Arama

Sultan Abdülhamid Enver Paşa’yı neden Küba’ya gönderdi?

Sultan II. Abdülhamid, dış politikanın öneminin arttığı bir dönemde hükümdar oldu. Onun diplomasi faaliyetleri daima "denge siyaseti" çerçevesinde gerçekleşti. 93 Harbi sonrası Balkanlardaki toprak kaybının ardından Girit sorunu gündeme geldi; meseleye Avrupalı ülkeler de dâhil oldu. Adada Yunanistan'ın kışkırtmalarıyla 30 yıl boyunca süregelen isyanların mahiyeti, Sultan Abdülhamid'e göre Küba ile benzerlik gösterebilirdi. Zira Küba da 30 yıldır İspanya'ya karşı bağımsızlık savaşı yürütüyordu. Küba'da iç isyanlar ve sonrasında izlenen politikaların Girit sorununun çözümünde etkili olması mümkündü. Abdülhamid, bu meseleyi araştırmak amacıyla Hasan Enver Paşa'yı görevlendirdi ve yerinde gözlem yaparak rapor hazırlaması için onu Küba'ya gönderdi.

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 1
  • 16
DIŞ POLİTİKANIN ÖNEMİNİN ARTTIĞI DÖNEM
DIŞ POLİTİKANIN ÖNEMİNİN ARTTIĞI DÖNEM

Osmanlı Devleti'nin son yarım yüzyılı, dış politika konularının önem kazandığı bir dönemdir.

Zira devletin neredeyse tüm iç meseleleri uluslararası bir boyuta taşınmış ve Osmanlı Devleti'ne yabancı müdahale artmaya başlamıştı.

1876 yılında tahta geçen Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğuna ait toprakları korumak amacıyla dış politikada denge unsuruna yer vermişti.

  • 2
  • 16
ABDÜLHAMİD’İN İZLEDİĞİ DENGE SİYASETİ
ABDÜLHAMİD’İN İZLEDİĞİ DENGE SİYASETİ

Sultan II. Abdülhamid'in hükümdar olduğu dönemde, dış sorunlar baş göstermiş ya da iç meseleler dış dünyada kendine destek bulmuştu.

Osmanlı için son derece önemli bölgelerde, İngiltere, Rusya, Almanya gibi büyük güçler ile Kıbrıs, Mısır, Bulgaristan, Doğu Rumeli, Boğazlar ve Batum gibi bölgelerde çeşitli krizler yaşanmıştı.

Sultan Abdülhamid, bu krizlerde çatışan güçlerden birini diğerine karşı kullanarak bir denge siyaseti izlemişti.

Abdülhamid'in izlediği dış politikanın unsurları, genel politikasının da temelini oluşturmuştu.

  • 3
  • 16
AYESTEFANOS, BERLİN VE BÜYÜK TOPRAK KAYIPLARI
AYESTEFANOS, BERLİN VE BÜYÜK TOPRAK KAYIPLARI

Rusya, 1870'li yıllardan sonra Panislavist politikalar izlemiş ve bunun sonucunda 93 Harbi olarak da adlandırılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı gerçekleşmişti.

Rusya, Balkanlarda çok yoğun bir propagandaya başlamış ve bu bölgede ayaklanma çıkararak amacına ulaşabileceği sonucuna varmıştı.

Rusya, 93 Harbi sırasında "Ayestefanos" olarak da adlandırılan Yeşilköy sınırına kadar geldi ve Osmanlı, İstanbul'un düşmemesi için Ayestefanos Antlaşması'nı imzalamak durumunda kaldı.

Rusya'nın güç kazanmasından korkan Avusturya ve İngiltere'nin talebiyle Berlin Konferansı toplandı ve Osmanlı, Balkanlardaki toprakların hâkimiyetini bu antlaşmada kaybetti.

(x) 🔍 Balkanların çehresini değiştiren savaş: 93 Harbi

  • 4
  • 16
GİRİT MESELESİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
GİRİT MESELESİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Osmanlı Devleti'nin, Ayestefanos ve Berlin Antlaşmalarının ardından karşılaştığı sorunlardan birisi Girit meselesiydi.

Hem coğrafi konumu hem de stratejik önemi açısından Akdeniz'in kilit noktası olarak değerlendirilen Girit, tarih boyunca önemini korudu.

1669 yılında fethedilen Girit Adası, ayrıcalıklı bir yapı içinde olmuş; 1821 yılında Yunan isyanının gerçekleştiği dönemde Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın yönetimine bırakılmıştı.

1866 yılında ayaklanma ile gün yüzüne çıkan ve 1869'a dek devam eden Girit sorunu, hem Osmanlı'yı meşgul eden ana konulardan biri olmuş hem de Avrupa ülkelerinin gündeminde yer almıştı.

  • 5
  • 16
ABDÜLAZİZ GİRİT’E ÖZERKLİK NİTELİĞİNDE YETKİ VERDİ
ABDÜLAZİZ GİRİT’E ÖZERKLİK NİTELİĞİNDE YETKİ VERDİ

1868 yılında Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz, bir ferman ile Girit'e özerklik niteliğinde bazı yetkiler tanımlamıştı.

Yunanistan'ın Girit adası üzerinde ısrarcı hak iddiaları, bu meseleyi sürekli tartışılır hale getirmişti.

Bunun sonucunda 1866 yılından itibaren ayaklanmalar süreklilik kazanmış; isyancıların talepleri ve konunun uluslararası bir hal alması Girit sorununu çıkmaza sokmuştu.

(x) 🔍 Sultan Abdülaziz nasıl katledildi?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN