetimden ümitleri olamaz ve bunlar için acı bir azap vardır." Ankebût Suresi - 23 . ayet
🔸 23-44. ayetlerde Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. Lût gibi bazı peygamberlerin kıssalarına temas edilmiştir. Akıl sahiplerinin önlerine ibretlik olarak serilen bu olayların anlatılmasıyla müminlere güven verilmiş zalimlere ise yaptıklarının sonuçlarının kötü olacağı hatırlatılmıştır.
"Allah'tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!" Ankebût Suresi - 41 . ayet
Ankebut Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
MUKABELE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Peygamber Efendimize (sav) 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'an'ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık 23 yıl devam etti.
🔸 Peygamberimizle (sav) Cebrail, her yıl Ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okudular. Önce Cebrail okur Peygamberimiz (sav) dinlerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi.
🔸 Bu durum Peygamberimizin (sav) vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlandı. Böylece Kur'an ayetlerinin unutulmasının önüne geçildi. Peygamberimizin (sav) bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdi.
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.