Osmanlı paşalarının İstanbul’da yaptırdığı camiler
Osmanlı'nın yüksek rütbelere sahip şahsiyetleri için "Paşa" sıfatı kullanılırdı. Padişahın yakınında bulunan Osmanlı paşaları, sahip oldukları serveti onlara ahiret yurdunda fayda sağlayacak sadaka-i cariyelere sarf ettiler. İstanbul'un dört bir yanında yaptırdıkları külliye, cami, medrese gibi yapılarla şehri donattılar. Peki, Osmanlı paşaları İstanbul'da hangi camileri yaptırdı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
💠 Hekimoğlu Ali Paşa Camii, klasik Türk mimarisinin son eseri olarak kabul edilir. İstanbul'un yedinci tepesinde yer alan cami, Hekimbaşı Nuh Efendi'nin oğlu Hekimoğlu Ali Paşa tarafından 1734 tarihinde kendi adına yaptırılır. Bu nadide eserin mimarları ise Çuhadar Ömer Ağa ile Hacı Mustafa'dır.
💠 Camide altı ana sütunun taşıdığı bir ana kubbe, ön tarafında beş yarım kubbe ve arka tarafta yine sağ ve solda olmak üzere dört küçük kubbe bulunur.
💠 Giriş kapısının üzerinde şu mısralar yazılıdır:
"Dedim İshak tahsin eyleyüp tarih-i itmamın
Zeki nev-câmi-i sadr-ı âli kadr dâd-aver"
💠 Bali Paşa Camii, Sultan II. Bayezid'in vezirlerinden İskender Paşa'nın kızı ve Bali Paşa'nın zevcesi Hüma Hatun tarafından 1505 yılında yaptırılır.
💠 Cami Mimar Sinan'ın ilk eserlerinden biridir. Sinan'ın İstanbul'da mimarlığa başladığı ilk yıllardaki tutumunu sergilemek noktasında önemli bir yere sahip olan cami Osmanlı devri Türk mimarisinde özel bir konumdadır.
💠 Fatih'in sokaklarını tezyin eden cami, 1610 yılında Bekir Paşa tarafından yaptırılır. Caminin banisi Bekir Paşa'nın mezarı, Topkapı dışında Takkeci Camii'nin karşısında "Yalnız Servi" mezarlığında yer alır.
💠 1955-60 yılları arasında ve 1973 yılında tamir gören Bekir Paşa Camii'nin duvarları kagirdir. Kare planlı olan caminin mihrabı çini, tavanı, minberi, kürsüsü ahşaptır. İç duvarlarındaki fayanslar göz alıcı bir surette ihtişama sahiptir.
Kagir yapı: Taş ve tuğlayı bir arda kullanılarak inşa edilen yapım tekniği
💠 Cerrah Mehmet Paşa Camii, klâsik Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilmiş, tek minareli bir paşazade camisidir. Caminin banisi Cerrah Mehmed Paşa, Yeniçeri ağalığından Sadrazamlığa kadar yükselen ve III. Mehmed'in vezirliğini yapan bir Osmanlı paşasıdır.
💠 Esasında bir külliye yapısı olan Cerrahpaşa, İstanbul'un yedi tepesinden birinin üzerine kuruludur. Zamanla bazı binaları yok olarak günümüze ulaşmayı başaramayan caminin mimarı, Mimar Sinan'dan sonra mimarbaşı olan, Sinan'ın halifesi Davud Ağa'dır.
💠 Cezeri Kasım Paşa Camii'nin bânisi nişancılık, defterdarlık ve vezirlik gibi pek çok farklı görevleri yerine getiren Cezerî lakabıyla tanınan Kasım Paşa'dır.
💠 Caminin içerisinde mihrabın içine ve minberin sol tarafında kaplı halde bulunan çiniler eşine sıkça rastlamadığımız değerli parçalardır. Özellikle Osmanlı dönemi Türk çini sanatında başlı başına bir grup teşkil eden ve sayıları pek fazla olmayan Kâbe tasvirli panolar, paha biçilemez nitelikte değerli sanat eserleridir.
💠 İznikli Mehmed oğlu Osman'ın camiye vakfettiği kıymettar panoda, çiçekli bir çerçeve ve içerisinde oldukça gerçekçi üslûpta bir Kâbe tasviri yer alır. Kâbe tasvirinde çevredeki binaların da bulunuşu ve bir perspektifi ifade etmesi, bu eserin önceki örneklerle karşılaştırıldığında bir resim anlayışıyla ortaya koyulduğu göze çarpar.
Kaçırılan tarihi eserlerimizin Anadolu topraklarına dönüş hikâyesi